Music of the talking cure: Examining the interaction between patient and therapist in the sphere of sound
Yükleniyor...
Tarih
2019
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
This study focuses on the auditory dimension of the nonverbal interaction between the patient and the therapist in the process of a psychoanalytic psychotherapy. It employs computerized measurement of three parameters that are related to vocal communication; rhythm, intensity and pitch. This study has four aims: 1) providing a sonic description of sessions; 2) exploring patient and therapist’s self-regulation and 3) mutual-regulation with regard to the three parameters; and 4) providing qualitative interpretations of the findings with the help of verbal content of sessions. To do this; six sessions are selected from a one-year psychoanalytic psychotherapy done with a 17-year adolescent; representing early, middle and late phases of therapy. Through time-series analyses, the autocorrelation of patient and therapist and the cross-correlation between the patient and therapist on three parameters are analyzed. For each session, a transcript of verbal communications during a selected “critical moment” is presented to provide lexical content for qualitative analyses. Statistical analyses revealed significant autocorrelation of intensity, pitch and rhythm for the patient in most of the sessions. On the other hand, for the therapist, no such significant autocorrelations are found except for one session. Also, there was significant cross correlation for rhythm in five sessions, pitch in one session and intensity in one session. These findings suggested that throughout the therapy process, while the patient engaged in varying degrees of self-regulation of her own vocal states; the therapist mostly followed and matched the vocal rhythm of the patient. Beginning with the second half of the selected six sessions, the patient increasingly matched her rhythm, and in one session matched her pitch with the therapist’s. The outcome of statistical analyses and descriptive results are used to interpret the verbal content, and vice versa. Observations are discussed from the vantage point of several psychoanalytic concepts. Overall, the early phase of the psychotherapy process is used to depict how therapist’s mirroring can facilitate the regulation of patient’s affect as well as opening a space to think; and how the introduction of new topics can have a procedural impact on the patient’s vocal viii rhythm. The middle phase illustrated how disruptive enactments and their subsequent repair can catalyze the emergence of new states; and the last phase showed how leaning toward mutual regulation can be an indication of a symbiotic merger fantasy in the face of upcoming separation.
Bu çalışma, psikanalitik psikoterapi sürecinde danışan ile terapist arasındaki sözsüz iletişimin işitsel boyutuna odaklanmaktadır. Bu araştırmada, sesli iletişime ait üç değişkenin, ritim, sesin şiddeti ve sesin perdesinin (pitch), bilgisayar tarafından ölçülmesi ile 1) seansların işitsel açıdan betimlenmesi; 2) danışan ve terapistin davranışlarının öz-düzenleme (self-regulation) ve 3) ortaklaşa düzenleme (mutual regulation) düzenekleri açısından araştırılması; 4) elde edilen bulguların seanslardaki sözel içerikle birlikte ele alınarak niteliksel olarak yorumlanması gibi amaçlar hedeflenmektedir. Bunun için, 17 yaşındaki bir ergen ile sürdürülmüş, bir yıllık bir psikanalitik psikoterapi sürecinden, erken, orta ve geç dönemleri temsil edecek şekilde 6 adet seans seçildi. Zaman serileri oluşturularak bahsi geçen üç değişkene ait otokorelasyon ve çapraz korelasyon analizleri yapıldı. Her seans için, seçilmiş bir “kritik an” esnasındaki sözel etkileşimin deşifresi, kalitatif analizlerde kullanılması amacıyla sunuldu. Danışan için; ritim, ses şiddeti ve perdesi açısından neredeyse tüm seanslarda istatiksel olarak anlamlı otokorelasyonlar bulunmasına rağmen, terapist için sadece bir seansta otokorelasyonlar bulundu. Ayrıca, tüm seanslarda ritim, bir seansta ses şiddeti ve bir seansta da ses perdesi açısından istatiksel açıdan anlamlı çapraz korelasyonlar olduğu gözlemlendi. Sonuçlar, terapi süreci boyunca danışanın ritim, ses şiddeti ve ses perdesi açısından düzenli olarak kendi kendisini düzenlemekte olduğunu işaret etmektedir. Öte yandan, terapist, neredeyse her seansta danışanın ses ritmini takip etmekte ve kendi ritmini danışanınkiyle eşleştirmektedir. Ayrıca, danışanın sürecin ortalarından itibaren, ve giderek artan bir şekilde, terapistin ritmini; bir seansta ses şiddetini ve bir seansta da ses perdesini izlediği ve kendi davranışlarını terapistinki ile eşleştirmekte olduğu gözlemlendi. Betimleyici ve istatiksel sonuçların seans içerikleri ile birlikte ele alınması ile süreç, çeşitli psikanalitik-klinik kavramlar açısından yorumlandı. Sürecin ilk evresi, terapistin aynalamalarının nasıl danışanın duygulanımını düzenlerken aynı zamanda düşünmek için bir alan açtığını; ve ortaya çıkan yeni konuların danışanın konuşma ritmi üzerinde nasıl bir etkisi olabileceğini göstermek için kullanıldı. Orta evrede, ilişkisel sahneye koymaların yıkıcı etkilerinin onarılması ile nasıl yeni durumların ortaya çıkabileceği; son evrede ise danışanın ortaklaşa düzenleme süreçlerine yaslanmasının, yaklaşan ayrılık karşısında nasıl bir bütünleşme fantezisinin işareti olabileceği tartışıldı.
