Yazar "Kaplan, Onur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 27
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 1924 ANAYASASI’NDA YARGI YETKİSİ VE ŞURA-YI DEVLET’İN FONKSİYONU(2018) Kaplan, OnurToplumun sosyolojik açıdan temel yapısını teşkil eden ve devletlerin yönetimbiçimlerinin çerçevesini çizen Anayasa, genellikle siyasi bir belge olarak telakki edil-mektedir. Bununla birlikte devlet kavramıyla sıkı bir bağlantı içinde olsa da Ana-yasa kavramının sadece bir siyasi bir belge olarak ele alınması eksik bir yaklaşımolacaktır. Bu kapsamda Anayasanın sahip olduğu siyasi değerinin yanında 1924Anayasası’nın aktarmış olduğu kavramların da tanımlanması gerekmektedir. Özel-likle kamu hukukunun belli başlı meselelerinden biri, devlet organlarının her birininneyi yapıp yapamayacağının tespit edilmesidir. Çalışma konusu kapsamında –yasamave yürütme kuvveti hariç tutulmamak kaydıyla– kazaî vazifenin maddi tasavvurununneden ibaret olduğunun mantıklı bir açıklamasını yapmak gerekmektedir. Bu bakım-dan Türk Anayasacılık hareketleri kapsamında yargı yetkisinin nasıl geliştiği ortayakonulmalıdır. Bunun yanında Cumhuriyet döneminde çıkarılan kanunlar ile birlikteidari yargının görev alanının belirginleşmesi ve Şura-yı Devlet’in yargısal görevleri-nin artması idari yargı rejiminin gelişim sürecini hızlandırmıştır. Bu gelişim sürecindeŞura-yı Devlet’in hukuk devleti nosyonunun oluşması bakımından oynadığı rol büyükönem arz etmektedir. Çalışmada bu kapsamda 1924 Anayasası’nda yargı yetkisininne şekilde düzenlendiği ifade edilecek; daha sonra Türk idari yargı sistemi, Şura-yıDevlet başta olmak üzere temel özellikleri ile değerlendirilecek ve Şura-yı Devlet’in odönemde vermiş olduğu bazı kararlarda hukuka uygunluğun sağlanması noktasındakifarklı yaklaşımları irdelenecektir.Öğe 1924 Anayasası’nda yargı yetkisi ve Şura-yı Devlet’in fonksiyonu(Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2018) Kaplan, OnurÖZET: Toplumun sosyolojik açıdan temel yapısını teşkil eden ve devletlerin yönetim biçimlerinin çerçevesini çizen Anayasa, genellikle siyasi bir belge olarak telakki edilmektedir. Bununla birlikte devlet kavramıyla sıkı bir bağlantı içinde olsa da Anayasa kavramının sadece bir siyasi bir belge olarak ele alınması eksik bir yaklaşım olacaktır. Bu kapsamda Anayasanın sahip olduğu siyasi değerinin yanında 1924 Anayasası’nın aktarmış olduğu kavramların da tanımlanması gerekmektedir. Özellikle kamu hukukunun belli başlı meselelerinden biri, devlet organlarının her birinin neyi yapıp yapamayacağının tespit edilmesidir. Çalışma konusu kapsamında –yasama ve yürütme kuvveti hariç tutulmamak kaydıyla– kazaî vazifenin maddi tasavvurunun neden ibaret olduğunun mantıklı bir açıklamasını yapmak gerekmektedir. Bu bakımdan Türk Anayasacılık hareketleri kapsamında yargı yetkisinin nasıl geliştiği ortaya konulmalıdır. Bunun yanında Cumhuriyet döneminde çıkarılan kanunlar ile birlikte idari yargının görev alanının belirginleşmesi ve Şura-yı Devlet’in yargısal görevlerinin artması idari yargı rejiminin gelişim sürecini hızlandırmıştır. Bu gelişim sürecinde Şura-yı Devlet’in hukuk devleti nosyonunun oluşması bakımından oynadığı rol büyük önem arz etmektedir. Çalışmada bu kapsamda 1924 Anayasası’nda yargı yetkisinin ne şekilde düzenlendiği ifade edilecek; daha sonra Türk idari yargı sistemi, Şura-yı Devlet başta olmak üzere temel özellikleri ile değerlendirilecek ve Şura-yı Devlet’in o dönemde vermiş olduğu bazı kararlarda hukuka uygunluğun sağlanması noktasındaki farklı yaklaşımları irdelenecektirÖğe 5366 Sayılı kanun kapsamında yenileme alanlarında gerçekleştirilen kentsel