Yazar "Ayanoğlu, Taner" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Function and features of the modification permit in Turkish zoning and building law(Annales de la Faculté de Droit d Istanbul, 2020) Ayanoğlu, TanerAbstract: Construction of buildings, which has a special place in social life, and the changes made to them in the form of repair, alteration and addition are not only subjects of engineering, but also subjects of legal regulations. There may be modification requirements such as repairs, alterations or additions for various reasons in the buildings whose construction process is ongoing or for which the use permit has been obtained after the construction process has been completed. Building modifications are generally subject to a modification permit. Modification permits have an extremely important function in Turkish zoning and building law in terms of their relationship with the main building permit. Some modifications are not subject to a permit. A functional criterion is needed to distinguish between modifications that are subject to a permit and those that are not. For example, in buildings with permits (especially for pergolas and porches) there have been disputes about whether additions or the closing of balconies should be subject to a permit. A criterion can be drawn from the general philosophy of the Zoning and Building Act. This criterion can be defined as: among the repairs, changes, and additions to buildings with a permit, those in accordance with the building permit and its annexes will not require a modification permit; whereas those contrary to the building permit and its annexes will.Öğe İDARENİN ÖZEL FAALİYETLERİNİN ANAYASAL TEMELLERİ ÜZERİNE KURAMSAL BİR SORGULAMA(2017) Ayanoğlu, Taner; Oder, Burakİdarenin kamu yararı amacı içeren idari faaliyetleri bulunmasına rağmen, uygulamada iktisadi ve ticari girişimler içeren kimi özel faaliyetlerine de rastlanılmaktadır. İdarenin temel işlevine yabancı nitelikteki bu özel faaliyetlerinin anayasal ve kuramsal temellerinin sorgulanması gerekmektedir. Konu, idarenin temel amaç ve görevleriyle de çok yakından ilgilidir. İdarenin özel faaliyetleri daha çok Devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin hak ehliyetine sahip olmalarıyla açıklanmaya çalışılmaktadır. Ancak, Devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin sadece hak ehliyetine dayanarak özel faaliyette bulunabilmeleri, "idarenin kanuniliği ilkesi"yle çelişmektedir. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay, idarenin özel faaliyetlerinin de kamu yararı amacıyla gerçekleştirildiğini belirterek bunları iktisadi ve ticari nitelikli kamu hizmeti saymaktadır. Bununla birlikte, idarenin kamu hizmeti niteliğinde olmayan özel faaliyetlerinin olamayacağı şeklinde bir görüşü temellendirmek güç olduğu gibi; kamu hizmeti niteliğinde olmayan özel faaliyetlerinin olabileceği şeklinde bir görüşü temellendirmek de aynı ölçüde güçtür. Her iki görüşün temellendirilmesi, ön kabulleri gerektirmektedir. Bu ön kabuller kaçınılmaz olsa dahi, tartışmaya açılmalarında, hukuksal meşruiyetlerinin sorgulanmasında ve böylece idarenin özel faaliyetlerinin, anayasal temellerinin irdelenmesinde yarar vardırÖğe KAMU MALLARINDAN ÖZEL YARARLANMAYA İLİŞKİN SÖZLEŞMELERİN TABİ OLDUĞU HUKUKİ REJİM(2016) Ayanoğlu, TanerKamu mallarından yararlanmanın sözleşmeye dayandığı hallerde, bu sözleşmenin idarece feshinden sonra; feshin iptali, teminatın gelir kaydedilmesinin iptali, tazminat ve kira alacağı, tahliye ve ecrimisil taleplerini konu alan hukuki uyuşmazlıklar ortaya çıkmaktadır. Kamu mallarından yararlanma sözleşmelerinin hukuki niteliği ile ilgili problem de, daha çok bu sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların hangi yargı düzeninde görüleceği noktasında yoğunlaşmaktadır. Kamu mallarının kamu hukuku kurallarına tabi olmaları sebebiyle özel hukuk işlemlerine konu olamayacakları, dolayısıyla da kiralanamayacakları özellikle öğretide sıklıkla dile getirilen bir esas olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak kamu mallarının kiralanamayacağı ve özel yararlanma sözleşmelerinin idari sözleşme olduğu yönündeki öğretideki baskın görüşe rağmen, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bir su kaynağının akdedilen bir sözleşme ile özel bir kişiye kiralanabileceğini ve bu sözleşmenin