Islamophobic dicourses of Donald Trump and Marine Le Pen
Yükleniyor...
Tarih
2022
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
ABSTRACT: Since Marine Le Pen was elected President of the National Front in January 2011, her strategy for winning power has involved a kind of “de-demonization,” aiming to give the FN the image of a party “like the others.” This includes showing that she is neither racist nor xenophobic and wildly nor anti-Semitic. She even presents herself as the best bulwark of the Jewish community against "Islamic anti-Semitism", seeking but unsuccessfully to seduce a part of this electorate. She also targeted the Muslim voters, as evidenced by her party's campaign in Île-de-France for the regional elections when we saw some leaflets distributed bearing the words "Muslim perhaps, but French first". However, this strategy is not unanimous in the party, if judged by the numerous defections of recruits, disappointed to discover a reality a thousand miles from the speeches of the President. For instance, after several public declarations, Marine Le Pen has been accused of being responsible for promoting anti-Muslim policies and supporting the widespread of Islamophobia. Likewise, President Donald Trump's diplomacy is often presented as a "break" from that of his predecessors. Outspokenness, breaches of protocol, threats to enemies and allies alike, abusive use of Twitter... The style seems at the very least to contrast with that of Barack Obama, rich in nuances and subtleties. For the majority of Muslims, the decisions of the Trump administration mark a new era. Yet, many believe that the rhetoric used by the current tenant of the White House is mainly responsible for the recent increase in Islamophobic attacks and acts for the excellent reason that Trump has often been accused of promoting a xenophobic, even racist view. Many examples of controversial statements, starting with the criticisms addressed to Obama, whose American citizenship was questioned by his successor. Donald Trump's apparent closeness to the far right, in particular the "alt-right" (the "alternative" right), as well as a series of outrageous statements or speeches, have led many observers to link his politics to the theories of Professor Samuel Huntington, the latter being highly appreciated by ethno-nationalist movements. In the context of this study, the aim has been to understand to what extent Trump and Le Pen’s Twitter rhetoric on Islamophobia can be considered a strategy for a political end. For example, we are interested in looking at how the National Front, through its different responsible, has always defended and promoted some anti-Muslim policies.
ÖZET: Marine Le Pen, Ocak 2011'de FN başkanlığına seçildiğinden beri, iktidarı kazanma stratejisi, FN'ye “diğerleri gibi” bir parti imajı vermeyi amaçlayan bir tür “şeytandan arındırma” içermektedir. Bu, onun ne ırkçı ne yabancı düşmanı ne de özellikle antiSemitik olduğunu göstermeyi içermektedir. Hatta kendisini Yahudi cemaatinin "İslami anti-Semitizm"e karşı en iyi siperi olarak sunuyor, başarısızca bu seçmenlerin bir kısmını baştan çıkarmaya çalışıyor. Ayrıca partisinin Île-de-France'da bölgesel seçimler kapsamındaki yürüttüğü kampanyandaki dağıtıldığı broşürlerin üzerindeki "Belki Müslüman, ama önce Fransız” in kanıtladığı gibi, Müslüman seçmenleri de hedef almaktadır. Bununla birlikte, başkanın konuşmalarından bin mil ötede bir gerçeği keşfetmenin hayal kırıklığına uğradığı yeni acemilerin sayısız ayrılmalarına bakılırsa, bu strateji partide oybirliğiyle olmadığı apaçıktır. Bu yüzdendir ki Marine Le Pen, birkaç kamu açıklamasından sonra, Müslüman karşıtı politikaları desteklemekten ve İslamofobinin yayılmasını desteklemekten sorumlu olmakla suçlanmıştır. Aynı şekilde, Başkan Donald Trump'ın diplomasisi, genellikle öncekilerin diplomasisinden bir "kopuş" olarak sunulmaktadır. Açık sözlülük, protokol ihlalleri hem düşmanlara hem de müttefiklere yönelik tehditler, Twitter'in kötüye kullanımı. Stil, nüanslar ve inceliklerle dolu Barack Obama'nın stiliyle en azından tezat oluşturuyor. Müslümanların çoğunluğu için Trump yönetiminin kararları yeni bir dönemi işaret ediyordu. Yine de birçoğu, Beyaz Saray'ın önceki kiracısı tarafından kullanılan söylemin, İslamofobik saldırılardaki son artıştan büyük ölçüde sorumlu olduğuna inanıyor ve Trump'ın sık sık yabancı düşmanı, hatta ırkçı bir görüşü desteklemekle suçlanmasının iyi bir nedeni için hareket etmektedir. Amerikan vatandaşlığı, halefi tarafından sorgulanan Obama'ya yöneltilen eleştirilerden başlayarak, tartışmalı ifadelerin pek çok örneği var. Donald Trump'ın aşırı sağa, özellikle de "alt-sağ" ("alternatif" sağ)’a belirgin yakınlığı ve bir dizi çirkin ifade veya konuşması, birçok gözlemcinin siyasetini etno-milliyetçi hareketler tarafından çok takdir edilen Profesör Samuel'in teorileriyle ilişkilendirmesine neden olmuştur. Bu çalışma bağlamında, Trump ve Le Pen'in Twitter'da İslamofobiye yönelik söylemlerinin ne ölçüde siyasi bir sonlandırma stratejisi olarak değerlendirilebileceğinin anlaşılması amaçlanmıştır. Örneğin, FN'nin farklı sorumluları aracılığıyla her zaman bazı Müslüman karşıtı politikaları nasıl savunduğuna ve desteklediğine bakmakla ilgileniyoruz.
ÖZET: Marine Le Pen, Ocak 2011'de FN başkanlığına seçildiğinden beri, iktidarı kazanma stratejisi, FN'ye “diğerleri gibi” bir parti imajı vermeyi amaçlayan bir tür “şeytandan arındırma” içermektedir. Bu, onun ne ırkçı ne yabancı düşmanı ne de özellikle antiSemitik olduğunu göstermeyi içermektedir. Hatta kendisini Yahudi cemaatinin "İslami anti-Semitizm"e karşı en iyi siperi olarak sunuyor, başarısızca bu seçmenlerin bir kısmını baştan çıkarmaya çalışıyor. Ayrıca partisinin Île-de-France'da bölgesel seçimler kapsamındaki yürüttüğü kampanyandaki dağıtıldığı broşürlerin üzerindeki "Belki Müslüman, ama önce Fransız” in kanıtladığı gibi, Müslüman seçmenleri de hedef almaktadır. Bununla birlikte, başkanın konuşmalarından bin mil ötede bir gerçeği keşfetmenin hayal kırıklığına uğradığı yeni acemilerin sayısız ayrılmalarına bakılırsa, bu strateji partide oybirliğiyle olmadığı apaçıktır. Bu yüzdendir ki Marine Le Pen, birkaç kamu açıklamasından sonra, Müslüman karşıtı politikaları desteklemekten ve İslamofobinin yayılmasını desteklemekten sorumlu olmakla suçlanmıştır. Aynı şekilde, Başkan Donald Trump'ın diplomasisi, genellikle öncekilerin diplomasisinden bir "kopuş" olarak sunulmaktadır. Açık sözlülük, protokol ihlalleri hem düşmanlara hem de müttefiklere yönelik tehditler, Twitter'in kötüye kullanımı. Stil, nüanslar ve inceliklerle dolu Barack Obama'nın stiliyle en azından tezat oluşturuyor. Müslümanların çoğunluğu için Trump yönetiminin kararları yeni bir dönemi işaret ediyordu. Yine de birçoğu, Beyaz Saray'ın önceki kiracısı tarafından kullanılan söylemin, İslamofobik saldırılardaki son artıştan büyük ölçüde sorumlu olduğuna inanıyor ve Trump'ın sık sık yabancı düşmanı, hatta ırkçı bir görüşü desteklemekle suçlanmasının iyi bir nedeni için hareket etmektedir. Amerikan vatandaşlığı, halefi tarafından sorgulanan Obama'ya yöneltilen eleştirilerden başlayarak, tartışmalı ifadelerin pek çok örneği var. Donald Trump'ın aşırı sağa, özellikle de "alt-sağ" ("alternatif" sağ)’a belirgin yakınlığı ve bir dizi çirkin ifade veya konuşması, birçok gözlemcinin siyasetini etno-milliyetçi hareketler tarafından çok takdir edilen Profesör Samuel'in teorileriyle ilişkilendirmesine neden olmuştur. Bu çalışma bağlamında, Trump ve Le Pen'in Twitter'da İslamofobiye yönelik söylemlerinin ne ölçüde siyasi bir sonlandırma stratejisi olarak değerlendirilebileceğinin anlaşılması amaçlanmıştır. Örneğin, FN'nin farklı sorumluları aracılığıyla her zaman bazı Müslüman karşıtı politikaları nasıl savunduğuna ve desteklediğine bakmakla ilgileniyoruz.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
İslamofobya, Popülist Lider, Milliyetçilik, Ayrımcı Politika, Mülteci, Islamophobia, Populist Leader, Nationalism, Discrimination Policy, Refugee
