Consequences of conceptualizing the political as a friend - enemy distinction and the possibility of another definition of the political
Yükleniyor...
Tarih
2022
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
ABSTRACT: It is an inevitable fact that world history has witnessed various wars and struggles. This thesis, however, can be considered as the product of the last 15 years, specifically of what I have witnessed and observed ever since the assassination of Hrant Dink in 2007. Regarding my personal observations and experiences throughout the time, I have come to the conclusion that any group that is defined as minorities by the dominant population, has faced similar hardships, oppression and violation of human rights. In this respect, my thesis aimed to present the theoretical outcomes and the practical examples of my observations in the context of Thomas Hobbes, Carl Schmitt and Johan Galtung. It is my observation that from the broad everyday practices to an exceptional situation of war, in all the stages, states can be seen in parallel with how Hobbes constructs the sovereign and the improvement of human nature in the Leviathan. In this context, I can say that the closest and most developed version of Hobbes’s understanding of the state, can be found in Schmitt’s definition of politics. While according to Hobbes, the state’s duty is to protect the physical existence of the society, Carl Schmitt argues a similar idea in terms of politics. According to Schmitt, politics and political practice only stand for the ability to make a separation between the friend and the enemy. The duty of the state and the sovereign, besides, is to maintain the physical protection of the group that can make such separation. However, as usually seen, such one-way practices to provide the so-called physical security, cause violations of human rights widely. So, in this study, I tried to examine the political practices and their effects on human rights with examples from the world and Turkey in terms of Schmitt’s definition. Regarding Galtung’s arguments, in the fourth chapter, I tried to present that another definition of politics is also possible, by claiming that politics does not merely mean separation between the friend and the enemy, so it should also be possible that an individual is protected in terms of the individual rights.
ÖZET: Elbette dünya tarihinde çok sayıda çatışmalar, savaşlar yaşanmıştır ve yaşanmaya devam ediyor. Ancak benim gözlemleyebildiğim, tanıklık edebildiğim ve bu tezi yazmamda beni etkileyenin son on beş yıllık süreç olduğunu varsayabilirim. Hrant Dink’in vurulmasıyla başlayan kişisel gözlem ve deneyimlerimin temelinde, çoğunluk tarafından azınlık olarak tanımlanan tüm kesimlerin birbirine benzer zorluklar, baskılar, insan hakları ihlalleri yaşadığı sonucuna vardım. Bu tez çalışmasında ise gözlemlerimin teorik dayanak ve pratik örneklerini, Thomas Hobbes, Carl Schmitt ve Johan Galtung’un görüşleri çerçevesinde göstermeyi hedefledim. Günümüzde devletlerinin, günlük en yaygın pratiklerden en istisnai durum savaş haline kadar tüm alanda Hobbes’un Leviathan’da sınırlarını çizdiği egemen ve insan doğası tanımlarının geliştirilmesi, dönüştürülmesi ile paralel gittiğini düşünmekteyim. Bu bağlamda Hobbes’un devlet anlayışının, günümüz modellerine en yakın ve benzer, geliştirilmişdönüştürülmüş halini Carl Schmitt’in politika tanımında bulunduğunu söyleyebilirim. Hobbes’ta devletin görevi yurttaşların fiziksel varlığı korumakken, Carl Schmitt’te benzer bir hedef politika kavramında bulunmaktadır. Schmitt’e göre politika ve politik eylem yalnızca dost düşman ayrımı yapabilmektir, devletin ve egemenin görevi bu ayrımı yapıp, ayrımı yapabilme kuvveti olan grubu fiziksel anlamda korumaktır. Ancak çok sık görüldüğü üzere, tek taraflı fiziksel güvenliği korumayı hedefleyen çalışmalar, geniş çapta insan haklarında ihlallere sebep olmaktadır. Schmitt’in tanımı bağlamında politik eylemlerin, insan haklarına etkilerini dünyadan ve Türkiye’den örneklerle açıklamaya çalıştım. Dördüncü bölümünde ise Galtung’un görüşleri çerçevesinde başka türlü bir politika tanımının mümkün olabileceğini, politikanın sadece dost düşman ayrımı yapmak olmadığını, insanın kendini gerçekleştirebilmesi için gerekli olan haklar bakımından da güvencede olması anlamını taşımasının mümkün olduğunu gösterdim.
ÖZET: Elbette dünya tarihinde çok sayıda çatışmalar, savaşlar yaşanmıştır ve yaşanmaya devam ediyor. Ancak benim gözlemleyebildiğim, tanıklık edebildiğim ve bu tezi yazmamda beni etkileyenin son on beş yıllık süreç olduğunu varsayabilirim. Hrant Dink’in vurulmasıyla başlayan kişisel gözlem ve deneyimlerimin temelinde, çoğunluk tarafından azınlık olarak tanımlanan tüm kesimlerin birbirine benzer zorluklar, baskılar, insan hakları ihlalleri yaşadığı sonucuna vardım. Bu tez çalışmasında ise gözlemlerimin teorik dayanak ve pratik örneklerini, Thomas Hobbes, Carl Schmitt ve Johan Galtung’un görüşleri çerçevesinde göstermeyi hedefledim. Günümüzde devletlerinin, günlük en yaygın pratiklerden en istisnai durum savaş haline kadar tüm alanda Hobbes’un Leviathan’da sınırlarını çizdiği egemen ve insan doğası tanımlarının geliştirilmesi, dönüştürülmesi ile paralel gittiğini düşünmekteyim. Bu bağlamda Hobbes’un devlet anlayışının, günümüz modellerine en yakın ve benzer, geliştirilmişdönüştürülmüş halini Carl Schmitt’in politika tanımında bulunduğunu söyleyebilirim. Hobbes’ta devletin görevi yurttaşların fiziksel varlığı korumakken, Carl Schmitt’te benzer bir hedef politika kavramında bulunmaktadır. Schmitt’e göre politika ve politik eylem yalnızca dost düşman ayrımı yapabilmektir, devletin ve egemenin görevi bu ayrımı yapıp, ayrımı yapabilme kuvveti olan grubu fiziksel anlamda korumaktır. Ancak çok sık görüldüğü üzere, tek taraflı fiziksel güvenliği korumayı hedefleyen çalışmalar, geniş çapta insan haklarında ihlallere sebep olmaktadır. Schmitt’in tanımı bağlamında politik eylemlerin, insan haklarına etkilerini dünyadan ve Türkiye’den örneklerle açıklamaya çalıştım. Dördüncü bölümünde ise Galtung’un görüşleri çerçevesinde başka türlü bir politika tanımının mümkün olabileceğini, politikanın sadece dost düşman ayrımı yapmak olmadığını, insanın kendini gerçekleştirebilmesi için gerekli olan haklar bakımından da güvencede olması anlamını taşımasının mümkün olduğunu gösterdim.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Dost- düşman ayrımı, Siyaset, Politik mit, İnsan hakları, Carl Schmitt, Friend – enemy distinction, Political, Political myth, Human Rights
