Untitled

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 2 / 2
  • Öğe
    Türkiye’de domestik kültürün değişimi: Yedigün dergisi üzerinden bir inceleme (1933-1940)
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2022) Kocaman, Enise; Tanyeli, Uğur
    ÖZET: Türkiye’de domestik kültür değişimi araştırmaları genellikle Cumhuriyet devriminin orijin olarak kabul edildiği bir alanı işaret ediyor. Bu tezde, domestik kültürdeki bu keskin kırılma olarak tahayyül edilen değişimin izini sürebilmek için orijin kabul edilen Cumhuriyet devrimi öncesi ve sonrasından biraz uzaklaşarak bu anlatının geçerliliği ve gerçekliği sorunsallaştırıldı. Domestik kültürdeki değişiminin dönüm noktaları olarak dünyada da önemli gelişmelerin yaşandığı 18. yüzyıl, Tanzimat, geç 19. yüzyıl gibi yüzyıl dilimlerinin incelenmesi dönemin Osmanlı belgeleri üzerinden yapılan araştırmalar sonucunda kaleme alınmış doktora tezleri ve Türkçe alfabe ile yazılmış metinlerin okunması ışığında gerçekleştirildi. Türkiye’de barınma kültürünü etkisi altına alan ve genel geçer söylemde kendine çok fazla yer bulamamış, ailenin oluşumu, kadının aile içerisindeki rolü, gelişen teknolojinin ev hayatını dönüştürmesinin incelenmesi, kırılmanın iddia edildiği gibi devrimle ilişkili olup olmadığını kavramakta etkin bir rol oynadı. 20. yüzyılın başında sayıları hızla artan resimli dergilerin en önemlilerinden biri olan Yedigün dergisinin yayın hayatına başladığı 1933 yılından 1940 yılına kadar yayımladığı haftalık dergiler merkeze alınarak yeni oluşan ya da oluşturulmaya çalışılan domestik kültürün resimli bir dergi üzerinden topluma nasıl aktarıldığı incelendi. Değişimin kodları, haftalık yayımlanan ve yaşamın içerisindeki birçok meseleyi gündemine alan bu dergilerde, ev iç mekânını konu eden metinlerin, kullanılan anlatım dilinin ve bunları desteklemek için seçilen fotoğraf karelerinin alanlarına göre tasnif edilmesi ve yorumlanması üzerinden değerlendirildi.
  • Öğe
    Türkiye’de konut sunumunda unutulmuş bir pratik: Erdemir lojmanlari deneyimi
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2020) Büyükyıldırım, Nilüfer Karanfil; Altınok, Emrah
    ÖZET: Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) lojmanları, 1962-65 yılları arasında Türkiye'nin ilk prefabrik konut adaları olarak etap etap gerçekleşen bir uydu-kent uygulamasıdır. Kentsel ölçekte planlanan proje, sadece ekonomik meskenler ve tip planlarla uygulanan monoton bir konut projesi olmak yerine; ulusal bir yarışmayla yapılarak çoğulcu arayışlara açık bir tasarım süreciyle gerçekleşmiştir. İşçi meskenlerini kamu yatırımları olarak üretmek, çalışma ve yaşamın bir arada düşünüldüğü bir döneme işaret etmektedir. “Lojmanlar” pratiği, bu anlamda onu oluşturan sanayi kenti koşulları, bürokratik piramit ve refah devletinin kurumsal yapılarının çözülmesi üzerinden değerlendirilmektedir. Tez kapsamında küresel ve yerel ölçekte kapitalist üretim ilişkileri, neoliberalleşme ve konuta dair sosyal poltikaların ilişkisi kurulmakta; konut sorunu ve sosyal konut tartışmalarıyla bir çerçeve çizilmektedir. Böylelikle Türkiye’de mimarlık pratiğinin bileşenlerini ve dönüşümünü okuyabileceğimiz, yeni aktörler ve aygıtların eklenmesiyle kentsel ve politik düzlemde ortaya çıkan etkilerini kavrayabileceğimiz bir izlek sunmayı amaçlamaktadır. Türkiye’nin konut üretimi deneyimlerinde arz-talep ilişkileri ve konut gereksinmesine karşı otonom gelişen refleksler tartışmaya dahil edilmiştir. Türkiye modernitesi ve endüstri kentleşmesiyle özdeşleşmiş lojman olgusu, sadece mekânsal özellikleriyle değil, mülkiyet biçimi, aktörler ve uygulama/işletme biçimiyle de diğer konut sunumlarından ayrışan bir pratik olarak görülmektedir. Bu sebeple lojmanların bir model olarak kavranmaya çalışılması önemlidir. “Konut”un bir gereksinme olarak nitelikli biçimde karşılanmasının ötesindeki anlamları ve bunların sosyal politikalar içinde ne denli belirleyici olabildiği tartışmaya açılmaktadır. Güncel anlamıyla konut sorununun bir nicelikten öte daha çok bir nitelik sorununu tariflediği ve kestirme yollarla çözülemeyeceği açıktır. Lojmanlar pratiğini bu bağlamda irdelemenin, konut sorununun sadece mülk edindirme ile veya mülk edinmenin kolaylaştırılması/teşvik edilmesi ile çözülmesinin mümkün olamayacağını hatırlamak ve konut üretiminin piyasa dışı mekanizmalarla nitelikli biçimde uygulanabilirliğini yeniden gündeme getirmek açısından potansiyeller taşıyan bir yaklaşım olduğu düşünülmektedir. Lojmanlar, Türkiye'de yavaş yavaş kaybolan bir fenomen olarak özelleştirilen fabrika ve kamu kuruluşlarıyla birlikte 2019 yılı itibariyle satılmaya başlanmıştır. Lojmanlar, Türkiye modernitesinde kurucu bir ideolojik öğe olmanın ötesinde, barınmayı üstlenen refah devletinin izlerini taşır. Kullanım değeri öncelikli olarak planlanan lojmanlar, ortak alan ve az yoğunluklu çevresel düzenleriyle (mülkiyeti devlete ait) sosyal konutlar olarak sunulmaktır. Türkiye’nin hemen hemen her kentinde 1930'lardan 70'lerin sonuna kadar farklı biçim ve yaklaşımlarla inşa edilen “lojmanlar”, bulundukları kentlerde bürokratik sınırlar inşa etmenin yanısıra anonimleşen bir toplumsallık üretmektedirler. Lojman mekânlarında kurulan toplumsallık, kurumsal aidiyet, hiyerarşi ve sınır kavramları çerçevesinde irdelenmiştir.