dönüşüm süreci üzerine bir deneme(Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, 2017) Kaplan, OnurÖzet: Ülkemizde sanayileşme hareketlerinin 1950’lerden itibaren hız kazanması neticesinde kent merkezlerinde yoğunlaşma artmıştır. Kentleşme adı verilen nüfus birikimi sürecinin belirgin hale gelmesiyle birlikte kentlerde fiziki, sosyal ve ekonomik açıdan bir değişim yaşanmıştır. Ancak, kentleşme olgusunun dengesiz biçimde gelişmesi beraberinde çarpık kentleşme ve altyapı sorunlarını da getirmiş; bu süreçte tarihi ve kültürel taşınmazların bulunduğu bölgelerde çöküntü alanları oluşmuş ve bu alanların dönüştürülmesi ihtiyacı doğmuştur. Dolayısıyla 5366 sayılı Kanun çerçevesinde yenileme alanı olarak tespit edilen yerlerde kentsel dönüşüm uygulamalarının gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda çalışmada öncelikle uygulamada hedeflenen unsurun ne olduğu belirlenmiş, daha sonra idarece yenileme alanlarında gerçekleştirilen uygulamalarda süreç; tespit, tasarrufların kısıtlanması ve kamulaştırma aşamaları bakımından incelenerek, nihayetinde genel bir değerlendirme yapılmıştır.Öğe 5366 Sayılı Kanun Kapsamında Yenileme Alanlarında Gerçekleştirilen Kentsel Dönüşüm Süreci Üzerine Bir Deneme(2017) Kaplan, OnurÜ lkemizde sanayileşme hareketlerinin 1950'lerden itibaren hız kazanması neticesinde kent merkezlerinde yoğunlaşma artmıştır. Kentleşme adı verilen nüfus birikimi sürecinin belirgin hale gelmesiyle birlikte kentlerde fiziki, sosyal ve ekonomik açıdan bir değişim yaşanmıştır. Ancak, kentleşme olgusunun dengesiz biçimde gelişmesi beraberinde çarpık kentleşme ve altyapı sorunlarını da getirmiş; bu süreçte tarihi ve kültürel taşınmazların bulunduğu bölgelerde çöküntü alanları oluşmuş ve bu alanların dönüştürülmesi ihtiyacı doğmuştur. Dolayısıyla 5366 sayılı Kanun çerçevesinde yenileme alanı olarak tespit edilen yerlerde kentsel dönüşüm uygulamalarının gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda çalışmada öncelikle uygulamada hedeflenen unsurun ne olduğu belirlenmiş, daha sonra idarece yenileme alanlarında gerçekleştirilen uygulamalarda süreç; tespit, tasarrufların kısıtlanması ve kamulaştırma aşamaları bakımından incelenerek, nihayetinde genel bir değerlendirme yapılmıştır.Öğe Danıştay Kararları Işığında Acele Kamulaştırmalarda “Aceleliğine Karar Verilen Haller” Bakımından Bir Değerlendirme(2018) Kaplan, OnurOlağan kamulaştırmalardan farklı olarak acele kamulaştırma uygulamaları gün geçtikçe daha fazlayapılır hale gelmiştir. Özellikle idareye kanunla verilen görevlerin yerine getirilmesi noktasındahizmetin kesintisiz ve çabuk biçimde gerçekleştirilerek kamu yararının sağlanmasının amaçlandığıdurumlarda söz konusu uygulamalara başvurulmaktadır. Bu doğrultuda Bakanlar Kurulu’nun tesis ettiğiacele kamulaştırma kararlarından dolayı ortaya çıkan uyuşmazlıkların halli bakımından Danıştay’ınönemli bir fonksiyon icra ettiği ifade edilebilir. Aceleliğine karar verilen hallerde gerçekleştirilen acelekamulaştırma uygulamaları sonucunda bireylerin temel hak ve hürriyetlerine dair yapılan müdahalelerinhukuka uygunluğunun tespiti bakımından Danıştay’ın birtakım kıstasları aradığı görülmektedir. Bukapsamda çalışmada öncelikle acele kamulaştırma müessesesinin uygulanabileceği haller belirtilerek,aceleliğine karar verilen hallerde idarece acele kamulaştırma kararlarının icrası neticesinde baştamülkiyet hakkı olmak üzere bireylerin temel hak ve hürriyetlerine yapılan müdahalenin hukukauygunluğunun tespitinde Danıştay kararlarında yer alan ölçütlerin ortaya konulması amaçlanmaktadır.