Haksız fiil sorumluluğunda hukuka aykırılık unsuruna ilişkin ileri sürülen klasik teoriler hakkında bazı düşünce ve eleştiriler

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2019

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

ÖZET: Klasik hukuka aykırılık teorilerinden kasıt sübjektif ve objektif hukuka aykırılık teorileridir. Sübjektif hukuka aykırılık teorisi uyarınca her zarar verici eylem hukuka aykırı kabul edilmektedir. Hukuka aykırılığın oluşup oluşmadığının belirlenmesinde tek ölçüt eylemi hukuka uygun kılan bir hukuka uygunluk nedeninin olup olmamasıdır. Objektif hukuka aykırılık teorisi ise iki yaklaşımı temel almaktadır. Alman hukukunun etkisi ile bu yaklaşımlardan ilki “sonucun hukuka aykırılığı (Erfolgsunrecht)”, ikincisi ise “davranışın hukuka aykırılığı (Verhaltensunrecht)” olarak ifade edilmektedir. İhlal edilen hakkın bir mutlak hak olması halinde sonucun hukuka aykırılığı yaklaşımı doğrultusunda hukuka aykırılığın oluştuğu kabul edilmektedir. Mutlak hakkın ihlaline yönelik olmayan bir fiil neticesinde bir salt malvarlığı zararı meydana gelmiş ise, özel koruma normları dikkate alınarak davranışın hukuka aykırılığı yaklaşımı doğrultusunda hukuka aykırılık belirlenmektedir. Esasen BK m. 49 hükmü incelendiğinde böyle bir ayrımın yapılması dikkat çekicidir. Zira hükmün genel nitelikte kaleme alınmış olması sebebiyle söz konusu ayrım BK m. 49’da de lege lata karşılık bulmamaktadır. Oysa öğreti ve uygulama objektif hukuka aykırılık teorisini benimsemektedir. Bu kabulün sonucu olarak da “mutlak hakların dolaylı ihlali”, “tehlike ilkesi”, “salt malvarlığı zararları”, “özel koruma normu”, “normun koruma amacı teorisi” gibi bir dizi hukuki kurum ve kavram tartışmaların odağında yer almaktadır.
ABSTRACT: The classical theories of unlawfulness are the theory of subjective unlawfulness and the theory of objective unlawfulness. The first theory states that all actions which lead to damages are considered to be unlawful and the only determining criterion of unlawfulness in the event of a violation is whether there is a reason for compliance with the law. The second theory is under the influence of German law based on two approaches. The first of these approaches is the unlawfulness of the result (“Erfolgsunrecht”) and the second is the unlawfulness of the behavior (“Verhaltensunrecht”). In the event that the right infringed is an absolute right, it is accepted that unlawfulness is a result of the violation by itself. In the case of pure economic loss, special protection norms determine whether there is any violation of the law. Actually, since Art. 49 Turkish Code of Obligations is a general provision, such a differentiation cannot be grounded de lege lata. However, doctrine and practice still adopt the theory of objective unlawfulness. As a result of this recognition, a number of legal terms such as “indirect violation of absolute rights”, “danger principle”, “pure economic loss”, “special protection norm” are discussed.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Sübjektif Hukuka Aykırılık Teorisi, Objektif Hukuka Aykırılık Teorisi, Normun Koruma Amacı Teorisi, Özel Koruma Normu, Salt Malvarlığı Zararı, Theory of Subjective Unlawfulness, Theory of Objective Unlawfulness, Theory of Protection under the Purpose of Norms, Pure Economic Loss

Kaynak

Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye