Yazar "Akkan, Başak" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe COVID-19 Salgını Döneminde Türkiye’de Uzun Dönemli Bakım Önlemleri(İstanbul Üniversitesi, 2022) Şanlı, Cemre Canbazer; Akkan, BaşakYakın dünya tarihinde benzeri görülmemiş bir sağlık krizine yol açan COVID-19 salgını ülkelerin uzun dönemli bakım rejimleri üzerinde ciddi bir baskı oluşturmuş; yaşlı, engelli ve bakım gereksinimi duyan tüm bireyleri refah sistemleri içinde daha da kırılgan hale getirmiştir. Özellikle, Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde uzun dönemli bakım kurumlarında gerçekleşen ölümlerin tüm COVID-19 ölümlerinin neredeyse yarısını oluşturması, uzun dönemli bakım politikalarını ve kurumlarını tekrar tartışmaya açmıştır. Türkiye yüzde 4’lük oranıyla uzun dönemli bakım kurumlarında gerçekleşen COVID-19’a bağlı ölüm oranının düşük sayıldığı ülkeler arasındadır. Ancak, Türkiye’de yaşlı nüfus ağırlıklı olarak kurum bakımı dışında aile temelli bakım almaktadır ve salgının ilk dönemlerinde uzun dönemli bakım kurumları dışında ölümlerin çoğunluğunu 65 yaş üstü bireyler oluşturmuştur. Makale, Türkiye’deki COVID-19 salgınının uzun dönemli bakım alanı üzerindeki etkisini Türkiye’nin aile temelli bakım rejimini temel alarak tartışmaktadır. Türkiye yaşlı nüfusunu korumak için uzun soluklu karantina önlemleri hayata geçirmiştir. Bu önlemler, COVID-19 salgınına yönelik birbirini izleyen dört dönem içinden tartışılmaktadır. Makalede ortaya konduğu üzere, uzun dönemli bakım alanında farklı aşama ve düzeylerde geliştirilen bu önlemler aileyi temel alan uzun dönemli bakım politikaları üzerine inşa edilmiştir. Salgının bir sonucu olarak öncelikli hale gelen uzun dönemli bakım rejiminin geleceği, alan yazınında ortaya konan tartışmalar ile paralellik göstermektedir. |The COVID-19 pandemic has put a strain on long-term care regimes by rendering the aged, disabled, and everyone else in need of care even more vulnerable inside welfare systems, leading to an unprecedented health crisis in recent history. The issue of long-term care institutions and policies has come up due to deaths in long-term care facilities accounting for nearly half of all COVID-19 deaths in North America and Europe. Turkey, however, is one of the countries where the COVID-19 death rate in long-term care institutions is low, with a rate of 4%. However, the elderly population in Turkey mainly receives family-based care rather than institutional care, and people over 65 made up the majority of COVID-19 deaths in the early stages of the pandemic, not including long-term care institutions. This article discusses the impact COVID-19 has had on long-term care within Turkey’s family-based care regime. Turkey has implemented long-term quarantine measures to protect its elderly population for four consecutive periods. As discussed in the article, the long-term care measures developed at different stages and levels have been based upon family-based long-term care policies. The future of long-term care, which has been prioritized due to the pandemic, is presented in line with the discussions in the literature.Öğe Experiences of Children During the Pandemic: Scrutinizing Increased Vulnerabilities in Education in the Case of Turkey(Springer Nature, 2023-09) Akkan, Başak; Semerci, Pınar UyanThe lengthy time of school closure was one defining factor in understanding child well-being during the pandemic in a context where school as a relational space holds great importance for children, particularly those from a low socioeconomic background. Considering this significant aspect of lengthy school closure during the pandemic in Turkey, this article explores children’s experiences concerning their day-to-day access to education, digital inequalities, housing conditions, and changing context of relations with peers and teachers. The article also explores the meaning that children attribute to school as a relational space where they shape their