Öğe Danıştay kararları ışığında acele kamulaştırmalarda “aceleliğine karar verilen haller” bakımından bir değerlendirme(Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 2018) Kaplan, OnurÖZET: Olağan kamulaştırmalardan farklı olarak acele kamulaştırma uygulamaları gün geçtikçe daha fazla yapılır hale gelmiştir. Özellikle idareye kanunla verilen görevlerin yerine getirilmesi noktasında hizmetin kesintisiz ve çabuk biçimde gerçekleştirilerek kamu yararının sağlanmasının amaçlandığı durumlarda söz konusu uygulamalara başvurulmaktadır. Bu doğrultuda Bakanlar Kurulu’nun tesis ettiği acele kamulaştırma kararlarından dolayı ortaya çıkan uyuşmazlıkların halli bakımından Danıştay’ın önemli bir fonksiyon icra ettiği ifade edilebilir. Aceleliğine karar verilen hallerde gerçekleştirilen acele kamulaştırma uygulamaları sonucunda bireylerin temel hak ve hürriyetlerine dair yapılan müdahalelerin hukuka uygunluğunun tespiti bakımından Danıştay’ın birtakım kıstasları aradığı görülmektedir. Bu kapsamda çalışmada öncelikle acele kamulaştırma müessesesinin uygulanabileceği haller belirtilerek, aceleliğine karar verilen hallerde idarece acele kamulaştırma kararlarının icrası neticesinde başta mülkiyet hakkı olmak üzere bireylerin temel hak ve hürriyetlerine yapılan müdahalenin hukuka uygunluğunun tespitinde Danıştay kararlarında yer alan ölçütlerin ortaya konulması amaçlanmaktadır.Öğe HUKUK DEVLETİ” BAĞLAMINDA KANUN KALİTESİ(2018) Kaplan, OnurDiğer normlardan yaptırım özelliği taşıması ile ayrılan hukuk ku-ralları toplum düzeninin sağlanmasına yönelik biçimde oluşturulmakta-dır. Toplum düzeninin sağlanması bağlamında bireylerin temel hak veözgürlükleri ile kamu yararı arasında bir denge kurulması ise hukuk ku-rallarının üstün olduğu bir sistemde mümkündür. Bu kapsamda hukukdevleti kavramı ile hukukun üstünlüğü kavramı arasında sıkı bir ilişkibulunmaktadır. Hukukun üstünlüğü, normun pozitif veya negatif değeri-ne bakılmaksızın yalnızca uygulanması şeklinde tezahür eden bir olgudeğildir. Bu nedenle kanun adı verilen normların yalnızca uygulanmasıbir devletin hukuk devleti olduğu manasına gelmemektedir. Demokratikhukuk devletinde kanun yapım süreci bu anlamda büyük önem arz et-mektedir. Zira kanun kalitesi olarak ifade edilen kavram bireylerin temelhak ve özgürlüklerini şekil ve içerik açısından koruyucu bir işlev üstlen-diği gibi kanunların uygulanması aşamasında hukuka uygunluğun sağ-lanması bakımından bir ölçü olarak değerlendirilebilmektedir. Bu doğ-rultuda çalışmada öncelikle hukuk devleti ve kanunilik prensibi arasın-daki ilişki ortaya konularak kanun kalitesi kavramı tanımlanmakta ve bubağlamda kanun kalitesi kavramının şekli yapısı ve içeriksel yapısı de-ğerlendirilerek, temel hak ve özgürlükler ile hukuk devleti ilişkisi irdele-necektir.Öğe İdare hukuku yönünden afet riski altındaki alanların kentsel dönüşüm süreci(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2017) Kaplan, Onur; Ayanoğlu, Taner[Abstract Not Available]Öğe İDARİ YAPTIRIMLARDA MASUMİYET KARİNESİ VE ANAYASA MAHKEMESİNİN BİREYSEL BAŞVURU KARARLARINDAKİ YAKLAŞIMI(2019) Kaplan, OnurDevletin anayasa ve kanunlarda verilen görevleri yerine getirmesibakımından idare, kamu gücü kullanarak işlevini yerine getirmektedir.