Transnational municipal networks as boundary objects in climate change science and policy: covenant of mayors - Turkey
dc.contributor.advisor | Öğüt Erbil, Aslı | |
dc.contributor.author | Türk, Ebru Gönül | |
dc.date.accessioned | 2020-12-30T07:36:03Z | |
dc.date.available | 2020-12-30T07:36:03Z | |
dc.date.issued | 2020-10 | |
dc.department | … | en_US |
dc.description.abstract | SUMMARY This thesis is based on the science-policy gap on climate change. Climate change has become more visible and internationally debated with increasing scientific studies and rising of negative effects on especially human life. With the prominence of climate change science, taking measures depending on scientific evidences in the international arena has become mandatory. This situation urged scientists and politicians to cooperate and work together on the issue. So far, many studies on climate change have been conducted, reports have been published, organizations have been established and international agreements have been executed to overcome the problems. Although these efforts lead to improvements bridging the climate change science and climate change policy, the problematic relationship between science and policy making on the climate change issue has not been prevailed over. Since it is difficult to reach an agreement in the international arena, due to their scale and structure to be operational , cities and local governments appear as actors that can be more effective and take faster action in climate change policy making. Therefore, local governments have a significant influence in order to take action word-wide. Considering the potentials of cities, transnational municipal networks (TMNs) emerged as an interface in order to help cities to deal with climate change at the local level by strengthening the local capacity and the cooperation. TMNs bring together over a thousand local governments in order to provide a collaborative solution on climate change. In this context, it was determined that some municipalities in Turkey benefited from TMNs' guidance in developing action plans and policy-making related to climate change. It was also examined that one of the TMNs Covenant of Mayors (CoM) was utilized primarily in preparing climate change action plans and preliminary reports that lay the groundwork for these reports. While this is the situation, science, technology and society (STS) studies argue that responses to climate crisis should create bridges, connections, and most importantly a shared understanding between science and policy. In this respect, the concept of boundary object, developed in the STS literature emphasizes the opportunities that can be used in a shared space while maintaining identities among different elements. Building upon this conceptual perspective, and considering that municipalities' climate change action plans and preparing practices processes in Turkey, in this thesis, it was analyzed whether as one of TMNs, Covenant of Mayors, acts as a boundary object for district municipalities in Turkey. In this context, three second-tier municipalities from Turkey, which have similar characteristics, were selected as the cases via Covenant of Mayors' web site. These municipalities are Kadıköy, Tepebaşı and Maltepe Municipalities. The study used literature review and semi-structured interview for data collection. In order to examine the results and hypothesis testing, boundary object and boundary concept have been utilized as the conceptual framework. In the study it has been revealed that Covenant of Mayors, with some limitations, generally acts as a boundary object for the three municipalities chosen as cases in the process of climate change policy development based on climate science. | en_US |
dc.description.abstract | ÖZET Bu tez iklim bilimi ve iklim değişikliği politikası arasındaki boşluğu temel almaktadır. İklim değişikliği, bilimsel çalışmalar ve özellikle insan hayatı üzerindeki olumsuz etkilerin artmasıyla daha görünür ve hissedilebilir bir hale gelmiştir. Birçok uluslararası kurum ve kuruluş, insan faaliyetlerinin iklim üzerinde büyük bir etkisi olduğunu savunmaktadır. İklim biliminin gelişmesiyle birlikte uluslararası arenada, iklim bilime dayalı önlemler alınması ve politika geliştirilmesi gerektiği de kabul edilmiştir. Bu durum iklim bilimi insanlarının ve politikacıların birlikte çalışması gereken bir alan yaratmıştır. Bilim, teknoloji ve toplum çalışmaları (BTT) ve siyaset bilimi gibi farklı disiplinleri içeren araştırmalarla iklim bilimi ile ortaya konan bilgilerin ve önerilerin iklim politikasına yeterli