Documentary as autoethnography: a case study based on the changing surnames of women
Yükleniyor...
Tarih
2016
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
In the autoethnographic research method, researchers analyze their own subjectivity and life experiences, and treat the self as ‘other’ while calling attention to issues of power. At this juncture, the researcher and the researched, the dominant and the subordinate, individual experience and socio-cultural structures can be examined. As an emerging filmmaker I have made the seventeen-minute documentary Yok Anasının Soyadı / Mrs. His Name (2012) which is defined as a form of self-narrative that places the self within a social context. My filmmaking experience spread the seeds, gave birth to this thesis, created a researcher—me, in this case—and as such, theory in practice and practice in theory go hand in hand. The interdisciplinary nature of this enquiry highlights the link between surnames and identity, which is a crucial human rights debate, and also focuses on the feminist quote ‘the personal is political’.
Otoetnografik araştırma metodunda, araştırmacılar kendi öznelliklerini ve yaşam deneyimlerini analiz ederler ve güç ilişkilerine dikkat çekip kendilerine ‘öteki’ olarak davranırlar. Bu bağlamda, analiz eden ve edilen, domine eden ve edilen, bireyin deneyimleri ve sosyo-kültürel yapılar incelenebilir. Yolun başındaki bir sinemacı olarak yaptığım on yedi dakikalık Yok Anasının Soyadı / Mrs. His Name (2012) belgeseli, anlatıcının kendisini toplumsal düzleme yerleştirmesiyle tanımlanabilecek bir forma sahip. Bu deneyimin tohumları yayılarak doktora tezini doğurdu, bir araştırmacı—bu örnekte beni—yarattı ve böylelikle teori ve pratik bir arada, el ele ilerledi. Birkaç bilim dalını doğasında barındıran bu soruşturmada, bir insan hakları ihlali olarak kadının değişen soyadı ve kimlik meselesi tartışılırken feminist teorinin ‘özel olan politiktir’ duruşuna odaklanılıyor.
Otoetnografik araştırma metodunda, araştırmacılar kendi öznelliklerini ve yaşam deneyimlerini analiz ederler ve güç ilişkilerine dikkat çekip kendilerine ‘öteki’ olarak davranırlar. Bu bağlamda, analiz eden ve edilen, domine eden ve edilen, bireyin deneyimleri ve sosyo-kültürel yapılar incelenebilir. Yolun başındaki bir sinemacı olarak yaptığım on yedi dakikalık Yok Anasının Soyadı / Mrs. His Name (2012) belgeseli, anlatıcının kendisini toplumsal düzleme yerleştirmesiyle tanımlanabilecek bir forma sahip. Bu deneyimin tohumları yayılarak doktora tezini doğurdu, bir araştırmacı—bu örnekte beni—yarattı ve böylelikle teori ve pratik bir arada, el ele ilerledi. Birkaç bilim dalını doğasında barındıran bu soruşturmada, bir insan hakları ihlali olarak kadının değişen soyadı ve kimlik meselesi tartışılırken feminist teorinin ‘özel olan politiktir’ duruşuna odaklanılıyor.