Marka hakkının sınırları

Küçük Resim Yok

Tarih

2019

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

İstanbul Bilgi Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Küreselleşme ile ticari faaliyetin etkinlik alanının genişlemesi, bugün bir teşebbüsün dünyanın öbür ucunda ticari faaliyet yürütmesini mümkün hale getirmekte ve bu durum, bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini diğer teşebbüslerin mal ve hizmetlerinden ayırt etmeyi zorlaştırmaktadır. Açık bir pazar haline gelen küresel dünya düzeninde mal ve hizmetlerin neredeyse sınırsız seçenek arasında tanınabilmek için ayırt ediciliğe ihtiyaç duyduğu kesindir. Marka, temelde bu ihtiyaçtan doğan ve en önemli işlevi bir teşebbüsün mal ve hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mal ve hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlamak olan, sicilde gösterilebilir nitelikte tanıtıcı işarettir. Marka somut ticari yatırımın soyut bir sembolü olarak varlığı ve gelişimini sağlamak için korunmaya ihtiyaç duyar. Bu korunma ihtiyacını karşılamak amacıyla kanununla tanınan marka hakkı, mutlak bir hak olup bir nevi tekel niteliğindedir ve marka sahibine diğer teşebbüsleri belli şartlarda engelleme imkanı verir. Bununla beraber, markadan kaynaklanan bu hakların sınırlandığı durumlar bulunmakta olup, marka sahibi bazı hallerde kendisine tanınan hakkı kullanmaktan kısmen veya tamamen mahrum olur. Asıl olan temel hak ve hürriyetlerin korunması olup ekonomik ve ticari hayatta fırsat eşitliği sağlanmış bir serbest rekabet ortamının bulunmasıdır. Bu açıdan bakıldığında esasen markanın sahibine tanıdığı mutlak hakkın bizzat, temel hak ve hürriyetlere getirilen bir istisna olduğu anlaşılmaktadır. Markadan kaynaklanan hakların sınırlandığı durumlar da bir nevi istisnadan kurala dönüştür. Bu çalışma ile markadan kaynaklanan hakların sınırlandığı başlıca durumlar incelenmekte olup, bu inceleme alanının seçilmesindeki amaç, markadan kaynaklanan hakların sınırsız olmadığının kabulü ile; hak sahibinin karşılaşabileceği savunmalar üzerinden kanuni tekel hakkının sınırlarının ve hakkın kapsamı dışında kalan alanların doğru belirlenebilmesine yönelik bir inceleme yapmaktır. Bu çalışma konusunun seçilmesinde diğer bir amaç da özellikle ülkemizde markadan doğan hak kavramının marka sahipleri tarafından olduğundan geniş algılanması ve marka hakkının özellikle haksız rekabete ve haksız tekelleşmeye hizmet eder şekilde kullanılmak istenmesi sorununa karşı, hukukun çözüm yollarını ortaya koymaktır. Bu çalışma, aynı zamanda, markadan kaynaklanan hakların sınırlandığı durumların bir kısmının mevzuatta yer almakla birlikte dağınık yapıda tasnif edilmiş olması veya bir kısmının mevzuatta yer almamakla birlikte uygulamada yer bulması nedeniyle; marka hakkının sınırlamalarını daha geniş bir perspektif ile tasnif etme ihtiyacına cevap verme amacındadır. Özellikle SMK ile mehaz uluslararası düzenlemelere daha fazla yaklaşılmasının da bir sonucu olarak, marka hakkının sınırlandığı hallerin arttırılması ve kanunda somutlaştırılması, bu yönde bir çalışmanın yapılması için ilham verici olmuştur.
Today the expansion of the commerce space with the help of globalization, enables an enterprise to conduct its commercial activities all over the World. However, this opportunity complicates to distinguish the goods and services of one enterprise from another' s. Obviously, in the global world which is an open market, goods and services require distinctiveness in order to be recognized among almost countless options. The Trademark is a distinctive sign, which is registrable- and the essential function of which is to distinguish the goods and services of one enterprise from the another' s. As an intangible symbol of tangible commercial investment, the trademark needs to be protected to ensure its existence and progress. in order to meet this requirement of protection, the trademark is regulated by the law, as an absolute right with a sort of monopoly nature, which enables the proprietor to inhibit other initiatives in certain circumstances. However, trademark rights are not released from restrictions, which deprives the proprietor of full or partial enjoyment of his rights. First and foremost, the protection of fundamental rights and liberties and the existence of a free competition market is essential, in which equality of opportunity is provided. From this point of view, the absolute right granted to trademark proprietor is an exception of the fundamental rights and liberties. So to say, the restrictions on the trademark right are sort of return from exception to rule. This research is about the major restrictions on the trademark rights. The purpose of selecting this field is to reach a true definition of the limits and the free zone beyond the limits of trademark rights through examination of legitimate defences against the proprietor. Another purpose of this research is to reveal the legal remedies against exceeding or abusing the trademark rights by especially local proprietors through unfair practices and monopolism. On the other hand, this research also aims to assort the restrictions on trademark rights with a broad perspective; considering restrictions' being dispersedly regulated or not being stated by regulations yet frequently regarded in law practice. As a result of getting closer to European Union trademark regulations with SMK, the restrictions on trademark right are further refined and empowered through amendments, which creates inspiration to make analysis on this subject.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Koleksiyon