Modernleşme ve aydın kavramları çerçevesinde edebiyat bağlamında aykırı eserler veren romancı/aydınlar: Ahmet Hamdi Tanpınar, Yusuf Atılgan, Oğuz Atay
Yükleniyor...
Tarih
2010
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Türkiye'de entelektüel kimliğinin oluşumu İttihat ve Terakki'den bu yana devletin içinde, devlete sahip çıkarak onu dönüştürme misyonu geliştirmiş, belli bir kadrolaşma çerçevesinde tezahür etmiştir. Cumhuriyet dönemi aydınında da bu tavır ve söylem devam etmiştir. Aynı şekilde 60'lı yıllarda gelişen sol harekete dahil aydınlarda bu ortak söylemin içinden hareket etme ve devleti sahiplenme eğilimi sürmüştür. Bu bakımdan entelektüel bilgi ya da sanat eserleri sınırları tanımlanmış bir dilin içinde üretilmiştir. Bu kalıplanmış/sınırlanmış dilin dışından konuşmayı deneyen aydınlar/sanatçılar da kategorize edilememenin aydınlar topluluğunda uyandırdığı tekinsizlik duygusuyla, onlar tarafından ya toplumsal önceliklere/gerçeklere, ideolojiye sırtını dönmek ya da kafa karıştırmakla suçlanmışlardır. Dolayısıyla ürettikleri bilgi ya da eserlerin serinkanlılıkla ele alınması ve belli bir yere yerleştirilmeleri zaman almıştır. Ahmet Hamdi Tanpınar, Yusuf Atılgan ve Oğuz Atay, üçü de Türk edebiyatında kendi çağdaşlarından farklı eserler vermişler ve eserlerini yayımladıkları dönemlerde anlaşılamamışlar, olumsuz tepkiler almışlardır. Üçünün ortak özellikleri siyasal merkezden ve onun nimetlerinden uzak durmaları, popüler ideolojik akımlara angaje olmamalarıdır. Muhalif olmakla birlikte militan olmadıkları görülür. Bu yazarların üçü de güncel Batı edebiyatını takip etmiş, aynı yazarları okumuşlar ve onlardan etkilenmişlerdir. Literatürü klişelerin dışına çıkarak izlemişlerdir. İlgi alanları geniştir. Edebiyattan psikolojiye, güzel sanatlara uzanır. Psikanaliz ve varoluşçulukla ilgilenmişler, yaşadıkları dönemdeki dünya gündemini takip etmişlerdir. Hem kendilerini hem de roman kahramanlarını kurarken bireysellik önemli bir unsur olmuştur. Türk romanına en önemli katkıları da budur. Türkiye'de edebiyatın sınırlı konularla ve tekniklerle içekapanık bir varoluş içinde olduğu dönemlerde tavırları ve eserleriyle yerel değil evrensel sanatçı/aydınlar oldukları söylenebilir.