Interaction structures in psychodynamic child teletherapy sessions during the COVID-19 pandemic: relations with mother-child emotional dialogues
Yükleniyor...
Tarih
2021
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
ABSTRACT: Mentalization, defined as the capacity to interpret behaviors based on mental states such as desires, feelings, and beliefs and, emotional dialogues of child-mother, defined as a base in which child create narratives have both been found to be protective factors in the times of trauma. Although previous studies found a relationship between different capacities of children and their therapy process, there are no studies about the how different protective capacities of child-mother are related to children’s therapy process during the pandemic. Therefore, the first aim of the study is to investigate interaction structures, defined as repetitive patterns mutually created by therapist and patient, in child teletherapy sessions. The second aim is to examine the relationship between interaction structures and the mentalization and emotional dialogue capacity of child-mother dyad. Participants were a clinical sample of 21 mother-child dyads who applied to the Istanbul Bilgi University Psychological Counseling Center. Session data was obtained from the 76 psychodynamic child teletherapy sessions. Interaction structures were determined by using Children Psychotherapy Instrument (CPQ). Dyad’s mentalization capacity was evaluated with the Coding System for Mental State Talk in Narratives (CS-MST) and the emotional dialogue capacity was assessed with Autobiographical Emotional Events Dialogue (AEED) task. Principal component factor analysis and Spearman correlation were used as analysis method. The results revealed five interaction structures in children’s teletherapy sessions. Child-mother less use of causal emotional mental state talk is associated with the dependent, introverted child and exploratory therapist in the sessions while child-mother less use of total/self/other/unique cognitive mental state talk is related to distant child and unaccepting, directive therapist in the sessions. Lastly, child-mother’s emotionally less coherent stories are associated with more fearful children in the sessions. Results indicated the importance of different protective capacities which have relations with children’s psychotherapy process during pandemic.
ÖZET: Davranışları arzular, duygular, inançlar gibi farklı zihin durumlarına dayalı olarak yorumlama kapasitesi olarak tanımlanan zihinselleştirmenin ve çocukların anlatılar oluşturdukları bir alan olarak tanımlanan çocuk-anne arasındaki duygusal diyalogların her ikisinin de travma zamanlarında koruyucu faktörler olduğu bulunmuştur. Daha önce yapılan çalışmalarda çocukların farklı kapasiteleri ile terapi süreçleri arasında bir ilişki bulunsa da, pandemi döneminde çocuk-annenin farklı koruyucu kapasitelerinin çocukların terapi süreciyle ne kadar ilişkili olduğuna dair bir çalışma yoktur. Bu nedenle, bu çalışmanın ilk amacı pandemi döneminde, çocuk çevrim içi seanslarında, terapist ve hasta tarafından karşılıklı olarak oluşturulan tekrarlayıcı örüntüler olarak tanımlanan etkileşim yapılarını incelemektir. İkinci amacı ise etkileşim yapıları ile çocuk-anne ikilisinin zihinselleştirme ve duygusal diyalog kapasiteleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Katılımcılar, İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Merkezi’ne başvuran 21 anne-çocuk ikilisinden oluşan klinik bir örneklemdir. Seans datası, 76 psikodinamik çocuk çevrim içi terapi seansından oluşmaktadır. Etkileşim yapıları Çocuk Psikoterapi Q-Seti (CPQ) kullanılarak belirlenmiştir. İkilinin zihinselleştirme kapasitesi Anlatılardaki Zihin Durumlarını Kodlama Sistemi (CS-MST) ile, duygusal diyalog kapasitesi ise Otobiyografik Olaylar üzerine Duygusal Diyaloglar (AEED) aracı ile değerlendirilmiştir. Analiz yöntemi olarak temel bileşen faktör analizi ve Sperman korelasyonu kullanılmıştır. Sonuçlar, COVID-19 salgını sırasında çocukların çevrim içi terapi seanslarında beş etkileşim yapısını ortaya çıkarmıştır. Çocukların ve annelerin nedensel duygusal zihin durum konuşmasını daha az kullanması seanslarda bağımlı, içe dönük çocuk ve keşfedici terapistle ilişkiliyken, çocukların ve annelerin toplam/kendine yönelik/diğerlerine yönelik/özgün bilişsel zihin durum konuşmalarını daha az kullanması, seanslarda mesafeli çocuk ve kabul etmeyen, yönlendirici terapistle ilişkili bulunmuştur. Son olarak, çocuklar ve annelerin duygusal açıdan daha az tutarlı hikayeleri, seanslarda daha korkan çocuklarla ilişkili bulunmuştur. Sonuçlar, pandemi sırasında çocukların psikoterapi süreci ile ilişkisi olan farklı koruyucu kapasitelerin önemi göstermiştir.