özel hukuka tabi olduğunu kabul etmektedir. Türk hukukunda kamu mallarının özel hukuka tabi olarak kiralanabilmesine yönelik birçok yasal dayanak da mevcuttur. Uyuşmazlık Mahkemesi, kamu mallarından özel yararlanmalara ilişkin sözleşmelerin özel hukuka tabi kira sözleşmeleri olduğunu ve bu sözleşmeler kapsamındaki hak ve alacaklarla ilgili uyuşmazlıkların özel hukuka tabi olduğunu tereddüde yer bırakmayacak açıklıkta kabul etmektedir. Ancak idarenin kira sözleşmesi dışında kamu gücüne dayanarak tesis ettiği idari işlemlerden doğan davalar idari yargının görev alanı içinde bulunmaktadırÖğe Kamu Özel İşbirliği Kavramı Ekseninde İdarenin Tanımlanması Problematiği Üzerine Düşünceler(2021) Ayanoğlu, TanerSon zamanlarda idare hukuku öğreti ve uygulamasında kamu özel işbirliği modeli oldukça ilgi çekici bir konu haline gelmiştir. Kamu hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin yenibir yöntem olarak sunulan bu model, daha geniş bir perspektiften bakıldığında teşkilat veişlev yönünden idare kimliğine etki etme potansiyeli taşıyan bir kavram olarak karşımızaçıkar. İdari kuruluşlardan özel kişilerin de hisse sahibi olduğu anonim şirket şeklindekitüzel kişiler de kamu özel işbirliği uygulamalarının örnekleri arasında sayılabilir. Kanunla kurulan ve kamusal görevler verilen anonim şirket şeklindeki bu tüzel kişilerde özelkişilerin pay sahibi olması, bunların niteliklerinin tartışılmasına sebebiyet vermektedir.Kamu özel işbirliği modelinin kamu hizmetlerinin yürütülmesi çerçevesindeki uygulamalarında idare, her ne kadar kamu yararı amacıyla hareket etse de, hem kamu hizmetlerinin iktisadi ticari usulle sunulmasını, hem de özel kişilerin özel çıkarlarını takipetmelerini kabullenmek durumunda kalmaktadır. Bütün bu atipik olgulara rağmen, idareteşkilatının yalnızca kamu tüzel kişilerinden oluştuğu ve kamu tüzel kişilerinin kimliğininAnayasa hükümlerinden yola çıkarak tanımlanması gerekliliği kabul edilmek zorundadır.Zira Anayasa, idarenin tanımını ve unsurlarını içermektedir. Buna göre, kamu yararıamacıyla kanunla ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan kamu tüzel kişilerindenoluşan idare, kuruluş ve görevleriyle bir ‘bütün’dür.Öğe The scope and limits of the right to sport in Turkish law(Annales de la Faculté de Droit d Istanbul, 2019) Ayanoğlu, TanerABSTRACT: Today, sport has important functions which are not limited to human biology but also reflected in social, cultural, psychological, economic and many other activities. Sport activities, which are an indispensable activity in the life of individuals, must be accepted among the fundamental rights and freedoms protected by the legal order. The right to sport includes, on the one hand, the right and freedom of persons to exercise, and on the other hand, requests from the State to take measures to improve physical and mental health. Although this right is not explicitly regulated in the Constitution, the right to sport is considered to be a constitutional right and freedom, since the various rights and freedoms regulated and guaranteed by the Constitution include the right to sport. The right to sport, however, is not an unlimited right and freedom in either dimension. The right to sport may be restricted due to special restrictions in the Constitution.Öğe Türkiye futbol federasyonu tahkim kurulu'nun işlevi ve kararlarının niteliği(2008) Ayanoğlu, Taner[Abstract Not Available]Öğe TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU’NUN ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİLİĞİ GÖRÜŞÜ HAKKINDA DÜŞÜNCELER VE ELEŞTİRİLER(2017) Ayanoğlu, TanerHukukumuzda Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tüzel kişiliğinin özel hukuka mı yoksa kamu hukukuna mı tabi olduğu, faaliyetlerinin özel mi kamusal ve idari nitelikli mi olduğu, işlem ve eylemlerinin kamu gücü içerip içermediği konusundaki tartışmalar hala devam etmektedir. Bu noktada, 2010 yılında TFF'nin özel hukuka tabi bir özel hukuk kişisi olduğu, faaliyetlerinin özel faaliyetler olduğu ve kamu gücünü kullanmadığı tezlerini savunan bir makale yayınlanmıştır. Anılan makalede savunulan görüşlerin aksine, TFF'nin özel hukuka tabi bir kamu tüzel kişisi olarak kamusal faaliyetler yürüten ve bu bağlamda kamu gücü içeren işlem ve eylemler de yapan bir kuruluş olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır