Yazar "Aksoy, Selin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Hukukun sınırlarını edebiyat ve tarih İle aşmak : 12 Eylül anlatıları(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2012) Aksoy, Selin; Tarhanlı, TurgutEylül 1980 askeri darbesinin Türkiye toplumuna verdiği tahribatın hukuka, özellikle adalet anlayışına ve edebiyata yansıması kaçınılmaz olmuştur. Her siyasi dönemeç gibi toplumu etkilemesinin kaçınılmaz olmasının yanında 12 Eylül darbesi ile bir düşünce, bir ideoloji tasfiye sürecine girmiştir. Darbe sonrasında toplumun tamamen siyasetten arındırılmak istenmesi ve “Yeni Dünya Düzeni”ne entegrasyonunun sağlanma çabası bu sürecin ürünüdür. Toplumsal bir travma olarak tanımlanabilecek süreç sonrası yaratılan kuşak yalnızca siyasetten değil, geçmişinden de koparılmış şekilde geleceğe bakmakta, hatta geleceğe hiç bakmamaktadır. Bu kuşak, kendisinden önceki yenilmiş kuşağın yenilgisinin ağırlığını yüklenmiş ve yenilginin yarattığı umutsuzlukla yüzünü toplumdan kendi aynasına çeviren, git gide bireyleşen bir kuşaktır. Hukukun hakikatle, adaletle ve tabii olarak toplumla olan diyalektik ilişkisi nedeniyle hukukun henüz nefes alan toplumsal kaynaklardan yararlanmasına olan ihtiyacı hayatidir. Bu yönüyle resmi tarih, somut deliller ve yasa metinleri ile yetinildiğinde hukukun adalete ve hakikate ulaşması mümkün olamamaktadır. Yazıldığı toplumun ve döneminin özelliklerini taşıyarak yine topluma seslenen ve kendisi de tarihe tanıklık eden edebiyat eserleri hukukun gerçeğe ulaşmasında kaynak oluştururlar. Yazarının siyasi duruşundan da ayrı ele alınamayacak olan edebiyat eserleri, teze roman türü özelinde konu edilmiştir. 12 Eylül sonrasında belleksizleştirilerek kişiliksizleştirilen bir toplum yaratılmasından yola çıkılarak tezde 12 Eylül ve hafıza ilişkisi, incelenen romanlar üzerinden ele alınmış ve aynı zamanda tarihin nesnelliği de tartışmaya konu edilmiştir. Egemenlerce ideolojik olarak dönüştürülmüş, toplumdan uzakta, hatta halkın karşısında yer alabilen bir tarih üzerinde adaletin yükselmesi mümkün değildir. Resmi tarihten beslenen bir hukuk anlayışı, adaleti sağlama yetisinden yoksundur. Adalete asıl gereksinen, sesi kısılmış ve bastırılmış olan sınıfın sesini taşıyan tarih yöntemi olarak tanımladığımız sözlü tarih de hukuka kaynaklık edebilmelidir. Bu aynı zamanda geçmişin yaşayan belleği ve geçmişi yaşayanlara doğrudan ulaşmanın aracıdır. 12 Eylül?ü yaşayanlar ve bu darbe sonrasında yaratılan kuşak halen hayatta olduğundan bu kuşağın ve sürecin tarihini henüz yaşayanlar yazmaktadır. Romanlar ya da sözlü anlatılar yoluyla elde edilen öznel bilginin tarihe ya da hukuka kaynak olmasının güvenirliliği tartışmalı olmasına rağmen bu öznellikten faydalanabilme yolları bu tezin çıkış noktası olmuştur.