İdarenin kamu gücü kullanımının hukuk alanında bir tezahürü olarak,tesis ettiği idari işlemler hukuka uygunluk karinesinden yararlanmaktadır. Organik anlamda idari yaptırımların da birer idari işlem olduğuve bu kapsamda tesis ettiği bu işlemlerin de hukuka uygunluk karinesinden yararlandığı ifade edilebilir. Bununla birlikte söz konusu aksiispatlanabilir bir karine olduğu için, bireylerin yargısal yollara başvurarak hukuka aykırı idari işlemlerin hukuk düzeninden kaldırılmasınısağlamaları mümkün olabilmektedir. Özellikle Anayasa’nın 38. maddesiçerçevesinde masumiyet karinesi yalnızca kanunda tipik suç olarak kabul edilen fiil veya hareketler bakımından değil aynı zamanda cezalandırma niteliğini bünyesinde ihtiva eden fiil veya hareketler bakımındanda söz konusu olmaktadır. Bu doğrultuda çalışmada öncelikle masumiyet karinesi ve idari yaptırım kavramları tanımlanacak, sonrasında suçve cezalar hakkında uygulanan ilkelerden masumiyet karinesi ilkesininidari yaptırımlarla olan bağlantısı, Anayasa Mahkemesi kararları ışığındaaçıklanacaktır.Öğe İDARİ YAPTIRIMLARIN YARGISAL DENETİMİNDE GÖREVLİ YARGI YERİNİN BELİRLENMESİ(2019) Kaplan, OnurBireylerin toplum düzeninde bir arada yaşamalarının sağlanmasıbakımından idareye anayasa ve kanunlar tarafından belirli yetkilerverilmiştir. Bu kapsamda söz konusu düzenin sağlanabilmesi maksadıylaidare edilenlere yönelik olarak idarece kamu gücü kullanımı neticesindeyaptırımlar uygulanabilmektedir. İdarenin anayasa ve kanunda belirlenenişlevi kapsamında tesis edilen ve bu anlamda idari işlem mahiyetini haiz olanidari yaptırımların hukuka uygunluğu denetimi kaide olarak idari yargımahkemelerinde gerçekleşse de yasal düzenlemelerin neticesinde adli yargıgörevli kılınabilmektedir. Bu çerçevede idari yaptırımlardan doğandavaların çözümünde görev hususu bakımından çeşitli ihtimallerin varlığısöz konusu olmaktadır. Bu doğrultuda çalışmada, idari yaptırımlardan doğandavaların hangi yargı yerinde çözümleneceği, Danıştay ve UyuşmazlıkMahkemesi kararları göz önünde bulundurulmak suretiyle irdelenecektir.Öğe İdari yaptırımlarda masumiyet karinesi ve anayasa mahkemesinin bireysel başvuru kararlarındaki yaklaşımı(Suç ve Ceza, 2019) Kaplan, OnurÖZET: Devletin anayasa ve kanunlarda verilen görevleri yerine getirmesi bakımından idare, kamu gücü kullanarak işlevini yerine getirmektedir. İdarenin kamu gücü kullanımının hukuk alanında bir tezahürü olarak, tesis ettiği idari işlemler hukuka uygunluk karinesinden yararlanmaktadır. Organik anlamda idari yaptırımların da birer idari işlem olduğu ve bu kapsamda tesis ettiği bu işlemlerin de hukuka uygunluk karinesinden yararlandığı ifade edilebilir. Bununla birlikte söz konusu aksi ispatlanabilir bir karine olduğu için, bireylerin yargısal yollara başvurarak hukuka aykırı idari işlemlerin hukuk düzeninden kaldırılmasını sağlamaları mümkün olabilmektedir. Özellikle Anayasa’nın 38. maddesi çerçevesinde masumiyet karinesi yalnızca kanunda tipik suç olarak kabul edilen fiil veya hareketler bakımından değil aynı zamanda cezalandırma niteliğini bünyesinde ihtiva eden fiil veya hareketler bakımından da söz konusu olmaktadır. Bu doğrultuda çalışmada öncelikle masumiyet karinesi ve idari yaptırım kavramları tanımlanacak, sonrasında suç ve cezalar hakkında uygulanan ilkelerden masumiyet karinesi ilkesinin idari yaptırımlarla olan bağlantısı, Anayasa Mahkemesi kararları ışığında açıklanacaktır.Öğe İDARİ YARGILAMA HUKUKU YÖNÜNDEN ÖZEL SGGORTA SÖZLEŞMELERİNDE SİGORTACININ SİGORTALIYA HALEFİYETİ MESELESİ(2020) Kaplan, Onur; Işıklar, Güneş KarolSigorta sözle?mesine konu edilmi? bir zarar ortaya çıkması neticesinde, sigortacı kurduğu sözle?me uyarınca bu zararın gidermekle yükümlü olmaktadır. Halefiyetkavramına bağlı olarak sigorta ?irketi, kendisinin tazminat ödemesine yol açan rizikonun gerçekle?mesinden sorumlu olan ki?ilere kar?ı olan talepler bakımından sigortalısının yerine geçmektedir. Bu anlamda zararın doğmasına neden olan davranı?, idareninbir i?leminden, eyleminden yahut eylemsizliğinden ileri gelebilir. 1982 Anayasası?nın125. maddesinde belirtildiği üzere, idarenin her türlü eylem ve i?lemlerine kar?