Sesten yazıya uzanan yol: aslı erdoğan yapıtlarında yazarın sessiz aracılığıyla dilin önem kazanması
Yükleniyor...
Tarih
2013
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Erişim Hakkı
Attribution-NonCommercial-NoDerivs 3.0 United States
info:eu-repo/semantics/openAccess
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Bu çalışmada Aslı Erdoğan’ın Mucizevi Mandarin’den ‘’Yitik Gözün Boşluğunda’’ öyküsü (1996), Kırmızı Pelerin Kent (1998) romanı, Hayatın Sessizliğinde (2005) adlı şiirsel düzyazı metni ve Taş Bina ve Diğerleri’nden ‘’Taş Bina’’ öyküsü (2009) yazarın üslubundaki dönüşümü gözlemleyebilmek amacıyla kronolojik olarak incelenmiştir. Erdoğan’ın sözü geçen yapıtları sırayla incelendiğinde, yazarın ‘’ben’’ yerine ‘’biz’’ diyen, daha bütünleyici ve kapsayıcı bir anlatıcı aracılığıyla genel insanlık durumları üzerine eğildiği görülmüştür. Çalışmanın ‘’Hayatın Sessizliğinde Öncesi Erdoğan Anlatıları’’ başlıklı birinci bölümünde yazarın ilk dönem yapıtları üzerinde durulmuştur. Birinci ve üçüncü kişili anlatımın öne çıktığı bu yapıtlarda, ‘’yazmak üzerine yazmak’’ teması hakimdir. Bu bölüm, yazarın kadın hikayeleri olarak tanımlanabilecek yapıtlarını esas alır. İkinci bölüm ‘’Sesin İzinde, Sözcüklerin Peşinde Bir Anlatı: Hayatın Sessizliğinde’’ de, yazar-anlatıcının bir hikaye anlatıcısı konumuna gelişi analiz edilmiştir. Başta kadın sorunları üzerine eğilen yapıtlar veren yazarın bu yapıtla birlikte kimliksiz, cinsiyetsiz ve bir karakter etrafında şekillenmekten uzak anlatılar yaratmaya başladığı görülmüştür. Çalışmanın son bölümü ‘’İnsanlık Acılarının İzinde Bir Metin Olarak ‘Taş Bina’da, yazarın, 19 yıllık yazın hayatının sonunda sözcüklerin elçisiymişçesine insanlığa ait en temel ve değişmez duyguları duyumsayarak yapıtlarına konu ettiği ve ortak bir öze ulaşmaya çalıştığı sonucuna varılmıştır.