İstanbul Bilgi Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi


 

Güncel Gönderiler

Öğe
Impact of Mao Zedong thought in Turkey (1966–1977)
(İstanbul Bilgi Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2004) Üngör, Çağdaş
-
Öğe
Türkiye’de Göç ve Uyum Tartışmaları: Geçmişe Dönük Bir Bakış
(İdeal Kent Yayınları, 2014) Kaya, Ayhan
Bu makalenin amacı giderek göç alan bir ülke haline gelen Türkiye’de devlet aktörleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından henüz tartışılmaya başlanan göçmenlerin entegrasyonu konusunda tarihsel bir perspektifle Osmanlı’dan günümüze etno-kültürel ve dinsel açıdan farklı olan göçmenlere devlet aktörleri tarafından nasıl bakıldığına ilişkin bir değerlendirme yapmaktır. Bunu yaparken de, bir göçmen ulusu olan Amerika Birleşik Devletleri ile göç alma deneyimleri açısından zengin olan Avrupa örneklerine bakarak uyum veya entegrasyon konusunun Türkiye’de ele alınması yönündeki tartışmalara ışık tutulmaya çalışılacaktır. Çalışmanın son kısmında ise, Avrupa Birliği entegrasyonu sürecinde, özellikle geçtiğimiz 15 yılda Türkiye’de yaşanan reform süreçlerinin fazlasıyla etkilediğini düşündüğüm Göç ve Entegrasyon Yasaları alanında yaşanan “Avrupalılaşma” deneyimine referansla 2014 yılının Nisan ayında yürürlüğe giren Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun göçmenlerin entegrasyonu konusunda getirdiği yenilikler özetlenecektir.
Öğe
Yeni Nesil Mobil Erişim Sistemlerinin Kobilerin Finansal İşlerinde Sunduğu Değişimler Ve Yeni Fırsatlar
(Denta Florya ADSM Limited Company, 2020) ACARER, Tayfun
Yeni Nesil telsiz erişim sistemleri her geçen gün giderek gelişmekte, her Nesil sosyal yaşantımızda, işlerimizde büyük değişimler ve kolaylıklar sağlamaktadır. Her Nesil’in farklı teknolojik imkanları bulunsa da, bunların en önemli ortak özellikleri veri iletişiminde kullanılan genişband’ın, veri hızının ve datasının sürekli artmasıdır. Bu nedenle önceleri uygulama olanağı bulunmayan pek çok “Application” (mobil uygulamalar) günümüzde 4 ncü Nesil ve sonrası sistemler ile birlikte bireysel ve kurumsal kullanıcıların alışkanlıklarında ciddi değişime yol açmaktadır. Halen bu sistemlerin gelişiminin iş hayatımızdaki en önemli uygulamalardan biri Bankacılık ve Finansal işlemlerde yaşanmaktadır. Bu uygulamalar sadece bireylerin değil, başta Kobiler olmak üzere tüm işletmelerin faaliyetlerinde de çok önemli rol oynamaktadır. Ülkelerin ekonomilerinde önemli bir güç olan Kobiler, genellikle kısıtlı imkanlar ile faaliyetlerini sürdürmektedirler. Sayıca büyük işletmelere oranla çok fazla olan bu kuruluşlar, yeni teknolojik gelişmeleri değerlendirdikleri takdirde rakiplerine göre ciddi avantajlar temin etmektedirler. Çünkü Yeni Nesil Mobil erişim sistemlerinin alt yapılarındaki gelişim, bu konuda Kobilere büyük kolaylıklar ve imkanlar sunmaktadır. Bunun sonucu olarak son yıllarda özellikle Kobilere yönelik rekabet avantajları içeren bir çok yeni iş modelleri ve mobil uygulamalar geliştirilmiştir. Teknoloji ve mobil uygulamalar geliştikçe tüketiciye ve işletmelere düşük maliyetli, verimli ve hızlı uygulamalar temin edilmiştir. Bugün pek çok ticari işletme internet üzerinde kendi iş alanları ile ilgili pazarlamalarını, tedarik süreçlerini, müşteri ile iletişimini hızlı bir şekilde sağlamakta, ayrıca finansal işlemlerini yeni Nesil Mobil erişim sistemleri aracılığı ile Online olarak yapmaktadırlar. Bu sistemler geliştikçe Kobilerin kullandıkları uygulamalar daha da kolaylaşacak ve İşletmelerin verimliliklerine büyük katkı sağlanacaktır.