Bu çalışma, psikanalitik psikoterapi sürecinde danışan ile terapist arasındaki sözsüz iletişimin işitsel boyutuna odaklanmaktadır. Bu araştırmada, sesli iletişime ait üç değişkenin, ritim, sesin şiddeti ve sesin perdesinin (pitch), bilgisayar tarafından ölçülmesi ile 1) seansların işitsel açıdan betimlenmesi; 2) danışan ve terapistin davranışlarının öz-düzenleme (self-regulation) ve 3) ortaklaşa düzenleme (mutual regulation) düzenekleri açısından araştırılması; 4) elde edilen bulguların seanslardaki sözel içerikle birlikte ele alınarak niteliksel olarak yorumlanması gibi amaçlar hedeflenmektedir. Bunun için, 17 yaşındaki bir ergen ile sürdürülmüş, bir yıllık bir psikanalitik psikoterapi sürecinden, erken, orta ve geç dönemleri temsil edecek şekilde 6 adet seans seçildi. Zaman serileri oluşturularak bahsi geçen üç değişkene ait otokorelasyon ve çapraz korelasyon analizleri yapıldı. Her seans için, seçilmiş bir “kritik an” esnasındaki sözel etkileşimin deşifresi, kalitatif analizlerde kullanılması amacıyla sunuldu. Danışan için; ritim, ses şiddeti ve perdesi açısından neredeyse tüm seanslarda istatiksel olarak anlamlı otokorelasyonlar bulunmasına rağmen, terapist için sadece bir seansta otokorelasyonlar bulundu. Ayrıca, tüm seanslarda ritim, bir seansta ses şiddeti ve bir seansta da ses perdesi açısından istatiksel açıdan anlamlı çapraz korelasyonlar olduğu gözlemlendi. Sonuçlar, terapi süreci boyunca danışanın ritim, ses şiddeti ve ses perdesi açısından düzenli olarak kendi kendisini düzenlemekte olduğunu işaret etmektedir. Öte yandan, terapist, neredeyse her seansta danışanın ses ritmini takip etmekte ve kendi ritmini danışanınkiyle eşleştirmektedir. Ayrıca, danışanın sürecin ortalarından itibaren, ve giderek artan bir şekilde, terapistin ritmini; bir seansta ses şiddetini ve bir seansta da ses perdesini izlediği ve kendi davranışlarını terapistinki ile eşleştirmekte olduğu gözlemlendi. Betimleyici ve istatiksel sonuçların seans içerikleri ile birlikte ele alınması ile süreç, çeşitli psikanalitik-klinik kavramlar açısından yorumlandı. Sürecin ilk evresi, terapistin aynalamalarının nasıl danışanın duygulanımını düzenlerken aynı zamanda düşünmek için bir alan açtığını; ve ortaya çıkan yeni konuların danışanın konuşma ritmi üzerinde nasıl bir etkisi olabileceğini göstermek için kullanıldı. Orta evrede, ilişkisel sahneye koymaların yıkıcı etkilerinin onarılması ile nasıl yeni durumların ortaya çıkabileceği; son evrede ise danışanın ortaklaşa düzenleme süreçlerine yaslanmasının, yaklaşan ayrılık karşısında nasıl bir bütünleşme fantezisinin işareti olabileceği tartışıldı.