ı yargıyolunun açık olduğu ifade edilerek idarenin kendi eylem ve i?lemlerinden doğan zararıödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmı?tır. Bu anlamda sigortacının halefiyet kurumu uyarınca ödediği tazminat nispetinde zarar görenin yerine geçmesine dayalı olarakidareye bir talepte bulunabilmesi söz konusu olabilecektir. Bu noktada özellikle, sorumluluğu bulunan idarelere bu bedelin rücu edilmesi bağlamında uygulamada ortaya çıkanuyu?mazlıkların çözümü bakımından yargı yolunun belirlenmesi önem arz etmektedir.Zira bazı yargı kararlarında idarenin tazmin sorumluluğu kapsamında uyu?mazlığın“alacak davası” olarak nitelendirilmesi görevli yargı yerinin belirlenmesinde isabetsizçıkarımları da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle söz konusu isabetsiz çıkarımlarınönüne geçilebilmesi ve konunun anla?ılabilmesi için, çalı?mada öncelikle sigorta hukukunda halefiyet ilkesine ve idarenin sorumluluğu kavramlarına değinilecek; sonrasındaise, yargı kararları ı?ığında söz konusu uyu?mazlıklarının çözüm yerinin ve tabi olacağıesasların tespitinde hangi çıkarımlardan hareket edilmesi gerektiği irdelenecektir.Öğe İdari yargılama hukuku yönünden özel sigorta sözleşmelerinde sigortacının sigortalıya halefiyeti meselesi(2020-12-18) Kaplan, Onur; Işıklar, Güneş Karol-Öz-: Sigorta sözle?mesine konu edilmi? bir zarar ortaya çıkması neticesinde, sigortacı kurduğu sözle?me uyarınca bu zararın gidermekle yükümlü olmaktadır. Halefiyet kavramına bağlı olarak sigorta ?irketi, kendisinin tazminat ödemesine yol açan rizikonunÖğe KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU TARAFINDAN VERİLENTAVSİYE KARARLARININ HUKUKİ İŞLEVİ VE ETKİSİ(2020) Kaplan, Onurİdari makamların faaliyetlerini gerçekleştirirken ortaya çıkabilecek hukuka aykırılıkların önüne geçilmesi maksadıyla, hukuk düzeninde çeşitli hukuki mekanizmalar öngörülmüştür. Kişilerin idarenin işleyişiyle ilgili şikayet başvuruları neticesinde Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından yapılan denetim, bu noktada önemli bir denetim türü olarak ortaya çıkmaktadır. Kamu Denetçiliği Kurumuna ilgili kişilerce yapılan şikayet başvurusu neticesinde verilen kararların niteliği ise, bu denetimin hukuki etkisinin ne olduğunu göstermektedir. Bu bakımdan söz konusu kararların, idarenin iyi işleyişinin sağlanmasına olan etkisinin yanında yargısal denetime herhangi bir etkisinin bulunup bulunmadığının da izah edilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda çalışmada, Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından verilen kararların niteliği açıklanarak, tavsiye kararların işlevinin ve etkisinin ne olduğu irdelenecektir.Öğe Kamu denetçiliği kurumu tarafından verilen tavsiye kararlarının hukuki işlevi ve etkisi(Ombudsman Akademik, 2020) Kaplan, OnurÖzet: İdari makamların faaliyetlerini gerçekleştirirken ortaya çıkabilecek hukuka aykırılıkların önüne geçilmesi maksadıyla, hukuk düzeninde çeşitli hukuki mekanizmalar öngörülmüştür. Kişilerin idarenin işleyişiyle ilgili şikayet başvuruları neticesinde Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından yapılan denetim, bu noktada önemli bir denetim türü olarak ortaya çıkmaktadır. Kamu Denetçiliği Kurumuna ilgili kişilerce yapılan şikayet başvurusu neticesinde verilen kararların niteliği ise, bu denetimin hukuki etkisinin ne olduğunu göstermektedir. Bu bakımdan söz konusu kararların, idarenin iyi işleyişinin sağlanmasına olan etkisinin yanında yargısal denetime herhangi bir etkisinin bulunup bulunmadığının da izah edilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda çalışmada, Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından verilen kararların niteliği açıklanarak, tavsiye kararların işlevinin ve etkisinin ne olduğu irdelenecektir.