ANAYASA MAHKEMESİ’NİN TUTUKLAMA KARARININ MADDİ ŞARTLARI İÇTİHADINA ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM
Küçük Resim Yok
Tarih
2019
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Anayasa Mahkemesi’nin özgürlük ve güvenlik hakkının ihlali iddiaları ile ilgili yapılan bireysel başvurularda, konu ile ilgili iç hukukmevzuatı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihadıyla muhtelifbiçimlerde bağdaşmayan bir içtihat birikimi yarattığı gözlemlenmektedir. Birincisi, Anayasa Mahkemesi, keyfi tutma yasağına karşı temel birgüvence oluşturan ve Anayasa md. 19’da özgürlük ve güvenlik hakkınınsınırlanması için temel bir koşul olarak görülen ‘kuvvetli belirti’ kavramını, AİHM içtihatlarından yola çıkarak kendi pratiğine ‘inandırıcı delil’olarak tercüme etmektedir. Mahkeme’nin ‘inandırıcı' delil kavramınaizafe ettiği şüphe seviyesi iç hukuktaki ‘kuvvetli suç şüphesini gösterensomut deliller’ ölçütünden daha düşüktür. Öte yandan, Mahkeme, tutuklama nedenlerinin ilk tutuklama kararından itibaren zorunlu olduğu yönündeki iç hukuk düzenlemelerini göz ardı ederek AİHM’nin Letellier prensibi olarak da bilinen sürecin ilerlemesi ile birlikte ‘ilgili ve yeterligerekçe’ bildirme zorunlu olduğu yönündeki içtihadına sıklıkla işaretetmektedir. İlginçtir, AİHM’nin Buzadji kararı sonrası da Anayasa Mahkemesi’nin içtihadında bu yönde bir değişiklik söz konusu değildir. Bubağlamda, katalog suçlar söz konusu olduğunda da, Mahkeme, Anayasamd. 19’da başta ölçülülük dâhil olmak üzere öngörülen güvenceleri etkisiz hale getirecek bir yorumu benimsemektedir. Nihayet, Anayasa Mahkemesi olağanüstü hal ile ilgili verilen tutuklama kararlarını ise, açıkçabir yasal dayanak olmaksızın yorum yoluyla, olağanüstü hallerde temelhak ve özgürlükler rejiminin düzenlendiği 15. madde çerçevesinde elealmaktadır. AİHM, Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu pratiğinin AİHSile bağdaşmadığını hali hazırda hüküm altına almış bulunmaktadır. Buçalışma, Anayasa Mahkemesi’nin her üç yönden verdiği kararlarla,Mahkeme’nin, konu ile ilgili iç hukuku sınırlayıcı bir biçimde yorumladığını ve bu durumun gerek AİHS md. 5’teki iç hukuka uygunluk koşulugerekse Sözleşme’nin 53. maddesine aykırı olduğunu tespit etmektedir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Kaynak
Anayasa Hukuku Dergisi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
8
Sayı
16