Orphan Publications Collections

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 298
  • Öğe
    Türkiye’de Göç ve Uyum Tartışmaları: Geçmişe Dönük Bir Bakış
    (İdeal Kent Yayınları, 2014) Kaya, Ayhan
    Bu makalenin amacı giderek göç alan bir ülke haline gelen Türkiye’de devlet aktörleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından henüz tartışılmaya başlanan göçmenlerin entegrasyonu konusunda tarihsel bir perspektifle Osmanlı’dan günümüze etno-kültürel ve dinsel açıdan farklı olan göçmenlere devlet aktörleri tarafından nasıl bakıldığına ilişkin bir değerlendirme yapmaktır. Bunu yaparken de, bir göçmen ulusu olan Amerika Birleşik Devletleri ile göç alma deneyimleri açısından zengin olan Avrupa örneklerine bakarak uyum veya entegrasyon konusunun Türkiye’de ele alınması yönündeki tartışmalara ışık tutulmaya çalışılacaktır. Çalışmanın son kısmında ise, Avrupa Birliği entegrasyonu sürecinde, özellikle geçtiğimiz 15 yılda Türkiye’de yaşanan reform süreçlerinin fazlasıyla etkilediğini düşündüğüm Göç ve Entegrasyon Yasaları alanında yaşanan “Avrupalılaşma” deneyimine referansla 2014 yılının Nisan ayında yürürlüğe giren Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun göçmenlerin entegrasyonu konusunda getirdiği yenilikler özetlenecektir.
  • Öğe
    Yeni Nesil Mobil Erişim Sistemlerinin Kobilerin Finansal İşlerinde Sunduğu Değişimler Ve Yeni Fırsatlar
    (Denta Florya ADSM Limited Company, 2020) ACARER, Tayfun
    Yeni Nesil telsiz erişim sistemleri her geçen gün giderek gelişmekte, her Nesil sosyal yaşantımızda, işlerimizde büyük değişimler ve kolaylıklar sağlamaktadır. Her Nesil’in farklı teknolojik imkanları bulunsa da, bunların en önemli ortak özellikleri veri iletişiminde kullanılan genişband’ın, veri hızının ve datasının sürekli artmasıdır. Bu nedenle önceleri uygulama olanağı bulunmayan pek çok “Application” (mobil uygulamalar) günümüzde 4 ncü Nesil ve sonrası sistemler ile birlikte bireysel ve kurumsal kullanıcıların alışkanlıklarında ciddi değişime yol açmaktadır. Halen bu sistemlerin gelişiminin iş hayatımızdaki en önemli uygulamalardan biri Bankacılık ve Finansal işlemlerde yaşanmaktadır. Bu uygulamalar sadece bireylerin değil, başta Kobiler olmak üzere tüm işletmelerin faaliyetlerinde de çok önemli rol oynamaktadır. Ülkelerin ekonomilerinde önemli bir güç olan Kobiler, genellikle kısıtlı imkanlar ile faaliyetlerini sürdürmektedirler. Sayıca büyük işletmelere oranla çok fazla olan bu kuruluşlar, yeni teknolojik gelişmeleri değerlendirdikleri takdirde rakiplerine göre ciddi avantajlar temin etmektedirler. Çünkü Yeni Nesil Mobil erişim sistemlerinin alt yapılarındaki gelişim, bu konuda Kobilere büyük kolaylıklar ve imkanlar sunmaktadır. Bunun sonucu olarak son yıllarda özellikle Kobilere yönelik rekabet avantajları içeren bir çok yeni iş modelleri ve mobil uygulamalar geliştirilmiştir. Teknoloji ve mobil uygulamalar geliştikçe tüketiciye ve işletmelere düşük maliyetli, verimli ve hızlı uygulamalar temin edilmiştir. Bugün pek çok ticari işletme internet üzerinde kendi iş alanları ile ilgili pazarlamalarını, tedarik süreçlerini, müşteri ile iletişimini hızlı bir şekilde sağlamakta, ayrıca finansal işlemlerini yeni Nesil Mobil erişim sistemleri aracılığı ile Online olarak yapmaktadırlar. Bu sistemler geliştikçe Kobilerin kullandıkları uygulamalar daha da kolaylaşacak ve İşletmelerin verimliliklerine büyük katkı sağlanacaktır.
  • Öğe
    Türkiye’de Engellilere Yönelik Kamu Harcamalarının On Yıllık Seyri
    (Birleşik Metal İş Sendikası, 2017) Yılmaz, Volkan; Yentürk, Nurhan
    Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi’nin kabulüyle birlikte, engelli kişilere yönelik küresel politika yaklaşımında önemli değişiklikler olmuştur. Sözleşme ile birlikte engelli kişilerin dezavantajlı bir grup olarak tanımlandığı ve hedeflendiği kategorik ve ihtiyaç tespitine dayalı sosyal programlara dayalı bir yaklaşımdan, engelli kişilerin insan haklarının tüm kamu politikası alanlarında hesaba katıldığı bir yaklaşıma geçiş gerçekleşmektedir. Bu bağlamda, bu makale bahsi edilen küresel politika yaklaşımı değişikliğinin Türkiye’de karşılık bulup bulmadığını, bulduysa ne ölçüde karşılık bulduğunu incelemektedir. Makale bu soruyu Türkiye’de engelli kişilerin haklarını hayata geçirmek üzere 2006 ve 2015 yılları arasında gerçekleştirilen kamu harcamalarının bileşimini ve düzeyini inceleyerek yanıtlamaktadır. Her ne kadar engelliliğe ilişkin kamu harcamalarının düzeyi yıllar içinde artmış ve harcamaların bileşenleri yeni politika uygulamaları ile birlikte çeşitlenmişse de, engelli politikaları alanında en yüksek oranda harcamanın doğrudan engelli bireyleri hedefleyen kategorik ve ihtiyaç tespitine dayalı sosyal programlara yapıldığı ortaya çıkmaktadır. Gerçekleştirilen harcama temelli analize dayanarak bu makalede engellilik alanında hakim politika yaklaşımının engelli haklarının tüm kamu politikaları alanlarında etkin bir biçimde hesaba katılmasından çok, engelli kişilerin bir dezavantaj grubu olarak ve “hak eden yoksulların” bir parçası olarak inşasına katkı verdiği iddia edilmektedir.
  • Öğe
    Uluslararası İlişkiler ve Uluslararası Siyasi İktisat Teorisinde Robert Cox ve Eleştirel Teori: Marx, Vico ve Tarihin Yapımı
    (Ahmet Arif EREN, 2021) Cemgil, Can
    Bu makale Uluslararası İlişkiler ve Uluslararası Siyasi İktisat disiplinlerinde ‘Eleştirel Teori’ olarak anılan yaklaşımın kurucusu sayılan Robert W. Cox’un düşüncesinin meta-teorik dayanaklarını değerlendirmektedir. Makalenin ana argümanı Cox’un yapısalcı ve problem çözücü yaklaşımlara getirdiği eleştiriden hareketle önerdiği çözümün, özellikle Weberyan etkiler nedeniyle tüm potansiyelini gerçekleştiremediği yönündedir. Bu argüman makalede üç adımda geliştirilmektedir. Giriş kısmını izleyen ilk kısımda, Cox’un problem çözücü teoriye getirdiği eleştiriler ışığında geliştirdiği tarihselci yaklaşımın bir özeti sunulmaktadır. İkinci kısımda, Cox’un bu yaklaşımının temel bir unsurunun, yani tarihi, kurumları ve yapıları insanların yaptığı iddiasının Vico ve Marx’taki düşünsel kaynakları tartışılmaktadır. Üçüncü kısımdaysa, bu tartışmadan hareketle Cox’un yaklaşımının son kertede yapısalcılığın kısıtlarını tamamen aşmayı başaramadığı ileri sürülmekte ve Weberyan metodolojik plüralizmi, ideal tipleri ve bunlara dayanan senkronik analizi tarihsel materyalizm ve diyalektik yöntemle birleştirme girişiminin sonuçsuz kaldığı değerlendirmesi yapılmaktadır.
  • Öğe
    Türkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemine Katılım Kararını Etkileyen Faktörler
    (İstanbul Okan Üniversitesi, 2017) Aydın, Aslı Elif; Selçuk, Elif Akben
    Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de bireysel emeklilik sistemine giriş ve otomatik katılımdan cayma kararını etkileyen faktörleri ortaya koymaktır. 130 kişiden kolayda örnekleme ile elde edilen verinin lojistik regresyon yöntemiyle analiz edilmesi sonucu şu bulgulara ulaşılmıştır: Öncelikle, yaş ve gelir düzeyi arttıkça bir bireysel emeklilik planına dahil olma ihtmali artmaktadır. Şimdiki zaman odaklı olan bireylerin bir bireysel emeklilik planına dahil olma ihtimali daha düşük bulunmuştur. Ayrıca, iç kontrol odağına sahip kişilerin bireysel emeklilik planına dahil olma ihtimalleri daha yülsek bulunmuştur. Son olarak, kaçınmacı odak ve bireysel emeklilk sistemine dahil olma ihtimali arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Otomatik katılımlı sistemde kalma ihtimalini tahmin eden lojistik regresyon modelinde ise sadece iki değişken anlamlı sonuç vermiştir. Şimdiki zaman odaklı bireylerin cayma ihtimalinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Ayrıca hali hazırda isteğe bağlı bir bireysel emeklilik planı sahibi olan bireylerin sistemde kalma ihtimali diğerlerine göre 2.9 kat daha fazla bulunmuştur.
