Psychotherapists’ dreaming experiences and countertransference dreams from a psychoanalytic perspective
Yükleniyor...
Tarih
2021
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
ABSTRACT: In the psychotherapeutic processes, the focus is mostly on the dreams of the clients, and psychotherapists’ dreams can find an arena for investigation only in their own personal therapies, considering only their own internal dynamics. With the shift in the psychoanalytic thinking that put emphasis on relational, intersubjective point of views the psychotherapists’ subjective presences which are in interaction with the patients in the therapy rooms have begun to be considered as significant as well. At this point, psychotherapists’ dreaming experiences and their dreams about patients which are named as countertransference dreams have also begun to find themselves a place in the theory and practice more. In the literature which consists mainly of case vignettes, these dreams were associated mostly with hardships in the therapy process, therapists’ competency concerns, intersubjectivity, projective identification, and/or unconscious communication. Nevertheless, there is not extensive empirical literature about this subject. In the present study with 113 psychotherapists who participated in an online survey, a preliminary empirical exploration of this topic without having specific hypotheses is aimed. In the first part of the study, a general exploration of dreaming frequencies of psychotherapists and their associations with certain professional characteristics as well as variables such as psychotherapists’ experienced difficulties during therapies and attitudes towards dreams were provided. In the second part of the study with 55 psychotherapists who remembered at least one of their countertransference dreams the specific characteristics of these dreams and the dreamt about client, information about therapists’ understandings and gains from these dreams as well as their possible associations with the therapeutic relationships were collected. According to the regression analysis, psychotherapists’ experienced difficulties while conducting psychotherapies, their having psychoanalytical orientation, and general dream recall and processing frequencies were identified as significant predictors of countertransference dreaming frequency. Additionally, psychotherapists’ bearing positive attitudes regarding dreams, their experience levels, psychoanalytical orientation, working with adult clients, and their general dream recall and processing frequencies were found to be significant predictors of the frequency of processing dreams in clinical settings. In terms of the characteristics of reported countertransference dreams, a continuity between interpersonal interactions and feelings in the dreams and psychotherapists’ evaluations of the therapeutic relationship as well as their countertransference reactions towards the dreamt about clients were observed. Detailed findings regarding these specific dreams were reported in the study. All findings were discussed considering the existing literature, and limitations of the study as well as future directions were provided.
ÖZET: Psikoterapötik süreçlerde odak nokta çoğunlukla danışanların rüyaları üzerindedir ve psikoterapistlerin rüyaları çoğunlukla sadece kendi kişisel terapilerinde, yalnızca kendi iç dinamikleri göz önünde bulundurularak analiz edilir ve çalışılırlar. İlişkisel, öznelliklerarası bakış açılarının öne çıkmaya başladığı psikanalitik düşüncede yaşanan değişimle birlikte, terapistlerin terapi odalarındaki hastalarla etkileşim içinde olan öznel varoluşları da önemli bir yer tutmaya başlamıştır. Bu noktada, psikoterapistlerin rüya görme deneyimleri ve karşı aktarım rüyaları olarak adlandırılan danışanlarla ilişkili rüyaları da teori ve pratikte kendilerine daha fazla yer bulmaya başlamıştır. Ağırlıklı olarak vaka öykülerinden oluşan literatürde, bu rüyalar daha çok terapi süreçlerindeki zorluklarla, psikoterapistlerin yeterlilik kaygılarıyla, öznelerarasılıkla, yansıtmalı özdeşimle ve /veya bilinçdışı iletişimle ilişkilendirilmiştir. Ancak, bu konu hakkında kapsamlı bir ampirik literatür yoktur. Çevrimiçi bir ankete katılan 113 psikoterapistle yapılan bu çalışmada, bu konunun, herhangi bir spesifik hipotez sunmadan, deneysel bir ön araştırmasının yapılması hedeflenmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde, psikoterapistlerin rüya görme sıklıkları ve bunların mesleki özellikler ile terapide yaşanan zorluklar ve rüyalara yönelik tutumlar gibi değişkenlerle ilişkilerinin genel bir keşfi sunulmuştur. Karşı aktarım rüyalarından en az birini hatırlayan 55 psikoterapistin ankete devam ettiği ikinci bölümde ise bu rüyaların ve rüyada görülen danışanların bazı özellikleri, psikoterapistlerin bu rüyalara bakış açıları, bu rüyalardan elde ettikleri kazanımlar ve bu rüyaların özelliklerinin terapötik ilişki ile olası bağlantıları hakkında bilgiler toplanmıştır. Regresyon analizine göre, psikoterapistlerin psikoterapi uygularken yaşadıkları zorluklar, psikanalitik yönelimlere sahip olmaları ve genel rüya hatırlama ve işleme sıklıkları karşı aktarım rüyası görme sıklıklarının yordayıcıları olarak belirlenmiştir. Ek olarak, psikoterapistlerin rüyalara yönelik olumlu tutumları, deneyim düzeyleri, psikanalitik yönelimleri olması, yetişkin danışanlarla çalışmaları ve genel rüya hatırlama ve işleme sıklıkları klinik ortamlarda rüyaları işleme sıklıklarının yordayıcıları olarak bulunmuştur. Psikoterapistlerin seçtiği spesifik karşı aktarım rüyalarının özellikleri incelendiğinde, rüyalardaki kişilerarası etkileşim ve duygular ile terapistlerin rüyada görülen danışana yönelik karşı aktarım tepkileri ve bu danışanla terapötik ilişki değerlendirmeleri arasında bir süreklilik gözlemlenmiştir. Çalışmada, bu spesifik rüyaların özelliklerine ilişkin ayrıntılı bulgular rapor edilmiştir. Tüm bulgular, mevcut literatür dikkate alınarak tartışılmış ve çalışmanın zayıf yanları ile ileri çalışmalar için yönlendirmeler sunulmuştur.
ÖZET: Psikoterapötik süreçlerde odak nokta çoğunlukla danışanların rüyaları üzerindedir ve psikoterapistlerin rüyaları çoğunlukla sadece kendi kişisel terapilerinde, yalnızca kendi iç dinamikleri göz önünde bulundurularak analiz edilir ve çalışılırlar. İlişkisel, öznelliklerarası bakış açılarının öne çıkmaya başladığı psikanalitik düşüncede yaşanan değişimle birlikte, terapistlerin terapi odalarındaki hastalarla etkileşim içinde olan öznel varoluşları da önemli bir yer tutmaya başlamıştır. Bu noktada, psikoterapistlerin rüya görme deneyimleri ve karşı aktarım rüyaları olarak adlandırılan danışanlarla ilişkili rüyaları da teori ve pratikte kendilerine daha fazla yer bulmaya başlamıştır. Ağırlıklı olarak vaka öykülerinden oluşan literatürde, bu rüyalar daha çok terapi süreçlerindeki zorluklarla, psikoterapistlerin yeterlilik kaygılarıyla, öznelerarasılıkla, yansıtmalı özdeşimle ve /veya bilinçdışı iletişimle ilişkilendirilmiştir. Ancak, bu konu hakkında kapsamlı bir ampirik literatür yoktur. Çevrimiçi bir ankete katılan 113 psikoterapistle yapılan bu çalışmada, bu konunun, herhangi bir spesifik hipotez sunmadan, deneysel bir ön araştırmasının yapılması hedeflenmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde, psikoterapistlerin rüya görme sıklıkları ve bunların mesleki özellikler ile terapide yaşanan zorluklar ve rüyalara yönelik tutumlar gibi değişkenlerle ilişkilerinin genel bir keşfi sunulmuştur. Karşı aktarım rüyalarından en az birini hatırlayan 55 psikoterapistin ankete devam ettiği ikinci bölümde ise bu rüyaların ve rüyada görülen danışanların bazı özellikleri, psikoterapistlerin bu rüyalara bakış açıları, bu rüyalardan elde ettikleri kazanımlar ve bu rüyaların özelliklerinin terapötik ilişki ile olası bağlantıları hakkında bilgiler toplanmıştır. Regresyon analizine göre, psikoterapistlerin psikoterapi uygularken yaşadıkları zorluklar, psikanalitik yönelimlere sahip olmaları ve genel rüya hatırlama ve işleme sıklıkları karşı aktarım rüyası görme sıklıklarının yordayıcıları olarak belirlenmiştir. Ek olarak, psikoterapistlerin rüyalara yönelik olumlu tutumları, deneyim düzeyleri, psikanalitik yönelimleri olması, yetişkin danışanlarla çalışmaları ve genel rüya hatırlama ve işleme sıklıkları klinik ortamlarda rüyaları işleme sıklıklarının yordayıcıları olarak bulunmuştur. Psikoterapistlerin seçtiği spesifik karşı aktarım rüyalarının özellikleri incelendiğinde, rüyalardaki kişilerarası etkileşim ve duygular ile terapistlerin rüyada görülen danışana yönelik karşı aktarım tepkileri ve bu danışanla terapötik ilişki değerlendirmeleri arasında bir süreklilik gözlemlenmiştir. Çalışmada, bu spesifik rüyaların özelliklerine ilişkin ayrıntılı bulgular rapor edilmiştir. Tüm bulgular, mevcut literatür dikkate alınarak tartışılmış ve çalışmanın zayıf yanları ile ileri çalışmalar için yönlendirmeler sunulmuştur.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Karşı aktarım, Psikoterapist rüyaları, Psikoterapi, Rüya çalışması, Psikanalitik, Countertransference, Psychotherapist Dreams, Psychotherapy, Dreamwork, Psychoanalytic