Öğe
Türkiye’de Engellilere Yönelik Kamu Harcamalarının On Yıllık Seyri
(Birleşik Metal İş Sendikası, 2017) Yılmaz, Volkan; Yentürk, Nurhan
Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi’nin kabulüyle birlikte, engelli kişilere yönelik küresel politika yaklaşımında önemli değişiklikler olmuştur. Sözleşme ile birlikte engelli kişilerin dezavantajlı bir grup olarak tanımlandığı ve hedeflendiği kategorik ve ihtiyaç tespitine dayalı sosyal programlara dayalı bir yaklaşımdan, engelli kişilerin insan haklarının tüm kamu politikası alanlarında hesaba katıldığı bir yaklaşıma geçiş gerçekleşmektedir. Bu bağlamda, bu makale bahsi edilen küresel politika yaklaşımı değişikliğinin Türkiye’de karşılık bulup bulmadığını, bulduysa ne ölçüde karşılık bulduğunu incelemektedir. Makale bu soruyu Türkiye’de engelli kişilerin haklarını hayata geçirmek üzere 2006 ve 2015 yılları arasında gerçekleştirilen kamu harcamalarının bileşimini ve düzeyini inceleyerek yanıtlamaktadır. Her ne kadar engelliliğe ilişkin kamu harcamalarının düzeyi yıllar içinde artmış ve harcamaların bileşenleri yeni politika uygulamaları ile birlikte çeşitlenmişse de, engelli politikaları alanında en yüksek oranda harcamanın doğrudan engelli bireyleri hedefleyen kategorik ve ihtiyaç tespitine dayalı sosyal programlara yapıldığı ortaya çıkmaktadır. Gerçekleştirilen harcama temelli analize dayanarak bu makalede engellilik alanında hakim politika yaklaşımının engelli haklarının tüm kamu politikaları alanlarında etkin bir biçimde hesaba katılmasından çok, engelli kişilerin bir dezavantaj grubu olarak ve “hak eden yoksulların” bir parçası olarak inşasına katkı verdiği iddia edilmektedir.
Öğe
Uluslararası İlişkiler ve Uluslararası Siyasi İktisat Teorisinde Robert Cox ve Eleştirel Teori: Marx, Vico ve Tarihin Yapımı
(Ahmet Arif EREN, 2021) Cemgil, Can
Bu makale Uluslararası İlişkiler ve Uluslararası Siyasi İktisat disiplinlerinde ‘Eleştirel Teori’ olarak anılan yaklaşımın kurucusu sayılan Robert W. Cox’un düşüncesinin meta-teorik dayanaklarını değerlendirmektedir. Makalenin ana argümanı Cox’un yapısalcı ve problem çözücü yaklaşımlara getirdiği eleştiriden hareketle önerdiği çözümün, özellikle Weberyan etkiler nedeniyle tüm potansiyelini gerçekleştiremediği yönündedir. Bu argüman makalede üç adımda geliştirilmektedir. Giriş kısmını izleyen ilk kısımda, Cox’un problem çözücü teoriye getirdiği eleştiriler ışığında geliştirdiği tarihselci yaklaşımın bir özeti sunulmaktadır. İkinci kısımda, Cox’un bu yaklaşımının temel bir unsurunun, yani tarihi, kurumları ve yapıları insanların yaptığı iddiasının Vico ve Marx’taki düşünsel kaynakları tartışılmaktadır. Üçüncü kısımdaysa, bu tartışmadan hareketle Cox’un yaklaşımının son kertede yapısalcılığın kısıtlarını tamamen aşmayı başaramadığı ileri sürülmekte ve Weberyan metodolojik plüralizmi, ideal tipleri ve bunlara dayanan senkronik analizi tarihsel materyalizm ve diyalektik yöntemle birleştirme girişiminin sonuçsuz kaldığı değerlendirmesi yapılmaktadır.