Leaders' impact on employee well being during the Covid-19 pandemic: a leader-centric perspective
Yükleniyor...
Tarih
2022
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
ABSTRACT: This study intends to clarify a model in detail, utilizing an interpretative phenomenological analysis of expertise and attitudes associated with leadership and emotions in organizations during the COVID-19 pandemic, which trigger followers’ psychological well-being in addition to their physical well-being, and leaders' professional interactions, in the context of a simultaneous and unprecedented sort of global health catastrophe. The focus of this research is on the impact of the leader's attitudes on organizational well-being as well as their perceptions of the corroborative benefits and drawbacks of their follower wellbeing and dedication techniques. This research aims to identify if autocratic leadership style is a preferred method during the pandemic and to understand from the leader’s perspective what leadership styles leaders indeed prefer in tackling the pandemic processes in their attempt to affect positive organizational well-being. Furthermore, this research seeks to provide an understanding, from the perspective of high responsibility leaders, of the significance of organizational contexts that play a critical role in shaping the correct conduct of leadership and its practices. The COVID-19 pandemic is an example of an extraordinary situation that helps to expose the need for an in-depth analysis of existing organizational psychology research studies, and this study seeks to suggest the required results for the above-mentioned purpose, in particular, to identify if autocratic leadership style is the proper method to guide organizations through such a global health crisis. Furthermore, the analysis aims to reveal several main leadership issues in volatile and turbulent conditions, detailing true significant, comprehensive, ethical, and appropriate occupational measures that cause anxiety among followers and institutions, changes in general legislative policies, and impacts organizational well-being, which, if affected severely, may lead to a critical deterioration of organizational performance. Utilizing the interpretative phenomenological analysis methodology and to provide a detailed interpretation of the current research, the researcher has surveyed seven (7) participants with proven leadership skills, examined, and explained through the descriptive narratives of the participants the effects of autocratic leadership or preferred other leadership approaches on emotions in organizations in a specific context (i.e., COVID-19 pandemic). This study’s findings suggest that the consequences of this disaster highlight the need of using leadership abilities correctly and on time. The study’s results indicate that during the COVID-19 pandemic crisis, a more moderate, people-oriented leadership style can have extremely positive organizational effects in terms of the sustainability of all operational functions, their further development, increasing productivity, changing or reorganizing the workforce structure, and proper management of emotions in organizations that lead to beneficial organizational well-being. This study’s literature review further suggests that a leader who tries to direct his followers using an autocratic leadership style can have a significant detrimental impact on their performance, especially in times of crisis. As a result, the autocratic leadership style can have extremely negative institutional consequences during the globalization process, particularly during global pandemic crises, because it can be disapproved by followers who are more knowledgeable, open-minded, have quick access to global resources, and become independent, inquisitive, and active. In particular, the autocratic leader does not guide, educate, or mentor his or her followers; followers, on the other hand, require stronger and more positive leadership attributes in times of crisis, which the autocratic leader does not provide. However, as this study’s results strongly indicate, a more follower-focused style of leadership (i.e., transformational leadership style) proves to be an effective method of positive psychological (follower) reinforcement. This study’s results, hence, identify these theoretical implications through a carefully structured thematic analysis of the participants’ narratives.