  • Öğe
    Türkiye’de Zorunlu Yerinden Edilme ve Akıl Sağlığı Çalışmalarında Metodolojik Sorunlar
    (Uluslararası Mülteci Hakları Derneği, 2017) Aker, A. Tamer; Işık, Esra
    Türk akıl sağlığı uzmanları, son yirmi yılda uzun vadeli iki büyük zorunlu yerinden edilme olayının yönetimi konusunda pratik ve metodolojik zorluklarla karşılaştılar. Bu olaylardan birincisi dâhiliydi ve kendi ülkesinde yerinden edilenlerle internally displaced persons [IDPs] yani Türkiye’deki Kürt nüfusla ilişkiliydi. İkincisi ise hariciydi ve 2011 yılından bu yana Suriye’den gelen mülteci hareketiyle ilişkiliydi. Zorunlu yerinden edilmenin sadece politik, hukuki ve sosyoekonomik sonuçları olmadığını, bunun yanında beden sağlığı ve psikolojik sağlık üzerinde olumsuz etkileri de bulunduğu dikkate alındığında zorunlu göçe maruz kalanların akıl sağlıkları üzerine araştırma yapmanın ne kadar hayati bir konu olduğu ve teşvik edilmesi gerektiği görülür. Bununla birlikte yerinden edilmiş kitlenin akıl sağlığı durumunu değerlendirmek, tartışmasız bir iş değildir. Sözü edilen her iki yerinden edilme olayının yönetiminin, araştırmacılara ve doğrudan müdahale alanında çalışan uzmanlara yönelik zorlukları ve karmaşık boyutları bulunmaktadır. Bu makalede, Türk akıl sağlığı uzmanlarının hem Türkiye’de yerinden edilmiş Kürt nüfusla hem de Suriyeli mültecilerle çalışırken karşılaştıkları metodolojik zorluklar ve güçlükler tartışılmıştır.
  • Öğe
    Yoğun Bakım Sonrası Sendromu ve Hemşirelik Yönetimi
    (Yoğun Bakım Hemşireler Derneği, 2022) Yeni, Tuğba; Enç, Nuray
    Tüm dünyada uzayan yaşam süresi ve artan kronik hastalık insidansı yoğun bakım hasta popülasyonunda önemli bir artışa sebep olmaktadır. Bunun yanı sıra bilim dünyasındaki hızlı gelişmeler ve tıbbi teknolojilerdeki yenilikler tedavi ve bakım süreçlerine olumlu yönde etki etmekte ve buna paralel olarak yoğun bakım ünitelerinden (YBÜ) taburculuk oranları da artmaktadır. Ancak uzun vadede taburculuk sonrası süreçlerde bireylerin yaşadığı sağlık sorunları da yadsınamaz düzeydedir. Yoğun bakım sonrası sendromu (YBSS), YBÜ’de yatış sırasında, YBÜ’den veya hastaneden taburcu olduktan sonra ortaya çıkan fiziksel, bilişsel ve mental bozuklukları ifade eden, aynı zamanda hasta bireyin ailesi veya yakınlarını etkileyen bir fenomendir. YBSS’nin önlenmesindeki en önemli faktörlerden biri YBÜ’deki hemşirelik bakımıdır. Bu sebeple derlememizde, YBSS etiyopatogenezi, risk faktörleri, belirti ve bulguları, önlenmesi ve hemşirelik yönetiminin açıklanması amaçlanmıştır.
  • Öğe
    Türkiye’nin Değişen Hanehalkı Yapısı: Tek Kişilik Haneler Ne Durumda?