oranda yansıtılmadığı ve böylece iklim bilimi ve politikası arasında bir boşluk olduğu kabul edilegelmiştir. Bu açıdan bakıldığında, BTT çalışmalarında iklim değişikliği çerçevesinde bilim ve politika arasındaki boşluk tartışılmıştır. Bu kapsamda özellikle bilim, teknoloji ve toplum çalışmaları, bu sorunlara yönelik çözümlerin köprüler, bağlantılar ve en önemlisi bilim ve politika arasında paylaşılan bir anlayış yaratması gerektiğini savunmaktadır. Bu bağlamda, BTT literatüründe geliştirilen sınır nesnesi kavramı, farklı varlıklar arasındaki kimlikleri korurken ortak bir alanda kullanılabilecek esnekliği vurgulamaktadır. Sınır nesneleri kavramı, bilim ve politika gibi farklı dünyalarda/alanlarda yer alan aktörler arasındaki ilişkiyi anlamak için önemlidir. Sınır nesneleri, kaynakları birleştirme ve aktörler arasındaki rolleri yönetme sürecinin bir parçası olabilir, bu nedenle farklı aktörlerin etkileşim sağlamasında önemli nesneler olarak görülmektedirler. Her ne kadar iklim bilimi ve politika konusunda hem akademik hem de politik çabalar iklim bilimi ve iklim değişikliği politikası arasında bir köprü kurulmasına yol açsa da, iklim bilimi ve politika oluşturma arasındaki sorunlu ilişki tam olarak çözümlenememiştir. Özellikle uluslarası mecrada son yıllarda bir takım çalışmalar yapılmaya başlanmıştır ancak uluslararası platformlarda harekete geçmek ve alınan kararların uygulanması her zaman kolay olmamakta, beklenen ve gereken sonuçlara ulaşılamamaktadır. Söz konusu iklim değişikliği olduğunda şehirlerin enerji tüketimi ve sera gazı salınımı gibi atmosfere ve çevreye zarar veren etkenlerin bir parçası olduğu aynı zamanda bu soruna karşı mücadelede büyük potansiyelleri olduğu gözlemlenmiştir. Bu süreçte yapıları ve özellikleri nedeniyle şehirler ve yerel yönetimler iklim değişikliği ile ilgili politika hazırlamada daha etkili olabilecek ve daha hızlı harekete geçebilecek aktörler olarak ortaya çıkmaya başlamıştır. Durum bu iken iklim değişikliği konusunda eylem planlarının hazırlanması, politikaların ortaya konması ve yeni uygulamaların geliştirilebilmesi için şehirleri destekleyecek ve onlara rehberlik edecek ağlara ihtiyaç duyulduğu ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda, ulus ötesi belediye ağları (UBA’lar), şehirlerin işbirliğini güçlendirerek iklim değişikliğiyle yerel düzeyde mücadele etmelerine yardımcı olmak için iklim bilimi ve politikası arasında bir ara yüz olarak ortaya çıkmıştır. UBA’lar, iklim değişikliği konusunda işbirliğine dayalı bir çözüm sağlamak için dünyanın dört bir yanından yerel hükümetleri bir araya getiren platformlardır. UBA’lar yerel yönetimleri iklim değişikliği konusunda çalışmalar yapmak için motive ederken, bilgi, deneyim, somut projeler, finansal yardım ve iyi uygulamalar gibi birçok farklı unsur sunarak iklim değişikliği sorununa yerel ölçekte büyük katkıda bulunmaktadır. Sürdürülebilir Kalkınma için Yerel Yönetimler Birliği (ICLEI), Belediye Başkanları İklim Sözleşmesi (Compact of Mayors), İklim Koruma için Kentler (Cities for Climate Protection) ve Başkanlar Sözleşmesi (Covenant of Mayors) bu ağlara örnek olarak gösterilmektedir. Bu bağlamda, Türkiye'deki belediyelerin iklim değişikliğiyle ilgili eylem planları ve politika oluşturma konusunda UBA rehberliklerinden faydalandıkları gözlemlenmiştir. Buna ek olarak, Türkiye’deki belediyelerin iklim değişikliği eylem planları oluşturmada, politika hazırlamada ve bu raporların temelini oluşturan ön raporların hazırlanmasında öncelikli olarak Başkanlar Sözleşmesi Ağı’nı kullandıkları saptanmıştır. Özellikle BTT literatüründe bilim ve politika oluşturma arasındaki boşluk üzerinde bu iki dünya arasında ortak bir anlayış oluşturulması gerektiği konusunda fikir birliği olduğu incelenmiştir. BTT literatüründe bilim ve politika gibi farklı aktörlerin birlikte çalışabilmesi için, tüm tarafların çıkarlarını korurken, çalışmalarını eş zamanlı olarak koordine edebilmeleri için mekanizmalara ihtiyaç vardır. Bu mekanizmalar sınır nesnesi olarak nitelendirilmektedir. UBA’lar tam da bu iki sosyal dünyanın kesiştiği alanda ortaya çıkan platformlardır. Sınır nesnesinin tanımı ve özellikleri göz önüne alındığında, UBA’ların, bilimsel bilgiye dayalı iklim değişikliğine işbirlikçi bir çözüm sağlamak için dünyanın dört bir yanından yerel yönetimleri bir araya getirmeleri dikkat çekicidir. UBA’ların iklim bilimi ve politikası arasındaki boşluktan etkilenmemeleri için yerel yönetimlere rehberlik ettikleri söylenebilir. Bu yüzden bu tezin odak noktası ve amacı UBA’larınTürkiye’deki ilçe belediyeleri kapsamında sınır nesnesi olup olmadıklarını keşfetmektir. Bu