ÖZET: Bu çalışma, COVID-19 pandemi sürecinde, örgütlerdeki liderlik ve duygularla ilişkili uzmanlık ve tutumların yorumlayıcı fenomenolojik analizini kullanarak, takipçilerin fiziksel iyiliklerine ek olarak psikolojik iyilik hallerini de, etkileşimler, eşzamanlı ve benzeri görülmemiş bir küresel sağlık felaketi bağlamında, tetikleyen bir modeli ayrıntılı olarak açıklamayı amaçlamaktadır. Bu araştırmanın odak noktası, liderin tutumlarının örgütlerdeki refah üzerindeki etkisinin yanı sıra, takipçilerinin iyi oluş ve özveri tekniklerinin doğrulayıcı yararları ve sakıncaları hakkındaki algılarıdır. Bu araştırma, otokratik liderlik tarzının pandemi sırasında tercih edilen bir yöntem olup olmadığını belirlemeyi ve liderin perspektifinden, liderlerin olumlu örgütsel refahı etkileme girişimlerinde pandemi süreçleriyle mücadele ederken gerçekten hangi liderlik tarzlarını tercih ettiğini anlamayı amaçlamaktadır. Ayrıca, bu araştırma, liderliğin ve liderlerin uygulamalarının doğru davranışını şekillendirmede kritik bir rol oynayan örgütsel bağlamların önemi konusunda yüksek sorumluluk sahibi liderlerin bakış açısından bir anlayış sağlamayı amaçlamaktadır. COVID-19 Pandemisi, mevcut örgütsel psikoloji araştırma çalışmalarının derinlemesine bir analizine duyulan ihtiyacı ortaya çıkarmaya yardımcı olan olağanüstü bir duruma bir örnektir. Bu çalışma, yukarıda belirtilen amaç için gerekli sonuçları önermeyi ve özellikle, otokratik liderlik tarzının, kuruluşlara böyle bir küresel sağlık krizinde rehberlik etmek için uygun yöntem olup olmadığını belirlemek amaçlamaktadır. Ayrıca bu çalışma, değişken ve çalkantılı koşullarda birkaç ana liderlik sorununu ortaya çıkarmayı, takipçiler ve kurumlar arasında endişeye neden olan gerçek anlamlı, kapsamlı, etik ve uygun mesleki önlemleri, genel yasal politikalardaki değişiklikleri ve örgütsel refahı etkileyen ayrıntıları ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Örgütsel refahın ciddi şekilde etkilenmesi, kurumsal performansın kritik bir şekilde bozulmasına neden olabilir. Yorumlayıcı fenomenolojik analiz yöntemini kullanarak ve mevcut araştırmanın ayrıntılı bir yorumunu sağlamak için araştırmacı, kanıtlanmış liderlik becerilerine sahip yedi (7) katılımcıyla anket yapmıştır. Araştırmacı, katılımcıların betimleyici anlatıları aracılığıyla ile incelediği otokratik liderliğin veya tercih edilen diğerler liderlik stillerinin belirli bir bağlamda (örneğin, COVID-19 Pandemisi) kuruluşlarda duygulara yönelik liderlik yaklaşımlarının etkilerini açıkladı. Bu çalışmanın bulguları, bu felaketin sonuçlarının, liderlik yeteneklerini doğru ve zamanında kullanma ihtiyacını vurguladığını göstermektedir. Çalışmanın sonuçları, COVID-19 pandemi krizi sırasında daha ılımlı, insan odaklı bir liderlik tarzının, tüm operasyonel fonksiyonların sürdürülebilirliği, daha da geliştirilmesi, verimliliğin artırılması, işgücünün değiştirilmesi veya yeniden düzenlenmesi açısından son derece olumlu örgütsel etkilere sahip olabileceğini göstermektedir. Yararlı örgütsel refaha yol açan örgütlerde duyguların yapısı ve uygun yönetimi. Bu çalışmanın edebiyat taraması ayrıca, otokratik bir liderlik stili kullanarak takipçilerini yönlendirmeye çalışan bir liderin, özellikle kriz zamanlarında performansları üzerinde önemli bir zararlı etkiye sahip olabileceğini düşündürmektedir. Sonuç olarak, otokratik liderlik tarzı, küreselleşme sürecinde, özellikle küresel pandemi krizleri sırasında son derece olumsuz kurumsal sonuçlara yol açabilir, çünkü daha bilgili, açık fikirli, küresel kaynaklara hızlı erişime sahip ve bağımsız hale gelen meraklı ve aktif takipçiler tarafından onaylanmayabilir. Özellikle, otokratik lider, takipçilerine rehberlik etmez, onları eğitmez veya akıl hocalığı yapmaz; takipçiler ise kriz zamanlarında otokratik liderin sağlamadığı daha güçlü ve daha olumlu liderlik özelliklerine ihtiyaç duyar. Bununla birlikte, bu çalışmanın sonuçlarının güçlü bir şekilde gösterdiği gibi, daha takipçi odaklı bir liderlik tarzı (yani dönüşümcü liderlik tarzı), etkili bir pozitif psikolojik (takipçi) güçlendirme yöntemi olduğunu kanıtlamaktadır. Dolayısıyla bu çalışmanın sonuçları, katılımcıların anlatılarının dikkatlice yapılandırılmış tematik analizi yoluyla bu teorik çıkarımları tanımlar.
ÖZET: Bu çalışma, COVID-19 pandemi sürecinde, örgütlerdeki liderlik ve duygularla ilişkili uzmanlık ve tutumların yorumlayıcı fenomenolojik analizini kullanarak, takipçilerin fiziksel iyiliklerine ek olarak psikolojik iyilik hallerini de, etkileşimler, eşzamanlı ve benzeri görülmemiş bir küresel sağlık felaketi bağlamında, tetikleyen bir modeli ayrıntılı olarak açıklamayı amaçlamaktadır. Bu araştırmanın odak noktası, liderin tutumlarının örgütlerdeki refah üzerindeki etkisinin yanı sıra, takipçilerinin iyi oluş ve özveri tekniklerinin doğrulayıcı yararları ve sakıncaları hakkındaki algılarıdır. Bu araştırma, otokratik liderlik tarzının pandemi sırasında tercih edilen bir yöntem olup olmadığını belirlemeyi ve liderin perspektifinden, liderlerin olumlu örgütsel refahı etkileme girişimlerinde pandemi süreçleriyle mücadele ederken gerçekten hangi liderlik tarzlarını tercih ettiğini anlamayı amaçlamaktadır. Ayrıca, bu araştırma, liderliğin ve liderlerin uygulamalarının doğru davranışını şekillendirmede kritik bir rol oynayan örgütsel bağlamların önemi konusunda yüksek sorumluluk sahibi liderlerin bakış açısından bir anlayış sağlamayı amaçlamaktadır. COVID-19 Pandemisi, mevcut örgütsel psikoloji araştırma çalışmalarının derinlemesine bir analizine duyulan ihtiyacı ortaya çıkarmaya yardımcı olan olağanüstü bir duruma bir örnektir. Bu çalışma, yukarıda belirtilen amaç için gerekli sonuçları önermeyi ve özellikle, otokratik liderlik tarzının, kuruluşlara böyle bir küresel sağlık krizinde rehberlik etmek için uygun yöntem olup olmadığını belirlemek amaçlamaktadır. Ayrıca bu çalışma, değişken ve çalkantılı koşullarda birkaç ana liderlik sorununu ortaya çıkarmayı, takipçiler ve kurumlar arasında endişeye neden olan gerçek anlamlı, kapsamlı, etik ve uygun mesleki önlemleri, genel yasal politikalardaki değişiklikleri ve örgütsel refahı etkileyen ayrıntıları ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Örgütsel refahın ciddi şekilde etkilenmesi, kurumsal performansın kritik bir şekilde bozulmasına neden olabilir. Yorumlayıcı fenomenolojik analiz yöntemini kullanarak ve mevcut araştırmanın ayrıntılı bir yorumunu sağlamak için araştırmacı, kanıtlanmış liderlik becerilerine sahip yedi (7) katılımcıyla anket yapmıştır. Araştırmacı, katılımcıların betimleyici anlatıları aracılığıyla ile incelediği otokratik liderliğin veya tercih edilen diğerler liderlik stillerinin belirli bir bağlamda (örneğin, COVID-19 Pandemisi) kuruluşlarda duygulara yönelik liderlik yaklaşımlarının etkilerini açıkladı. Bu çalışmanın bulguları, bu felaketin sonuçlarının, liderlik yeteneklerini doğru ve zamanında kullanma ihtiyacını vurguladığını göstermektedir. Çalışmanın sonuçları, COVID-19 pandemi krizi sırasında daha ılımlı, insan odaklı bir liderlik tarzının, tüm operasyonel fonksiyonların sürdürülebilirliği, daha da geliştirilmesi, verimliliğin artırılması, işgücünün değiştirilmesi veya yeniden düzenlenmesi açısından son derece olumlu örgütsel etkilere sahip olabileceğini göstermektedir. Yararlı örgütsel refaha yol açan örgütlerde duyguların yapısı ve uygun yönetimi. Bu çalışmanın edebiyat taraması ayrıca, otokratik bir liderlik stili kullanarak takipçilerini yönlendirmeye çalışan bir liderin, özellikle kriz zamanlarında performansları üzerinde önemli bir zararlı etkiye sahip olabileceğini düşündürmektedir. Sonuç olarak, otokratik liderlik tarzı, küreselleşme sürecinde, özellikle küresel pandemi krizleri sırasında son derece olumsuz kurumsal sonuçlara yol açabilir, çünkü daha bilgili, açık fikirli, küresel kaynaklara hızlı erişime sahip ve bağımsız hale gelen meraklı ve aktif takipçiler tarafından onaylanmayabilir. Özellikle, otokratik lider, takipçilerine rehberlik etmez, onları eğitmez veya akıl hocalığı yapmaz; takipçiler ise kriz zamanlarında otokratik liderin sağlamadığı daha güçlü ve daha olumlu liderlik özelliklerine ihtiyaç duyar. Bununla birlikte, bu çalışmanın sonuçlarının güçlü bir şekilde gösterdiği gibi, daha takipçi odaklı bir liderlik tarzı (yani dönüşümcü liderlik tarzı), etkili bir pozitif psikolojik (takipçi) güçlendirme yöntemi olduğunu kanıtlamaktadır. Dolayısıyla bu çalışmanın sonuçları, katılımcıların anlatılarının dikkatlice yapılandırılmış tematik analizi yoluyla bu teorik çıkarımları tanımlar.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Liderlik Stilleri, Otokratik Liderlik, Covid-19 Pandemisi, Yorumlayıcı fenomonolojik analiz, Refah, Leadership Styles, Autocratic Leadership, Covid-19 pandemic, Interpretative phenomenological analysis, Well being