SOSYAL VE KÜLTÜREL ANTROPOLOJİDE ÖZDÜŞÜNÜMSELLİK: SAHADAN ÖRNEKLER
Küçük Resim Yok
Tarih
2020
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Bu yazı 1970’lerde temellenen ve 1980’lerde belirgin biçimde vurgulanan “özdüşünümsellik” (self-reflexivity) sorunsalına odaklanıyor. Özdüşünümselliği, antropoloji bilimini tanımlayan özelliklerden biri olan devamlı kendini eleştirme ve sorgulama pratikleri çerçevesinde ele alıyorum. Yirminci yüzyılın başında saha çalışması, kültürel görelilik, dil öğrenme gibi konuları vurgulayan sosyal ve kültürel antropoloji, yüzyılın ortasından sonra doğrudan bilgi toplama ve üretme süreçlerindeki temsil ve iktidar meselesini ele almış, hem sömürgecilikle el ele giden tarihini hem de sonrasında gelen “nesnel gözlemci” varsayımların ortaya koyduğu etnografik yöntem ve kuramlarını yeniden düşünmüştür. Özdüşünümsellik, yani antropoloğun bir nesnellik hedef ya da kaygısı gütmekten ziyade, kendi öznelliğinin ve onun getirdiği sorumluluğun farkında olması, bu sayede de kendi kendisinin verisi olma bileşenlerini okuyucuya aktarma hali, bugün antropolojinin süregelen öz eleştirisinin önemli bir aracıdır. Futbol ve trafik üzerine olan iki saha çalışmamdan yola çıkarak, kendi cinsiyet ve sınıf öznelliğimin sorunsal kurma, araştırma sorusu üretme, veri toplama ve bulgu incelemesi aşamalarındaki etkinliğini tahlil ediyorum.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Kaynak
Sosyoloji Araştırmaları Dergisi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
23
Sayı
1