A critical analysis of "conservative art" discourse within the context of AKPcultural policy: Yeditepe biennial
Yükleniyor...
Tarih
2020
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
ABSTRACT: This thesis focuses on the much-debated “Conservative Art" concept emerged in 2012 in Turkey, discussed among the art and literary communities at that time, reflections of the debate to the present and the “Conservative Art” concept within the context of cultural policies. Originated in France as a response to Enlightenment ideas and innovations brought by the French Revolution, the roots of “Conservative” thought in Turkey reaches until the Ottoman period and continued in the first years of the Republic of Turkey, especially up to the reactions to secularist implementations by the one-party regime. Lastly, AKP, which has emerged from political Islamist tradition, has positioned its party as the representative of the "conservative democracy" movement. The codes and symbols based on the tradition in which they come from and the concepts arising from their relationship with modernity will base the discussions on “conservative art”. The main purpose of this study is to investigate whether the reproduction of the power of the governing party tends to change the cultural atmosphere and turns its power into a cultural hegemony or not. In the light of in-depth interviews with five different people from different segments, the tendency of the AKP government on effecting cultural change is examined through the Yeditepe Biennial sample. Emphasizing the importance of traditional arts and primordial civilization, Yeditepe Biennial, the very first held in March 2018, is an example of the last point in the conservative culture and art discussions. This biennial, which is one of the steps taken by the government in order to dominate culture and arts, has turned into a political tool with its rhetorics.
ÖZET: Bu tez, Türkiye’de 2012 yılında ortaya çıkan, sanat ve edebiyat çevrelerinde o dönemde çok tartışılan “Muhafazakar Sanat” kavramı, tartışmanın günümüze yansımaları ve kültür politikaları bağlamı üzerine odaklanmıştır. Fransız İhtilali sonrasında Batı’da aydınlanmacı düşüncelere ve ihtilalin getirdiği yeniliklere karşı oluşan bir tepki olarak ortaya çıkan muhafazakarlığın Türkiye’deki temelleri, Tek Parti dönemi laiklik uygulamalarına verilen tepkilerden, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına ve hatta Osmanlı dönemindeki tartışmalara dek uzanır. Yıllar içinde siyasal İslamcı gelenekten doğan AKP "muhafazakar demokrasi" akımının temsilcisi olarak partisini konumlandırmıştır. İçinden çıktığı geleneğin dayandığı kod ve semboller ve bunların modernlikle kurduğu ilişkiden doğan kavramlar “muhafazakar sanat” tartışmalarını temellendirir. Bu çalışmanın temel amacı, iktidarın yeniden üretiminde gücü elde eden iktidar partisinin kültürel atmosferi farklılaştırma eğilimde olup olmadığını, gücünü kültürel hegemonya aracına dönüştürmeye çalışıp çalışmadığını araştırmaktır. Farklı kesimlerden beş ayrı kişi ile gerçekleşen derinlemesine görüşmeler ışığında, AKP özelinde iktidarın kültürün değişimine etki etme eğiliminde olduğu Yeditepe Bienali örneklemi üzerinden incelenmiştir. Geleneksel sanatların ve kadim medeniyetin önemi sıkça vurgulanan ve Mart 2018’de ilki gerçekleşen “Yeditepe Bienali”, muhafazakar kültür ve sanat tartışmalarının son örneklerindendir. Kültürde hakim olmak adına hükümetin atmış olduğu adımlardan biri olan bu bienal, içerdiği söylemleri ile politik bir araca dönüşmüştür.
ÖZET: Bu tez, Türkiye’de 2012 yılında ortaya çıkan, sanat ve edebiyat çevrelerinde o dönemde çok tartışılan “Muhafazakar Sanat” kavramı, tartışmanın günümüze yansımaları ve kültür politikaları bağlamı üzerine odaklanmıştır. Fransız İhtilali sonrasında Batı’da aydınlanmacı düşüncelere ve ihtilalin getirdiği yeniliklere karşı oluşan bir tepki olarak ortaya çıkan muhafazakarlığın Türkiye’deki temelleri, Tek Parti dönemi laiklik uygulamalarına verilen tepkilerden, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına ve hatta Osmanlı dönemindeki tartışmalara dek uzanır. Yıllar içinde siyasal İslamcı gelenekten doğan AKP "muhafazakar demokrasi" akımının temsilcisi olarak partisini konumlandırmıştır. İçinden çıktığı geleneğin dayandığı kod ve semboller ve bunların modernlikle kurduğu ilişkiden doğan kavramlar “muhafazakar sanat” tartışmalarını temellendirir. Bu çalışmanın temel amacı, iktidarın yeniden üretiminde gücü elde eden iktidar partisinin kültürel atmosferi farklılaştırma eğilimde olup olmadığını, gücünü kültürel hegemonya aracına dönüştürmeye çalışıp çalışmadığını araştırmaktır. Farklı kesimlerden beş ayrı kişi ile gerçekleşen derinlemesine görüşmeler ışığında, AKP özelinde iktidarın kültürün değişimine etki etme eğiliminde olduğu Yeditepe Bienali örneklemi üzerinden incelenmiştir. Geleneksel sanatların ve kadim medeniyetin önemi sıkça vurgulanan ve Mart 2018’de ilki gerçekleşen “Yeditepe Bienali”, muhafazakar kültür ve sanat tartışmalarının son örneklerindendir. Kültürde hakim olmak adına hükümetin atmış olduğu adımlardan biri olan bu bienal, içerdiği söylemleri ile politik bir araca dönüşmüştür.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Conservatism, Conservative Art, AKP Cultural Policies, Local and National, Yeditepe Biennial, Muhafazakarlık, Muhafazakar Sanat, AKP Kültür Politikaları, Yerli ve Milli, Yeditepe Bienali