    (Yildiz Technical University, 2020) Başlevent, Cem
    Bu makalede Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayınladığı veriler kullanılarak Türkiye’de 2006 yılından bu yana hanehalkı yapısında yaşanan değişim gözlemlenmekte ve bu değişimin konut talebinde ve işgücüne katılımda artış ve gelir dağılımında bozulma gibi olası ekonomik etkilerine dair bir yazın taramasına yer verilmektedir. Farklı yapılara sahip hanehalkları yaygınlık ve gelir düzeyi bakımından karşılaştırıldığında, ortalama hanehalkı büyüklüğündeki azalmayla tutarlı olarak, tek kişilik hanehalklarının sayısının zaman içinde hızla arttığı, ancak bu artışa bu tip hanelerin gelir durumlarındaki – en az iki yetişkinin olduğu, bağımlı çocuksuz hanelere nazaran – gerilemenin eşlik ettiği görülmektedir. Bu trendin nedenini daha iyi anlayabilmek için tek kişilik hanelere odaklanan ve Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na ait mikro verileri kullanan bir ampirik çalışma yapılmaktadır. Tek başına yaşayanların yaş dağılımı, bu tip hanelerde yoğunlaşmanın erkeklerde 30 yaş civarında, kadınlarda ise 70 yaş civarında olduğunu göstermektedir. Çoklu regresyon sonuçlarına göre, cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi ve medeni durum gibi değişkenler tek kişilik hanehalklarının toplam gelirlerinin belirleyicileri arasında bulunmaktadır.
  • Öğe
    Türkiye'de Toplumsal Belleğin Oluşumu: Çanakkale ve KutülAmare Zaferleri Anma Törenleri
    (Mehmet HACISALİHOĞLU, 2022) Özcan, Gencer
    Formation of Collective Memory in Turkey: Commemorative Rituals for Victories of Çanakkale and Al Kut The Çanakkale War of 1915 is still the single Ottoman military victory to commemorate in modern Turkey. The date, 18th March, on which the first Ally naval attempt to pass the Dardanelles was repelled by the Ottoman Army was promulgated as the Day of Martyrs. Despite it being an Ottoman victory, the official republican historiography depicted the Çanakkale War as the source of inspiration for the War of Liberation. Furthermore, while other events marked in the national calendar gradually lost their allure, at least in the eyes of the public, the Çanakkale War has maintained its appeal in Turkey’s collective memory. While the unceasing appeal has a lot to do with the magnitude of carnage that the war inflicted on the warriors, the Çanakkale War provided Turkey’s politicians with a wide range of possibilities for the instrumentalization of the victory for political purposes. While some lauded it as the last victory attained by the Ottomans against the Western powers, others hailed it for it gave rise to the national hero, Mustafa Kemal, who would successfully lead the War of Independence. In striking contrast to the Çanakkale War, another success the Ottoman Army accomplished in 1916 against the advancing British Army in Iraq, memories of the victory of Al Kut almost immediately lost their appeal and failed to survive the republican era. After being remembered and commemorated for a couple of years in the frame of the centennial anniversary of the Great War, the victory of Al Kut seems to have been forgotten again. After summarizing what happened in theatres of war in Çanakkale and Al Kut, the present study aims to highlight commemorative activities and narratives formed around these two victories and the way in which they changed or disappeared, as were the case with the commemorations of Al Kut. The study argues that official narratives and activities to commemorate past victories resonate with shifting priorities of parties in power or influential socio-political movements.
  • Öğe
    Türkiye Üniversitelerinde İnsan Hakları Derslerine ve Çalışmalarına İlişkin Niceliksel Bir İnceleme
    (Durmuş GÜNAY, 2019) Berk, Seda Kalem
    Bu çalışma, Ağustos 2017-Şubat 2018 zaman diliminde gerçekleştirilen “Türkiye’de Yükseköğretimde İnsan Hakları Öğreniminin Durumu” araştırma projesinin bulgularına dayanmaktadır. Bu çalışma, Ağustos 2017-Şubat 2018 zaman diliminde gerçekleştirilen “Türkiye’de Yükseköğretimde İnsan Hakları Öğreniminin Durumu” araştırma projesinin bulgularına dayanmaktadır.* Projenin amacı, üniversitelerin hukuk fakültelerinde ve siyasal/kamu programlarında verilen lisans ve yüksek lisans dersleri ile bu üniversitelerdeki araştırma merkezlerinin çalışmaları üzerinden insan hakları alanındaki akademik bilgiye ilişkin kapsamlı bir veri tabanı oluşturmaktır. Türkiye’de insan hakları eğitimi özellikle 1990lı yıllardan itibaren gerek kamu bürokrasisi içerisinde gerek sivil toplumda gerekse akademik çevrelerde giderek artan bir ilgi görmüştür. Bu eğitim faaliyetleri ağırlıklı olarak çeşitli gruplara yönelik farkındalık artırma ve bilgi ve beceri kazandırma faaliyetleri olarak karşımıza çıkar. Öte yandan, insan haklarının gençlerin eğitiminde bir sosyal sorumluluk ve toplumsal bilinç geliştirme yöntemi olarak nasıl kullanıldığına yönelik çalışmalar ise bu eğitimin ilk-orta ve lise seviyesindeki durumuna odaklanır. İnsan haklarının yükseköğretim müfredatındaki yerine, bu alanda üretilen bilginin niceliğine ve niteliğine ilişkin çalışmaların ise yok denecek kadar az olduğu görülür. Bu bağlamda, makaleye konu olan çalışma tam da bu boşluğu doldurmak için öncelikli olarak bir mevcut durum tespiti araştırması olarak tasarlanmıştır. Bu bağlamda çalışma öncelikli olarak niceliksel bilgiler barındırmakla beraber, Türkiye’de yükseköğretimde insan hakları alanında üretilen ve paylaşılan bilginin niteliğine ve etkilerine ilişkin yapılacak daha derinlemesine çalışmalara da ışık tutacaktır. Bu makalede sadece siyasal bilimler/kamu yönetimi bölümlerindeki ve üniversitelerdeki insan hakları merkezlerindeki durum değerlendirilecek, hukuk fakülteleri ise başka bir çalışmanın konusu olacaktır.
  • Öğe
    Yedam Alkol Bağımlılığı Stigmatizasyon Ölçeği
    (Kıbrıs Ruh Sağlığı Enstitüsü, 2019) Dinç, Mehmet; Şimşek, G. Melike; Işık, Aylin; Ögel, Kültegin
    Bu çalışmanın amacı, halkın alkol bağımlılığına ilişkin tutumlarını belirlemeye yönelik bir ölçek geliştirmektir. Ölçeğin geliştirilme aşamasında 12 soru oluşturulmuş ve Yeşilay Danışmanlık Merkezi’nde (YEDAM) çalışan 6 uzman görüşüne sunulmuş, 10 olguya pilot olarak uygulanmıştır. Ölçeğin yapı geçerliğini saptamak amacıyla faktör analizi yapılmış ve bu analizler sonucunda3 faktörlü (ahlaki etiketleme, sosyal Ayrımcılık ve kişiliğe yönelik tutum) toplam varyansın %38.9’unu açıklayan 12 maddeden oluşan ölçek elde edilmiştir. Ölçeğin tümü için Cronbach ? (0.78) katsayıları hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlar ölçeğin geçerli ve güvenilir olduğunu kanıtlar niteliktedir.
  • Öğe
    Yahya Kemal Ve Tarihe Bakışı
    (Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı, 2002) Akgül, L. Hilal
    [Abstract Not Available]
  • Öğe
    Z KUŞAĞININ NOSTALJİ PAZARLAMASINA YAKLAŞIMI
    (İstanbul Aydın Üniversitesi, 2023) Levi, Eser; Özçelik, Ayşe Bengi; Sarıgül, Birce
    Nostalji temalı ürünleri pazarlamak ya da pazarlama iletişiminde nostalji temasından faydalanmak markalar için yaygın bir strateji haline geldi. Nostalji pazarlamasının geçmişe dair güzel anıların canlandırılmasıyla tüketiciye sunduğu duygusal tatmin, markalar için de olumlu tutum ve satın alma davranışı olarak sonuçlanabiliyor. Nostalji pazarlaması hem markalara hem de tüketicilere birçok fayda sağlarken marka-tüketici arasında güçlü bir bağ kurulmasını da sağlıyor. Nostaljinin en çok orta yaşlı bireyler üzerinde etkili olduğuna ilişkin bir inanış olsa da gençlerin de nostalji pazarlamasının hedefinde olabileceği kaydedildi. Bu çalışma genç bir tüketici grubu olan Z kuşağının nostalji pazarlamasına yaklaşımını anlamaya odaklanıyor. Nostaljik ürünlere ilgi duyan ve bu ürünleri kullanan Z kuşağı gençlerinin nostaljiye yönelik ilgilerinin ardında yatan motivasyonlarının anlaşılmasını hedefleyen çalışmada kişilerin gerçek yaşam deneyimlerine ilişkin içgörüler elde edilebilmesi adına kalitatif araştırma yöntemlerinden derinlemesine görüşme kullanıldı. Bulgular Z kuşağının nostalji pazarlamasına yönelik ilgilerinde (1) kendini özgürce ifade etme, yaşama sevinci ve özgünlük gibi bireysel motivasyonların, (2) insan ilişkileri ve toplumsal ihtiyaçlar gibi sosyal motivasyonların ve (3) ürünlere ilişkin tasarımsal motivasyonların rol oynadığını ortaya koymuştur. Pazarlama profesyonellerinin özel bir ilgi gösterdiği Z kuşağının nostalji pazarlamasına yaklaşımını derinlemesine bir biçimde kavramayı amaçlayan bu çalışmanın bulguları, bu kuşağı hedefleyen markalara nostalji temasının gücünden yararlanan marka deneyimleri oluşturmalarında katkı sağlayabilir.
  • Öğe
    YAPAY ZEKA TEKNOLOJİSİNİN MUHASEBE MESLEĞİNE VE EĞİTİMİNE ETKİLERİ
    (PressAcademia, 2020) Ucoglu, Derya
    Amaç- Artan dijitalleşme ve yapay zeka uygulamalarının daha fazla kullanılmaya başlanması, insan kaynağı kullanımının azalması yönünde beklenti yaratmıştır. İşlerin daha hızlı ve hatasız yapılmasını sağlayan söz konusu teknolojik gelişmelerin muhasebe ve denetim mesleklerini de etkileyeceği ve meslek mensuplarının rollerinde ve sahip olmaları gereken becerilerde önemli değişiklikler yaratacağı konusunda şüphe bulunmamaktadır. O nedenle bu çalışmanın amacı, yapay zeka teknolojisinin muhasebe mesleğine ve eğitimine etkilerinin belirlenmesidir. Yöntem- Bu çalışmada Amerika’daki AACSB akredite üniversitelerin muhasebe yüksek lisans programları incelenmiş, muhasebeci ve denetçilere yeni beceriler kazandırmak için programlarına ekledikleri dersler analiz edilmiştir. Bulgular- Programların içeriğinde iş/veri analitiği, yönetim/muhasebe bilgi sistemleri, büyük veri, veri madenciliği ve benzer konularda birçok ders bulunduğu tespit edilmiştir. Sonuç- Türkiye’deki meslek mensuplarının teknolojik gelişmelere hızlıca adapta olmasının sağlanması ve muhasebe mesleğinin dönüşüm sürecinin kısa sürede tamamlanabilmesi için üniversitelerin önce lisansüstü, sonra da lisans programlarına gerekli becerileri ve yetkinlikleri kazandıracak dersleri ekleyerek müfredatlarını güncellemeleri önemlidir. Böylece, yapay zeka gibi yeni teknolojilerle ilgili olarak muhasebe profesyonellerinin ihtiyaçlarını karşılayarak, muhasebe eğitiminin kalitesini artırmak mümkün olacaktır.
  • Öğe
    YUNAN-TÜRK SINIRINDA HIGGS FABRİKASI: BÖLGESEL BİR PROJE
    (T.C. Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu, 2018) Çetin, Serkant Ali; Sultansoy, Saleh; Ünel, Gökhan; Işıldak, Bora; İlday, Fatih Ömer; Zioutas, Konstantin; Kordas, Konstantinos
    Önümüzdeki yıllardaTürk-Yunan sınırında foton çarpıştırıcısı temelli bir "Higgs fabrikası"nın kurulumunu, yüksek enerjili bir foton demeti içeren deneme tesisi ile başlamak üzere,  önermek istiyoruz. Foton demetleri, fiber lazer fotonlarının yüksek enerjili elektron demetlerinden ters Kompton saçılımıyla elde edilecektir. Bu öneri (http://indico.cern.ch/event/175067/contributions/284345/) ESPG'12 Açık Sempozyumuna (Open Symposium - European Strategy Preparatory Group, 2012, Krakow, Poland) sunulan katılımlar arasında yer almıştır.
  • Öğe
    YAKIN AÇIK ALAN REKREASYON AKTİVİTELERİNİN İYİ OLMA HALİ, PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK, YENİLENME DENEYİMİ, YAŞAM DOYUMU VE İŞ TATMİNİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
    (OZSUM ACADEMIC PUBLISHING, 2019) Saltık, Zehra; Akova, Orhan
    Amaç: Bu çalışmada, yakın açık rekreasyon alanları (doğal alanlar) üzerinde durulmuş, ilgili alanlarda geçirilen vakit ile iyi olma hali, psikolojik dayanıklılık, yenilenme deneyimi, yaşam doyumu ve iş tatmini kavramları arasındaki ilişki ve etkileşim istatistiksel olarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yöntem: Araştırma için, 2018 yılı Mart-Haziran aylarında, İstanbul’un Beşiktaş, Bakırköy, Beyoğlu, Şişli ve Fatih ilçelerinde ikamet eden ve çalışan 103’ü kadın, 243’ü erkek olmak üzere toplam 346 kişiye (beyaz yakalı) anket uygulanmıştır. Araştırmada, yakın açık rekreasyon alanlarına yönelik mekânsal ölçek, iyi olma hali, psikolojik dayanıklılık, yenilenme deneyimi, yaşam doyum ve iş tatmini ölçekleri kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizi, SPSS 22.0 programında yapılmıştır. Frekans analizi, faktör analizi, güvenirlik analizi, korelasyon ve regresyon analizleri yapılmıştır. Anlam düzeyi p<0.05 alınmıştır. Bulgular: İlgili doğal alanlarda geçirilen vakit açısından bakıldığında, katılımcıların az vakit geçirdikleri ve daha çok yürüyüş yapmak, çocuklarla vakit geçirmek ve piknik yapmak gibi amaçlarla bu alanları ziyaret ettikleri görülmüştür. Diğer taraftan, ilgili alanlara gerçekleştirilen ziyaretlerin, bağımlı değişkenler ile arasında oldukça zayıf bir ilişki bulunmuş ya da herhangi bir ilişki bulunamamıştır (p>0.05). Sonuç: Araştırmanın sonucunda, katılımcıların ilgili doğal alanlarda geçirdikleri vakit ile iyi olma halleri arasında ilişki katsayısı oldukça düşük bulunmuştur. Ayrıca, yakın açık alanlara yapılan ziyaret ile diğer bağımlı değişkenlere ait bazı boyutlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki ve etkileşim ortaya çıkmamıştır (p>0.05).     
  • Öğe
    XR, AI, IoT, and 5G Applications in Fight Against the COVID-19 Pandemic
    (İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, 2023) Mete, Anı Hande; Türkön, Buse Fidan; Yılmaz, Faruk; İnce, Özgür
    To struggle the devastating impact of the Coronavirus disease pandemic, governments have had to implement containment and closure policies. While these practices caused the disruption of activities in many sectors, on the contrary, they led to an increase in demand for healthcare, making it necessary to operate above the capacity to make control of contagious. In this context, there has been an increase in the use of innovative technologies such as extended reality, artificial intelligence, internet of things, and 5G in order to effectively fight against the pandemic. In this review, it is aimed to reveal the fields of usage and model implementation of related innovative technologies during the pandemic process. These technologies have provided various benefits for health facilities, health workers, patients, and health systems, in many areas such as the delivery of health care for COVID-19, application of diagnosis and treatment methods, medical education, public health, and health promotion. These benefits can be summarized as improving customer service and quality, saving resources and providing competitive advantages for health facilities; protecting and promoting health, ensuring patient safety and cost savings for patients; providing a safe working environment for health care workers; providing effective capacity utilization and balance between supply and demand for healthcare, health care worker training, improving public health, propounding data reliability and traceability for healthcare systems. In crisis situations such as like a pandemics in healthcare processes, governments must inevitably use innovative technologies. In this context, it is important to consider these technologies while developing policies for both workforce training and existing infrastructure in healthcare.
  • Öğe
    Yaratıcı ve Yenilikçi İş Davranışlarının Ölçümü: Yenilikçi İş Davranışları Ölçeği’nin Türkçe’ye Uyarlama Çalışması
    (Bilal ÇANKIR, 2023) Özkan, Gülşah Vural
    Amaç: Bu çalışmada De Jong ve Den Hartog (2010) tarafından yaratıcı ve yenilik davranışların ölçümü için geliştirilen Yenilikçi İş Davranışları Ölçeği’nin Türkçe’ye uyarlanması amaçlanmaktadır. Tasarım/Yöntem: Yenilikçi İş Davranışları Ölçeği’nin uyarlama çalışması dilsel eşdeğerlik, değişmezlik güvenirliği, iç tutarlılık güvenirliği ve yapı geçerliği analizleri yoluyla yapılmıştır. Dilsel eşdeğerlik çalışması 41 kişi, değişmezlik güvenirliği analizi 44 kişi, iç tutarlılık ve yapı geçerliği analizleri 311 katılımcıdan elde edilen veriler üzerinde yapılmıştır. Analizler bağımlı örneklem t-testi ve Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon analizi, Cronbach Alfa ya da Alfa Katsayısı , açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi yoluyla gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar: Türkçe yazına yaratıcı ve yenilik iş davranışlarını bir arada değerlendiren ve 9 maddeden oluşan bir ölçek sunulmuştur. Uygulama Çıkarımları: Yenilikçi İş Davranışları Ölçeği uygulanmasının ve değerlendirilmesinin kısa ve pratik olması sayesinde yaratıcı ve yenilikçi iş davranışlarının ölçümü güvenilir ve geçerli bir Türkçe form ile kolaylıkla gerçekleştirebilecektir. Özgün Değer: Yaratıcı ve yenilikçi iş davranışlarının ölçümünde kullanılan birçok araç bu davranışları tek bir boyut altında ele almaktadır. Yenilikçi İş Davranışları Ölçeği ise yaratıcı iş davranışlarını ve yenilikçi iş davranışlarını iki alt ölçekle değerlendirmektedir. Böylece çalışanların yaratıcı iş davranışları ve yenilikçi iş davranışları düzeyinin ayrı ayrı değerlendirmesi mümkün olabilecektir.
  • Öğe
    Yeni Medyada Nefret Söylemi: Taraftarların 6222 sayılı Kanun İçerikli Nefret Söylemlerinin Twitter Üzerinden İncelenmesi
    (Mutlu TÜRKMEN, 2022) Kırlı, Elzem Seren Dinç; Büyükbaykal, Güven
    Yeni medyanın etkileşimsellik, dijitallik, hipermetinsellik, kullanıcı türevli içerik gibi özellikleri, taraftarların yeni medya platformlarını kullanmalarında önemli bir etkendir. Yeni medyanın etkileşime açık ağlarında kullanıcı olan futbol taraftarları tuttukları takımlara karşı aidiyet duygusuyla hareket edip kendileri dışındaki taraftar gruplarına “öteki” damgası vurmaktadırlar. Yeni medyanın sunduğu çevrimiçi ve özgür ortam, bu ötekilere karşı ırkçı düşünce, öfke ve nefretin denetimsiz şekilde yayılmasına neden olmaktadır. 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un yürürlüğe girmesiyle sosyal medya ortamlarında şiddet ve hakaret içerikli paylaşımlar yapan taraftarlara ağır cezalar uygulanmasına rağmen, taraftarlar 6222 kanun sayısını bir kod olarak kullanıp nefret söylemi içerikli paylaşımlar yapmaya devam etmektedirler. Dolayısıyla çalışmada amaç, Haziran 2019-Aralık 2019 tarihleri arasında 7 aylık bir süre boyunca taraftarlar tarafından yeni medya platformlarından biri olan Twitter üzerinde hem 6222 kodu hem de belli anahtar kelimeler kullanarak yapılan nefret söylemlerini tespit etmektir. Taraftar paylaşımları, belirlenen anahtar kelimeler ile Twitter’ın “Gelişmiş Arama” özelliği kullanılarak kayıt altına alınmış ve daha sonra da içerik analizine tabi tutulmuştur. Ayrıca, içerisinde yalnızca 6222 kodu geçen paylaşımların da analize dahil edilmesiyle daha fazla nefret söylemi içerikli paylaşıma ulaşmak mümkün olmuştur. Çalışmanın örnekleminde “kartopu örneklem” modeli benimsenmiştir. Güvenirlik ve geçerliliği sağlamak için ise tüm paylaşımlar kategorilere uygun şekilde kodlama cetvellerine kodlanmıştır. Çalışmanın sonucunda, taraftarlar tarafından üretilen nefret söylemlerinin hangi kimlik ve grupları hedef aldığı ve nefret söylemlerinin niteliklerine göre hangi kategorilerde yapıldığı grafiklerle gösterilerek ortaya konmuştur.
  • Öğe
    VULNERABILITY ANALYSIS OF TURKISH BANKS USING STRESS TESTING AND INTERNAL CREDIT RATING APPROACH
    (PressAcademia, 2020) Ghazavi, Masoud; Tur, Sema Bayraktar
    Purpose- This study examines the performance and financial vulnerability of twelve Turkish banks for 2019. Methodology - Stress testing identifies the impact of extreme expected and unexpected shocks to a bank’s capital, provides an assessment of its financial strength to withstand shocks and helps to spot emerging risk(s) and uncover weak spots in the financial institution. It enables banks in identifying their vulnerabilities at an early stage. In addition to stress testing, as for Internal Credit Rating (ICR), some financial ratios have been selected to assess the performance of each bank within banking industry. Findings- All banks in 2019 are within the standard classification of ICR rating except for Şekerbank. However, results show that not all banks are resilient to stress testing implemented in the study. Conclusion- This study shows that Turkish banks are on the knife edge. The results show that the critical factor that may result in the insolvency of the banks is NPLs. Thus, Turkish regulators should take measures that would prevent banks to take any action that would increase their NPLs both in the short and long term.