Defining Speculative Film: In Search of a New Space in Science Fiction Cinema Through Solaris
Yükleniyor...
Tarih
2011
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Erişim Hakkı
Attribution-NonCommercial-NoDerivs 3.0 United States
info:eu-repo/semantics/openAccess
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
My approach in this M.A. dissertation is twofold: on the one hand I explore the playful ‘staging’ of Sigmund Freud’s notion of the ‘id’ in SF cinema and its effects on SF genre. On the other hand I attempt to define a new term: ‘speculative film’ that intertwines the notions of psychoanalysis and fantasy. This twofold exploration is based mainly on an analysis of Stanislaw Lem’s book Solaris (1961) and its two filmic adaptations: Andrei Tarkovsky’s Solaris (1972) and Steven Soderbergh’s Solaris (2002). Following the 40-year evolution of the same text allows me to inquire about the term ‘speculative film’ within the concurrent perspectives and aesthetics of SF. Stemming from the theme of the inner mind within the terminology of SF cinema, the narratives of Solaris evolved into a new stage which can no longer be defined as a genre. I believe that speculative film as more like an approach has the potential to cover a wide-ranging scope within today’s cinema in terms of both content and form. Throughout my thesis, I discuss both the space and meaning of the often confusing genre, SF and the relevance of ‘speculative film’ within the context of Solaris texts and the films of my choice.
“Speculative Film”i Tanımlamak: Solaris Üzerinden Bilim Kurgu Sinemasında Yeni Bir Konum Arayışı” isimli yüksek lisans tezinde iki yolda hareket eden bir yaklaşımım var: bir yandan bilim kurgu sinemasında Sigmund Freud’un ‘id’ kavramının farklı yorumlarını ve bu kavramın bilim kurgu türüne etkilerini inceliyorum. Bir yandan da bu kavramın ve çeşitli yorumlarının ışığında psikanaliz ve fantezi kavramlarının içe içe geçtiği ‘speculative film’ adında yeni bir terim tanımlamaya çalışıyorum. Bu iki kollu incelemede esas olarak aldığım metin Stanislaw Lem’in romanı Solaris (1961) ve onun iki film uyarlaması olan Andrei Tarkovsky imzalı Solaris (1972) ve Steven Soderbergh’in Solaris’i (2002). Aynı metnin 40 yıllık evrimini takip etmem ‘speculative film’ terimini bilim kurgu türünün değişen perspektif ve estetikleri doğrultusunda araştırmama yardımcı oldu. Bilim kurgu sinemasının terminolojisinde yer alan ‘iç bilinç’ temasından yola çıkan Solaris metinleri zaman içersinde bir tür altında tanımlanamayacak kadar başka bir noktaya geldiler. Yeni bir türden ziyade bir yaklaşım olarak ele aldığım speculative film’in bugünkü sinemada içerik ve biçim bakımından geniş bir alanı tanımlama potansiyeli olduğuna inanıyorum. Tez çalışmam boyunca hem kendi içinde karmaşık olan bilim kurgu türünün konum ve anlamını, hem de Solaris metinleri ve diğer seçtiğim filmler üzerinden ‘speculative film’ teriminin geçerliliğini tartışıyorum.
“Speculative Film”i Tanımlamak: Solaris Üzerinden Bilim Kurgu Sinemasında Yeni Bir Konum Arayışı” isimli yüksek lisans tezinde iki yolda hareket eden bir yaklaşımım var: bir yandan bilim kurgu sinemasında Sigmund Freud’un ‘id’ kavramının farklı yorumlarını ve bu kavramın bilim kurgu türüne etkilerini inceliyorum. Bir yandan da bu kavramın ve çeşitli yorumlarının ışığında psikanaliz ve fantezi kavramlarının içe içe geçtiği ‘speculative film’ adında yeni bir terim tanımlamaya çalışıyorum. Bu iki kollu incelemede esas olarak aldığım metin Stanislaw Lem’in romanı Solaris (1961) ve onun iki film uyarlaması olan Andrei Tarkovsky imzalı Solaris (1972) ve Steven Soderbergh’in Solaris’i (2002). Aynı metnin 40 yıllık evrimini takip etmem ‘speculative film’ terimini bilim kurgu türünün değişen perspektif ve estetikleri doğrultusunda araştırmama yardımcı oldu. Bilim kurgu sinemasının terminolojisinde yer alan ‘iç bilinç’ temasından yola çıkan Solaris metinleri zaman içersinde bir tür altında tanımlanamayacak kadar başka bir noktaya geldiler. Yeni bir türden ziyade bir yaklaşım olarak ele aldığım speculative film’in bugünkü sinemada içerik ve biçim bakımından geniş bir alanı tanımlama potansiyeli olduğuna inanıyorum. Tez çalışmam boyunca hem kendi içinde karmaşık olan bilim kurgu türünün konum ve anlamını, hem de Solaris metinleri ve diğer seçtiğim filmler üzerinden ‘speculative film’ teriminin geçerliliğini tartışıyorum.