Öğe Karar İncelemesi: “COVID-19 Salgını Karşısında İdari Faaliyetlerde Drone Kullanımı ve Kişisel Verilerin Korunması Üzerine”(2020) Kaplan, OnurTeknolojik imkanların artmasına bağlı olarak, idarenin idare işlevi çerçevesinde yerine getirdiği idari faaliyetlerdekullandığı kamu mallarında da değişim yaşanmıştır. İdari faaliyetlerin işleyişinde kullanılan teknolojik araçların, çeşitli fonksiyonları bünyesinde barındırması ve bunları çok hızlı biçimde yerine getirmesi; idari faaliyetin muhataplarıaçısından kolaylık sağlayabilmektedir. Ancak, sağlanan kolaylık yanında bu araçların kullanımı neticesinde bireylerintemel hak ve hürriyetlerin negatif biçimde etkilenmesi de söz konusu olabilmektedir. Özellikle idarenin drone vb.araçlar kullanarak yapmış olduğu idari faaliyetlerde kişisel verilerin toplanması, iletilmesi ve işlenmesi gündemegelebilecektir. Bu doğrultuda bu çalışmada, çalışmaya konu olan Conseil d’État kararı ışığında; idarenin kamu düzeninin sağlanması maksadıyla idari kolluk faaliyetini yerine getirirken drone kullanımının, bireylerin temel hak vehürriyetleri üzerinde ne gibi etkiler üretebileceği irdelenmektedir.Öğe THE LEGAL AID IN TURKISH ADMINISTRATIVE PROCEDURE LAW IN THE LIGHT OF THE ECHR CASE-LAW(2020) Kaplan, OnurThe ability of individuals to apply to the judicialway is important in terms of guaranteeing theirfundamental rights and freedoms. In particular,the existence of this legal guarantee becomesmore meaningful in terms of legal relationsbetween the individuals and administration whohave the privilege of using public power whileperforming their duties assigned by positive legalrules. At this point, besides the independenceand impartiality of the judiciary, accessing thejudicial path also appears as a requirement of theright to a fair trial. So that the right to a fair trialcan find application in the legal relations betweenindividuals as well as in public law relationsbetween the administration and individuals. Inthis sense, it should be stated that the legal aidinstitution in Turkish administrative procedurelaw has an important value in terms of the rightof access to court within the framework of theright to a fair trial. Nevertheless, the decisionsof the European Court of Human Rights (ECHR)should be examined to better understand the legalaid institution and ensure the conceptual integritywithin the framework of the right to a fair trial.In this direction, the study will examine how thelegal aid institution’s theoretical foundation isdetermined, and in the light of judicial decisions,how it relates to the fundamental rights andfreedoms of individualsÖğe The Legal aıd ın turkısh admınıstratıve procedure law ın the lıght of the echr case- Law(Law and Justice Review, 2020) Kaplan, OnurAbstract: The ability of individuals to apply to the judicial way is important in terms of guaranteeing their fundamental rights and freedoms. In particular, the existence of this legal guarantee becomes more meaningful in terms of legal relations between the individuals and administration who have the privilege of using public power while performing their duties assigned by positive legal rules. At this point, besides the independence and impartiality of the judiciary, accessing the judicial path also appears as a requirement of the right to a fair trial. So that the right to a fair trial can find application in the legal relations between individuals as well as in public law relations