ÖZET: Davranışları arzular, duygular, inançlar gibi farklı zihin durumlarına dayalı olarak yorumlama kapasitesi olarak tanımlanan zihinselleştirmenin ve çocukların anlatılar oluşturdukları bir alan olarak tanımlanan çocuk-anne arasındaki duygusal diyalogların her ikisinin de travma zamanlarında koruyucu faktörler olduğu bulunmuştur. Daha önce yapılan çalışmalarda çocukların farklı kapasiteleri ile terapi süreçleri arasında bir ilişki bulunsa da, pandemi döneminde çocuk-annenin farklı koruyucu kapasitelerinin çocukların terapi süreciyle ne kadar ilişkili olduğuna dair bir çalışma yoktur. Bu nedenle, bu çalışmanın ilk amacı pandemi döneminde, çocuk çevrim içi seanslarında, terapist ve hasta tarafından karşılıklı olarak oluşturulan tekrarlayıcı örüntüler olarak tanımlanan etkileşim yapılarını incelemektir. İkinci amacı ise etkileşim yapıları ile çocuk-anne ikilisinin zihinselleştirme ve duygusal diyalog kapasiteleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Katılımcılar, İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Merkezi’ne başvuran 21 anne-çocuk ikilisinden oluşan klinik bir örneklemdir. Seans datası, 76 psikodinamik çocuk çevrim içi terapi seansından oluşmaktadır. Etkileşim yapıları Çocuk Psikoterapi Q-Seti (CPQ) kullanılarak belirlenmiştir. İkilinin zihinselleştirme kapasitesi Anlatılardaki Zihin Durumlarını Kodlama Sistemi (CS-MST) ile, duygusal diyalog kapasitesi ise Otobiyografik Olaylar üzerine Duygusal Diyaloglar (AEED) aracı ile değerlendirilmiştir. Analiz yöntemi olarak temel bileşen faktör analizi ve Sperman korelasyonu kullanılmıştır. Sonuçlar, COVID-19 salgını sırasında çocukların çevrim içi terapi seanslarında beş etkileşim yapısını ortaya çıkarmıştır. Çocukların ve annelerin nedensel duygusal zihin durum konuşmasını daha az kullanması seanslarda bağımlı, içe dönük çocuk ve keşfedici terapistle ilişkiliyken, çocukların ve annelerin toplam/kendine yönelik/diğerlerine yönelik/özgün bilişsel zihin durum konuşmalarını daha az kullanması, seanslarda mesafeli çocuk ve kabul etmeyen, yönlendirici terapistle ilişkili bulunmuştur. Son olarak, çocuklar ve annelerin duygusal açıdan daha az tutarlı hikayeleri, seanslarda daha korkan çocuklarla ilişkili bulunmuştur. Sonuçlar, pandemi sırasında çocukların psikoterapi süreci ile ilişkisi olan farklı koruyucu kapasitelerin önemi göstermiştir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Covid-19 Pandemic, Process Research, Interaction Structures, Emotional Dialogues, Mental State Talk, Covid-19 Pandemisi, Süreç Araştırması, Etkileşim Yapısı, Duygusal Diyaloglar, Zihin Durumu Konuşmaları