Yazar "Zeybek, Sezai Ozan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Avrupa düşüncesinin tali unsurları: kölelik ve sömürgecilik(İnsan & Toplum, 2013) Zeybek, Sezai OzanÖZET: Bu yazıda, Avrupamerkezli tarih anlatılarının nasıl bir susturma, yok sayma mekanizması olduğunu anlatılıyor. Fransız Devrimi’nden Haiti’deki plantasyonlara, Avrupalı felsefecilerin sömürgecilik karşısındaki tavırlarından Karl Marx’ın tarih anlayışına uzanan farklı güzergâhlar takip ediliyor. Birbiriyle alakasızmış gibi duran bütün bu hikâyelerin ortak noktası şu: Tarih, belirli bir öznenin etrafında, yani belirli bir failin yapıp-ettikleri olarak anlatıldığı müddetçe birtakım yerler, zamanlar ve insanlar, hikâyenin dipnotu olarak kalmaya mahkûm kalırlar. Varlıkları yoklukları ana hikâyeye etki etmez. Daha doğrusu, aynı hikâye bu diğer coğrafya ve insanlar olmasa da aynı şekilde anlatılabilir. Ancak, bu yazıda, sorunun sadece Avrupamerkezcilikten kaynaklanmadığı, tarihyazımının daha kapsamlı bir eleştirisine ihtiyaç duyduğumuz iddiası savunuluyor. Avrupamerkezciliğe getirilen pek çok eleştirinin de ister istemez benzer tuzaklara düştüğü, yani tarihi (Avrupa değilse de) yine bir merkez çevresinde konumlandırdığı gösteriliyor. Yazının temel gayesi, tarihin kayda değmeyen unsurları olarak es geçilen mekânlar/insanlar hakkında düşünmek; bu sayede Avrupa ve Avrupa tarihi gibi kavramları bir daha tartışmak.Öğe Avrupa düşüncesinin tali unsurları: Kölelik ve Sömürgecilik(2013) Zeybek, Sezai OzanBu yazıda, Avrupamerkezli tarih anlatılarının nasıl bir susturma, yok sayma mekanizması olduğunu anlatılıyor. Fransız Devrimi’nden Haiti’deki plantasyonlara, Avrupalı felsefecilerin sömürgecilik karşısındaki tavırlarından Karl Marx’ın tarih anlayışına uzanan farklı güzergâhlar takip ediliyor. Birbiriyle alakasızmış gibi duran bütün bu hikâyelerin ortak noktası şu: Tarih, belirli bir öznenin etrafında, yani belirli bir failin yapıp-ettikleri olarak anlatıldığı müddetçe birtakım yerler, zamanlar ve insanlar, hikâyenin dipnotu olarak kalmaya mahkûm kalırlar. Varlıkları yoklukları ana hikâyeye etki etmez. Daha doğrusu, aynı hikâye bu diğer coğrafya ve insanlar olmasa da aynı şekilde anlatılabilir. Ancak, bu yazıda, sorunun sadece Avrupamerkezcilikten kaynaklanmadığı, tarihyazımının daha kapsamlı bir eleştirisine ihtiyaç duyduğumuz iddiası savunuluyor. Avrupamerkezciliğe getirilen pek çok eleştirinin de ister istemez benzer tuzaklara düştüğü, yani tarihi (Avrupa değilse de) yine bir merkez çevresinde konumlandırdığı gösteriliyor. Yazının temel gayesi, tarihin kayda değmeyen unsurları olarak es geçilen mekânlar/insanlar hakkında düşünmek; bu sayede Avrupa ve Avrupa tarihi gibi kavramları bir daha tartışmak.Öğe Citizenship and objection to military service in Turkey(Routledge, 2014) Alkan, Hilal; Zeybek, Sezai Ozan[Abstract Not Available]Öğe Killing time in a Roma neighbourhood Habitus and precariousness in a small town in Western Turkey(Routledge, 2020) Zeybek, Sezai Ozan[Abstract Not Available]Öğe Security, dispossession, and industrial meat production in Turkey(Routledge, 2020) Zeybek, Sezai Ozan[Abstract Not Available]Öğe TÜRKİYE’DE ORMAN KÖYLERİ ÜZERİNE SOSYAL ANTROPOLOJİK ARAŞTIRMA(2017) Dursun, Selçuk; Akıncı, Rabia Ebrar; Toros, Aykut; Kırış, Ezgi; Kırımlı, Yüksel; Zeybek, Sezai Ozan; Bozok, NihanSOBAG 1001 Kodu ile Türkiyede Orman Köyleri Üzerine Sosyal Antropolojik Araştırma? başlıklı projemiz Türkiye?de orman köylerinde yaşanan sosyal değişimi, günümüzde bu köylerin özelliklerini, yaşam biçimlerini ve sorunlarını anlamaya yönelik, toplam 194 000 TL?lik bütçesi olan; önce 24 ay süre tanınmış olan; ek süre dahil olmak üzere toplam süresi 33 aylık bir projedir. Projede ek süre istenmesine sebep, Türkiye?de son yıllarda yaşanan güvenlik sorunlarının bire bir orman köylerini ve bu köylerde yapılması istenen araştırmaları ve köy ziyaretlerini etkilemiş olmasıdır. 15 Temmuz 2016 sonrasında TÜBİTAK nezdinde proje bütçelerinin sevk edilmelerinde yaşanan gecikmeler, 2015 yılında Proje Yürütücüsünün kurum değişikliği yapması da ek süreye ihtiyaç duyulmasında etkili olmuştur. Proje, sadece bir bölgeyi değil, Türkiye genelinde orman köyleri üzerine bir neticeye varmak istemiştir. Orman köylülerinin bir kısmının ülkenin en yoksul dilimi arasında yer alması; ayrıca küresel iklim değişikliği ile ormanların özel bir anlam kazanmış olmaları bu projenin önemini arttıran faktörler arasındadır. Ormanlarla en iç içe yaşayan kesim orman köylüleridir. Projenin güncel öneminin yanında, proje kapsamında, geleceğe dönük ekolojik politikalar üretilebilmesine de katkı sağlayabilecek bilgi ve deneyim birikmiştir. Üzerinden yürünebilecek uygun sosyo-kültürel izler derlemiş ve kayıt altına almıştır. Türkiye orman varlığı açısından zengindir. Ormanların %99?u devlete aittir. Orman varlığının nasıl kullanılacağı ve suiistimal edilmemesi için katı kanunlar bulunmaktadır. Makta payı ile ağaç kesim hakkının orman köylülerine veriliyor olması; ORKÖY gibi kuruluşlar aracılığı ile devletin bu köylere ulaşma yöntemi, bu köyleri ülke genelinde birleştiren özelliklerdir. Proje kapsamında İBBS-NUTS 1 sınıflandırılmasına göre Türkiye genelinde her bölgeden orman köyü olarak nitelendirilmiş bir orman köyü seçilmiş, köylerin her birinde yaklaşık üç aya varan antropolojik alan çalışması gerçekleştirilmiştir. Bu süre zarfında katılarak gözlem tekniği ile elde edilen verilere dayanarak her köyle ilgili birer rapor yazılmıştır. Ayrıca, her köyde muhtarlarla mülakatlar gerçekleştirilmiş, hane halkı görüşmeleri yapılmıştır. 12 köyden toplam 330 hane halkı mülakatı ve hane nüfus tespit formu gerçekleştirilmiştir. Projenin bir diğer amacına uygun olarak, köydeki yaşamı, orman varlığını konu edinen 1000?den fazla fotoğraf ve video elde edilmiştir. Haziran 2015- Ağustos 2017 arasında bu köylere araştırmacı ekibi ziyaretleri gerçekleştirilmiştir Köyler ortak özellikler taşımakla birlikte, köyü çevreleyen ormanın niteliği, köydeki hane ve nüfus sayısı, ormana bakış açıları, ormandan elde ettikleri gelir, köyü etkileyen farklı sosyal, kültürel ve ekonomik faktörler gibi konularda birbirlerinden farklılıklar sergilemişlerdir. ?Orman bizim her şeyimiz? diyen köyler olduğu gibi, ?Biz orman köyü değiliz, ormanımız yok? diyen köyler de çıkmıştır. 12 Köy genelinde 330 hane ile görüşülerek alınan sonuçlarda görüşülenlerin önemli bir bölümü (%41) kendilerini emekli olarak tanımlamıştır. Ormancılık geliri tüm köylerde bir yan gelir olarak belirmektedir. Projenin nihai raporu henüz yazılmamış olduğu için burada sadece birkaç ön görüş paylaşmak adına, doğal varlıklar açısından zengin, güzel mekânlar arzeden bu köylerin üretim açısından potansiyellerinin altında kaldığı görülmüştür. Kooperatifleşme süreçlerine ve köyde üretimi arttırıcı liderlik yapacak insan gücüne gereksinim duyulmaktadır. Çocukların orman varlığının korunması ve geliştirilmesi için geçmiş kuşakların orman, su, hava ve toprağa ilişkin ekolojik bilgilerinin yeni kuşağa aktarmaları önemlidir. Tüm köylerde ormanların içinde aşırı derecede çöplerin atılmış olduğu, ancak bunun önemli sorun olarak görülmediği anlaşılmıştır. Orman varlığı ile ilgili yapıcı duyarlılıkların geliştirilmesinde yarar bulunmaktadır