Yazar "Erozan, Boğaç" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anadolu’da 27 Mayıs: Bursa, Erzurum, Gaziantep (1960-61)(2013) Karayel, Gülperi Aslaner; Erozan, BoğaçBu makale 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinin Anadolu’da nasıl deneyimlendiğini anlamaya yönelik bir çabayı içeriyor. 27 Mayıs ile ilgili çalışmalarda genellikle ihmal edilen Anadolu deneyimini, müdahale gününden 1 Ocak 1961’e kadar olan kısa dönemde inceliyoruz. Örneklemimizi üç il oluşturuyor: Bursa, Erzurum ve Gaziantep. Bu illerde neler yaşandığını anlayabilmek için en verimli kaynaklardan olduğunu düşündüğümüz yerel gazeteleri sözü edilen dönem içerisinde inceliyoruz. Toplamda taranan 6 gazeteden elde ettiğimiz sonuçlara göre, 27 Mayıs’a ilişkin egemen bazı genellemelerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Bulgularımız, 27 Mayıs’ın taşrada kimler tarafından benimsendiğini ortaya çıkarmakla kalmıyor, çok çeşitli benimsenme –ve sonrasında benimsetme– usullerini de görünür kılıyor. Yalnız askeri yönetimin değil, yerel yöneticilerin, elitlerin, gönüllü dernek ve kuruluşların bu süreçteki faaliyetlerini tespit edebiliyoruz. Dahası, 27 Mayıs sonrasında Anadolu’ya yönelik yoğun, kapsamlı ve programlı propagandanın niteliği ve aktörlerine yönelik bilgi edinebiliyor, aynı zamanda 27 Mayıs’a muhalefetin engellenme gayretlerini de öğrenebiliyoruz. Son olarak, Anadolu’da 27 Mayıs’a karşı tepki ve protestoların küçük de olsa varlığı ve devamlılığını ortaya koyabiliyoruz. Dolayısıyla, 27 Mayıs’a karşı bir hareket ya da protesto olmadığı yönündeki genel kabulü yeniden düşünmemiz için de bu çalışma bir araç olabiliyor.Öğe Anadolu’da 27 Mayıs: Bursa, Erzurum, Gaziantep (1960-61)(ODTÜ Gelişme Dergisi, 2013-08) Erozan, BoğaçÖZET: Bu makale 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinin Anadolu’da nasıl deneyimlendiğini anlamaya yönelik bir çabayı içeriyor. 27 Mayıs ile ilgili çalışmalarda genellikle ihmal edilen Anadolu deneyimini, müdahale gününden 1 Ocak 1961’e kadar olan kısa dönemde inceliyoruz. Örneklemimizi üç il oluşturuyor: Bursa, Erzurum ve Gaziantep. Bu illerde neler yaşandığını anlayabilmek için en verimli kaynaklardan olduğunu düşündüğümüz yerel gazeteleri sözü edilen dönem içerisinde inceliyoruz. Toplamda taranan 6 gazeteden elde ettiğimiz sonuçlara göre, 27 Mayıs’a ilişkin egemen bazı genellemelerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Bulgularımız, 27 Mayıs’ın taşrada kimler tarafından benimsendiğini ortaya çıkarmakla kalmıyor, çok çeşitli benimsenme –ve sonrasında benimsetme– usullerini de görünür kılıyor. Yalnız askeri yönetimin değil, yerel yöneticilerin, elitlerin, gönüllü dernek ve kuruluşların bu süreçteki faaliyetlerini tespit edebiliyoruz. Dahası, 27 Mayıs sonrasında Anadolu’ya yönelik yoğun, kapsamlı ve programlı propagandanın niteliği ve aktörlerine yönelik bilgi edinebiliyor, aynı zamanda 27 Mayıs’a muhalefetin engellenme gayretlerini de öğrenebiliyoruz. Son olarak, Anadolu’da 27 Mayıs’a karşı tepki ve protestoların küçük de olsa varlığı ve devamlılığını ortaya koyabiliyoruz. Dolayısıyla, 27 Mayıs’a karşı bir hareket ya da protesto olmadığı yönündeki genel kabulü yeniden düşünmemiz için de bu çalışma bir araç olabiliyor.Öğe Aydın meselesi ve daimon: Şerif Mardin ve H. Ünal Nalbantoğlu üzerine yorumlar(2009) Erozan, Boğaç[Abstract Not Available]Öğe Reclections on Foucault's Concept of Critical Ontology(2006) Erozan, BoğaçBu makale, Michel Foucault'nun eleştirel ontoloji kavramı üzerinde yoğunlaşmaktadır. Martin Heidegger ve Hannah Arendt kaynaklı sorularla, karşı karşıya getirilerek, eleştirel ontoloji kavramının teorik kıymeti vurgulanmaktadır. Foucault'da eleştirel ontoloji öncelikle bir "felsefi ethos" ve "felsefi tutum"dur. Bu bağlamda Heidegger'in düşünme ve dünyada varolma sorunsalıyla birlikte irdelenmektedir. Diğer yandan eleştirel ontoloji, bir felsefi yaşamdır. Bu felsefi yaşamın niteliği ile Arendt'te insanların dünyasında filozofun yaşantısı problemi bir arada ele alınmaktadır. Makale, eleştirel ontolojinin Heidegger'de "meditatif düşünme "ye yönelişi, Arendt'te ise kamusal alanda "doğru " kavramının yarattığı problemleri aştığını özetleyerek biter.Öğe Türkiye'de Uluslararası ilişkiler disiplininin Uzak tarihi: Hukuk-ı düvel (1859-1945)(2014) Erozan, BoğaçTürkiyede Uluslararası İlişkiler disiplininin tarihine ilişkin çalışmaların azlığı nedeniyle kalemealınmış olan bu makalede, disiplinin uzak tarihine ilişkin verileri ortaya çıkarmaya yönelik birçabanın yanı sıra disiplinin gelişim çizgisini anlamaya yönelik bir gayret de söz konusudur.Uluslararası İlişkiler dersleri ders programlarına, on dokuzuncu yüzyılın ortalarından itibarenhukuk-ı milel ve hukuk-ı düvel olarak girmiş ve hukuk-ı düvel adıyla erken Cumhuriyet dönemiyükseköğretimine ulaşmıştır. Sonrasında dersin adı, Devletler Hukuku olarak oturmuş ve 1945eböyle gelinmiştir. Makalede, gerek Osmanlı gerek erken Cumhuriyet döneminde okutulan konuyailişkin ders kitapları temel inceleme malzemesi olarak alınmış ve Uluslararası İlişkiler disiplinininhem kavramsal hem de kurumsal tarihinin ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Bunlardan başka,Osmanlıdan erken Cumhuriyet dönemine, derslerde işlenen başlıca temalar ve yaklaşımlarındeğişim ve dönüşümü üzerinde de durulmuştur.