kavramsal perspektife dayanarak, bu tezde, Türkiye’deki üç belediye ele alınarak Başkanlar Sözleşmesinin (UBA’lara örnek olarak) bir sınır nesnesi olarak hareket edip etmediği analiz edilmiştir. Çalışmada, nitel araştırma yönteminin yanı sıra vaka çalışması kullanılmıştır. Türkiye’de yerel yönetimlerin rehberliğinden en çok faydalandığı UBABaşkanlar Sözleşmesi (Covenant of Mayors) olduğu için bu çalışmada örnek olarak Başkanlar Sözleşmesi Ağı ele alınmıştır. Çalışmanın vakalarını seçebilmek için Başkanlar Sözleşmesi’nin web sitesinden Türkiye’den üye belediyelerin listesi çıkartılmıştır ve Türkiye’de ilk iklim eylem planı sürecini başlatan ilçe belediyelerinden biri olan İstanbul Kadıköy Belediyesi ilk örnek olarak seçilmiştir. Kadıköy Belediyesi ile benzer özellikler gösteren, ve Başkanlar Sözleşmesi rehberliğinde iklim değişikliği eylem planı geliştirme faaliyeti bulunan, Eskişehir Tepebaşı belediyesi ve İstanbul Maltepe belediyesi de diğer vakalar olarak çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmanın veri toplama yöntemi olarak literatür taraması ve yarı yapılandırılmış mülakat olarak belirlenmiştir. Ayrıca, çalışmanın birincil veri toplama yöntemi yarı yapılandırılmış görüşme olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda vaka olarak seçilen beledilerin iklim eylem planı hazırlama ve Başkanlar Sözleşmesi kapsamında yürütülen süreci deneyimleyen yetkilileriyle yarı yapılandırılmış mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Tezin kavramsal çerçevesi genel olarak sınır konsepti içinde şekillenirken, incelemeler sınır nesnesi konsepti bağlamında değerlendirilmiştir. UBA’ların bir sınır nesnesi olup olmadığını araştırmak için, ilk olarak sınır nesnelerinin tanımı, özellikleri, türleri ve örnekleri literatür taraması ile araştırılmıştır. UBA’ların tanımı ve amacı göz önüne alındığında, sınır nesnelerinin özellikleri çalışma için önemli hale gelmiştir. Bu nedenle bir nesnenin sınır nesnesi olabilmesi için sahip olması gereken özelliklerinin saptanması hedeflenmiştir. Sınır nesnelerinin özelliklerini belirlemek için, öncelikle sınır nesnelerinin farklı durumlarda nasıl ele alındığı ve bu durumlarda hangi özellikleri taşıdığı literatürde incelenmiştir ve sonrasında ön plana çıkan özellikler BTT yazınan dayanarak kategorize edilmiştir. Sonuç olarak, sınır nesnelerinin dört özelliği belirlenmiş ve bu özelliklerle birlikte yarı yapılandırılmış mülakatların sonucu üzerinde çalışmanın analizi yapılmıştır. Tez çalışmasında ele alınan vakalar, literatürden derlenen sınır nesneleri özellikleri olan farklı aktörleri bir araya getirme, aktörler için kooperatif bir alan yaratma, iletişim sağlama ve paylaşılan bir sözdizimi sunma konuları çerçevesinde incelenmiş ve tartışılmıştır. Yapılan çalışmanın sonunda, bazı kısıtlar olsa da, Başkanlar Sözleşmesi Ulusötesi Belediye Ağının iklim bilime dayalı politika geliştirme sürecinde vaka olarak seçilen üç ilçe belediyesi için zaman zaman sınır nesnesi olarak hareket edebildiği saptanmıştır. Bu tez çalışması UBA’ların sınır nesnesi olarak ortaya çıkabildiğini böylece iklim bilim ve iklim politikası arasındaki boşluğun azaltılması veya köprü görevini üstlenmesi açısından UBA’ların olumlu bir etki getirilebileceğini işaret etmekte, , iklim bilimin ortaya koyduğu bilginin yerel yönetimler tarafından ortak bir şekilde kullanılabildiğini ve uygulamaya geçmese bile politik pratiklere yanstıldığını incelenen üç ilçe belediyesi deneyimi göstermektedir. | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11411/3027 | |
dc.language.iso | en | en_US |
dc.national | National | en_US |
dc.program | Arts and Social Sciences | en_US |
dc.publisher | Istanbul Technical University | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Tez | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en |
dc.sponsored.EU | No | en_US |
dc.sponsored.TUBITAK | No | en_US |
dc.title | Transnational municipal networks as boundary objects in climate change science and policy: covenant of mayors - Turkey | en_US |
dc.title.alternative | İklim değişikliği bilimi ve politikasında sınır nesneleri olarak ulus ötesi şehir ağları: başkanlar sözleşmesi ağı – Türkiye | en_US |
dc.type | Thesis | en_US |
Dosyalar
Orijinal paket
1 - 1 / 1
Yükleniyor...
- İsim:
- Transnational municipal networks as boundary objects in climate change science and policy covenant of mayors – Turkey.pdf
- Boyut:
- 1.28 MB
- Biçim:
- Adobe Portable Document Format
- Açıklama:
Lisans paketi
1 - 1 / 1
Küçük Resim Yok
- İsim:
- license.txt
- Boyut:
- 1.71 KB
- Biçim:
- Item-specific license agreed upon to submission
- Açıklama: