Kanunla yasaklanmış dil: 1980'den günümüze dil yasaklarına bakış

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2011

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

İstanbul Bilgi Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Bu çalışmanın amacı, insan haklarının bir boyutu olan azınlıklara saygı gösterilmesi ve korunması kapsamında değerlendirilen dil hakları konusunda Türkiye Cumhuriyeti'nin yaklaşımını ve izlediği politikaları analitik bir bakış açısıyla değerlendirmektir. Tanımı bulunmamakla birlikte, dil hakları (ya da dilsel haklar) terimi, en çok ilişkili olduğu azınlık hakları bağlamında anlaşılmakta ve azınlık haklarının dil ile ilgili olanlarını ifade etmektedir. 1980'ler ve 1990'larda ivme kazanan küreselleşme ve yerelleşme süreçleri toplumlar, kültürler ve bireyler arasındaki akışkanlık ve etkileşimi hızlandırmış, dolayısıyla ulus-devletlerde ortak kimliğin taşıyıcısı olan vatandaşlık kavramı içerisinde eritilmeye çalışılan etnisite, ırk, toplumsal cinsiyet, sınıf gibi kimlikleri oluşturan çeşitli etkenler de görünürlük kazanmıştır. Özü itibari ile, çoğunluğunkinden farklı etnik kültürel, dinsel veya dilsel özelliklere sahip kişilerin bu kimliklerine saygı gösterilmesi ve korunması, dolayısıyla da geliştirmesi ile ilişkili olan azınlık hakları ise farklılıkların varolma taleplerine hukuki güvence sağlayabilecek bir alan olarak ortaya çıkmıştır. Ancak Türkiye özelinde bakıldığında farklı kimliklerin tanınması, Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü ilkesi çerçevesinde ele alınmakta ve üniter yapıya tehdit olarak görülmektedir. Bu bağlamda kimliğin bir öğesi olan dil hakları talebi de, resmi söylemde, azınlık yaratma ve bütünden kopma eğilimi olarak algılanmaktadır.
The aim of this study is to study analytically the Turkeys understanding (so that the pursued policies) of language rights which are evaluated as a dimention of the human rights within the context of respect for and the protection of the minorities. Although no definition has been given for the language (linguistic) rights, it has been evaluated in the sense of minority rights and it represents the minority rights related to the language. Globalization and localization processes that gained acceleration in the 1980s and 1990s also accelarated the mobilization and interaction between thr cultures and the individuals. Thus, several factors such as etnicity, race, gender, class that form the identity but melted within the concept of citizenship, that is the conveyor of the common identity in the nation-states, thereafter became obvious. In these circumstances, the minority rights emerged as an area to provide legal security for guaranting the existence of the identity of the individuals with different etnical, cultural, religious and linguistic identities than the majority, since it is related to the respection to and protection for (so that development of) them. However, in case of Turkey we see that recognition of different identities has been approached within the context of principle of unity and togetherness of the state and the nation and therefore considered as a treat to the unitarity. In this regard request for language rights as a component of the identity is being understood in the official discourse as creating a minority and tendancy to seperate from the unity.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye