Yazar "Alpan, Arca" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe GENEL AHLAK VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ÇATIŞMASI: TAKDİR MARJI VE ORTAK ZEMİN SORUNU(2019) Alpan, ArcaGenel ahlak modern hukuk sistemlerinin gelişim süreci ve hukukidüşünce tarihindeki tartışmalar açısından her zaman hukuk ile ilişkisisorgulanan ve zaman zaman da hukuki alandan dışlanan bir kavramolarak karşımıza çıkmaktadır. Ahlaka aykırı ifadelerin sınırlanmasınınya da yasaklanmasının konu edildiği yargı kararları, hukuk-ahlak ilişkisinin felsefe alanıyla sınırlı kalmayıp hukuk bilim alanında da tartışılmasını mümkün kılmaktadır. Zira ahlak, hukukla kıyaslandığındakesinliği tartışma yaratan ve üzerinde fikir birliği oluşturulamayan biralandır.Çalışma, genel ahlakın korunması nedeniyle ifade özgürlüğünün sınırlanmasının konu edildiği AİHM ve AYM içtihatı üzerinden bir ortakzemin bulunup bulunmadığına odaklanmaktadır. Özellikle içtihadınoluşmaya başladığı yıllarda tartışmanın ana hattını oluşturan takdir marjı doktrininin güncel durumda nasıl değerlendirildiği ve eski öneminikoruyup korumadığı hususları ortaya konmaya çalışılmıştır.Öğe Genel ahlak ve ifade özgürlüğü çatışması: Takdir marjı ve ortak zemin sorunu(Suç ve Ceza, 2019) Alpan, ArcaÖZET: Genel ahlak modern hukuk sistemlerinin gelişim süreci ve hukuki düşünce tarihindeki tartışmalar açısından her zaman hukuk ile ilişkisi sorgulanan ve zaman zaman da hukuki alandan dışlanan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Ahlaka aykırı ifadelerin sınırlanmasının ya da yasaklanmasının konu edildiği yargı kararları, hukuk-ahlak ilişkisinin felsefe alanıyla sınırlı kalmayıp hukuk bilim alanında da tartışılmasını mümkün kılmaktadır. Zira ahlak, hukukla kıyaslandığında kesinliği tartışma yaratan ve üzerinde fikir birliği oluşturulamayan bir alandır. Çalışma, genel ahlakın korunması nedeniyle ifade özgürlüğünün sınırlanmasının konu edildiği AİHM ve AYM içtihatı üzerinden bir ortak zemin bulunup bulunmadığına odaklanmaktadır. Özellikle içtihadın oluşmaya başladığı yıllarda tartışmanın ana hattını oluşturan takdir marjı doktrininin güncel durumda nasıl değerlendirildiği ve eski önemini koruyup korumadığı hususları ortaya konmaya çalışılmıştır.Öğe Görünen Ceza, Görünmeyen İnfaz: Türkiye’de Ceza ve İnfaz Politikaları Işığında Hükme Riayet(2019) Elveriş, İdil; Alpan, Arca; Akdeniz, Galma2000 yılından beri Türkiye’deki cezaevi nüfusu aşırı hızla artmış ve gelinen şu noktada,cezaevlerinde yer kalmamıştır. Bu sorunu çözmeye yönelik ceza ve adalet politikalarındakapsamlı bir reforma gidilmesi yerine, günü kurtarmaya yönelik, TCK’da öngörülencezalara dokunmadan onların infaz biçimini değiştiren birtakım düzenlemeler yapmayöntemi tercih edilmiştir. Bunun sonucunda, İnfaz Kanunu ve ilgili yönetmeliklerdeyapılan değişikliklerle, ceza mahkemeleri tarafından verilen ve infaz edilen cezalar arasındabüyük bir uçurum yaratılmıştır. Bundan dolayı Türkiye’de şu anda iki ayrı cezalandırmapolitikasının mevcut olduğu söylenebilir: ilki, TCK ve mahkemece belirlenenve kamoyunca “görünen” ceza politikası; ikincisi de cezaların infaz aşamasında ortayaçıkan ve dolayısıyla kamuoyunun farkında bile olmadığı, “görünmeyen” ama fiilen uygulanancezalandırma politikası. Bu makalede, görünen ve görünmeyen cezalandırmapolitikalarının sonucu infaz aşamasında oluşan “hükme riayet edilmeme” durumununboyutu, suç senaryolarıyla gösterilmiştir. Sonuç olarak, makalede cezalandırma politikalarınıdaha şeffaf, öngörülebilir ve etkin hale getirmek için açık ve geniş bir tartışmanıngerekliliği vurgulanmıştır.Öğe Görünen ceza, görünmeyen infaz: Türkiye’de ceza ve infaz politikaları ışığında hükme riayet(İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2019) Akdeniz, Galma; Alpan, ArcaABSTRACT: Prison population in Turkey has ballooned since 2000. At this time, prisons are overcrowded and full. Instead of developing a comprehensive crime and justice policy to address this issue, temporary regulatory patches have been used to relieve the immediate overcrowding, by playing with how sentences are executed. Through these changes adopted in the Law on the Execution of Sentences and its related bylaws, a substantive gap has opened between the sentences imposed by criminal courts, and those executed in actuality. As a result, we conclude that Turkey currently has two penal policies: The “visible” one, as reflected in the Penal Code and the sentences meted out by courts, and the “invisible” one which is the result of how those sentences are executed, which is hidden from the public view. In order to demonstrate the size of this gap and the extent of the lack of “truth in sentencing” under the current state of affairs, a number of crime vignettes are presented, showing what the meted and executed sentences would be in each case. Keeping these results in mind, we call for an open and comprehensive discussion on how crime and criminality should be addressed, while taking into account the realities of prison and rehabilitation management, in order to improve the transparency, predictability, and the efficiency of penal policies.Öğe Neoliberal ceza devleti ve kitlesel hapsetme(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2018) Alpan, Arca; Akdeniz, Galma[Abstract Not Available]Öğe SALGIN FIRSATIYLA CEZA POLİTİKASI: İNFAZ KANUNU DEĞİŞİKLİĞİ, SİYASİ ARKA PLANI VE OLASI ETKİLERİ(2021) Akdeniz, Galma; Alpan, Arca; Elveriş, Dr. İdilNisan 2020’de Covid 19 salgınının gündeme oturmasıyla, İnfaz Kanunu’nda kalıcı bir değişiklik yapılarak, en sık rastlanan suçlar bakımından cezaların infaz oranı önemli ölçüde kısaltıldı. Bunun yanında, ceza infaz sisteminin farklı aşamalarında bulunan on binlerce mahkûm geçici maddeler eliyle cezaevinden fiilen tahliye edildi. Bu makalede, bu değişikliklerin arkasında yatan asıl nedenin salgın ve kamu sağlığı değil, son on beş yılda gerçekleşen cezaevi nüfusundaki aşırı artış olduğu ortaya konacaktır. Bu sorunun bugüne dek nasıl idare edildiği, giderek ağırlaşması karşısında iktidar ortakları tarafından ortaya konan yasa teklifi ve taslakları üzerinden ne tür siyasi söylemler geliştirildiği de ele alınacaktır. Aynı zamanda, infaz oranı değişen ve değişmeyen suç senaryoları eşliğinde yeni düzenlemelerin sonuçları karşılaştırılacak ve bunlar ceza politikası bağlamında tartışılacaktır. Çalışma, iktidarın af benzeri sonuçlar içeren bu düzenleme ile salgını fırsat bilerek zaten iki seneye yakın zamandır hazırlamakta olduğu değişiklikleri Meclisten geçirmiş olduğunu ortaya koymaktadır. Yapılan bu değişikliklerin bütüncül ve hedef odaklı bir ceza politikasının yansıması olmadığı; bunun yerine kalabalıklaşma problemini çözme amaçlı ve belli bir ceza politikası çerçevesine oturmayan bir taktikten ibaret olduğu ortaya konmuştur.