between the administration and individuals. In this sense, it should be stated that the legal aid institution in Turkish administrative procedure law has an important value in terms of the right of access to court within the framework of the right to a fair trial. Nevertheless, the decisions of the European Court of Human Rights (ECHR) should be examined to better understand the legal aid institution and ensure the conceptual integrity within the framework of the right to a fair trial. In this direction, the study will examine how the legal aid institution’s theoretical foundation is determined, and in the light of judicial decisions, how it relates to the fundamental rights and freedoms of individuals.Öğe Legal nature of tax cases in Turkish law(International Journal of Public Finance - IJPF, 2020) Kaplan, OnurAbstract: Tax, as a concept, is money received from individuals based on public power. With the event that causes the tax, a tax liability arises on the taxpayer, and it is possible to collect a certain amount by using public power by the administration. In terms of taxation, which is one of the areas where interference with property rights is the most intense, violation of individuals' rights may come up in some cases. In other words, administrative authorities can carry out illegal activities by exceeding their superior powers. Therefore, judicial review of administrative acts and actions within the framework of legal rules is essential and necessary. As a rule, it can be stated that the lawsuits filed against taxation procedures, as in other administrative acts in Turkish law, are also administrative cases. In this direction, the addressees of the administration's acts and actions may apply to the administrative judiciary with the primary demand for their rights and interests. It is adopted that the settlement of disputes in the way of administrative jurisdiction is settled on a specific case. In this context, there is a particular type of case in the form of tax cases in the administrative jurisdiction. The legal nature of legal and instances of tax has been a debated issue. In this direction, regular examinations of tax cases have been examined.Öğe Legal Nature of Tax Cases in Turkish Law(2020) Kaplan, OnurTax, as a concept, is money received from individuals based on public power. With the event that causes the tax, a tax liability arises on the taxpayer, and it is possible to collect a certain amount by using public power by the administration. In terms of taxation, which is one of the areas where interference with property rights is the most intense, violation of individuals' rights may come up in some cases. In other words, administrative authorities can carry out illegal activities by exceeding their superior powers. Therefore, judicial review of administrative acts and actions within the framework of legal rules is essential and necessary. As a rule, it can be stated that the lawsuits filed against taxation procedures, as in other administrative acts in Turkish law, are also administrative cases. In this direction, the addressees of the administration's acts and actions may apply to the administrative judiciary with the primary demand for their rights and interests. It is adopted that the settlement of disputes in the way of administrative jurisdiction is settled on a specific case. In this context, there is a particular type of case in the form of tax cases in the administrative jurisdiction. The legal nature of legal and instances of tax has been a debated issue. In this direction, regular examinations of tax cases have been examined.