intergenerational and generational relations. The absence of the school in children’s lives for almost 2 years has been a major source of longing for such significant childhood space. Following our earlier work on the children’s negotiation of well-being within the boundaries of the relational spaces of home and school, this article looks into how children negotiate their well-being in a pandemic environment where school as a relational space has changed its meaning and where children’s caretakers’ (teachers, parents, and other) vulnerabilities have also increased. The analysis draws on the qualitative fieldwork carried out with 50 children during the summer of 2020 in Turkey. We aim to reflect on the experiences from children’s perspectives within the boundaries of the constraints that the pandemic has generated. This article also discusses how COVID-19 has widened the gap and increased vulnerabilities among the already disadvantaged groups and gender in terms of available resources and their allocation as it is reflected in time use that portrays the meaning that children attribute to their own experience during the pandemic. © 2023, The Author(s), under exclusive licence to Springer Nature Switzerland AG.Öğe Kurumsal Bakım Çalışanlarının Gözünden Bakım Emeği ve Pandemi Sonrası Uzun Dönemli Yaşlı Bakımı: Niteliksel Bir Araştırma(2023) Canbazer, Cemre; Akkan, BaşakCOVID-19 salgınının ortaya çıkışı ile dünya gündemine oturan uzun dönemli bakım politikası tartışmaları bakım emeğinin ve evrensel bakım hizmeti sunumunun toplumsal refah açısından önemini ortaya çıkardı. Bu makale, Türkiye’de uzun dönemli bakım hizmetleri bağlamında bakım emeğinin, bakım emeği çalışanlarının perspektifinden bir değerlendirmesini sunmakta ve evrensel sosyal bakım hizmetinin önemini bakım emeği çerçevesinde tartışmaktadır. Araştırmanın verisi kamu ve belediyeye ait ve özel uzun dönemli bakım kurumlarında çalışmakta olan 11 bakım çalışanı ile gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmelerin niteliksel çözümlemesine dayanmaktadır. Bu bağlamda sosyal bakım çalışanlarının bakıma atfettikleri anlamlar, bakım emeğinin sınırlarına ilişkin algıları ve emek piyasasındaki durumları tartışılmaktadır. Araştırmanın sonucu, pandemi sonrası evrensel sosyal hizmetlerin ve bakım çalışanlarının çalışma koşullarının iyileştirilmesinin öneminin altını çizerken, toplumsal refah için temel iş olan ücretli bakım emeğinin değerli kılınarak sosyal bakım hizmetlerinin evrensel olarak sunulmasının önemini de vurgulamaktadır.Öğe Özel dosya: yoksulluk, eşitsizlikler ve refah devletinin sınırları: yeni bir toplumsal sözleşmenin peşinde(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2023-06-05) Uyan Semerci, Pınar; Akkan, Başak; Dedeoğlu, Saniye[Abstract Not Available]Öğe Özel Dosya: Yoksulluk, Eşitsizlikler ve Refah Devletinin Sınırları: Yeni bir Toplumsal Sözleşmenin Peşinde Sayı Editörlerinden(2023) Akkan, Başak; Semercı, Pınar Uyan; Dedeoglu, Saniye[Abstract Not Available]Öğe Politik bir kavram olarak bakım ve ihtimam toplumu(İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2022-09-30) Akkan, BaşakÖZET: Son 20-30 yıl içerisinde feminist yazında bakım kavramını ele alan çalışmaların sayısı arttı. Ancak bakım kavramı farklı boyutlarıyla tartışabilecek, karmaşık bir kavram olma özelliğini koruyor. Son dönemde, eşitlik mücadelelerinin, ihtimam toplumu tahayyüllerinin ve toplumsal dayanışma ilişkilerinin biçimlerini belirleyen bir kavram olarak da bakım, günlük yaşamımızda daha fazla telaffuz edilir hale geldi. Bakım kavramının bugün sosyal bilimlerde bu kadar üzerinde durulan bir kavram olması da, bakımın toplumsal eşitsizlikleri ortaya koyduğu kadar, iyi toplum tahayyülleri için de ışık tutucu bir kavram olması. Bu makale, bakım kavramını politik bir kavram olarak ele alıyor, feminist yazına dayanan bir yaklaşım ile bakım kavramını farklı boyutları ile tartışarak, ihtimam toplumu tahayyüllerimizde bakım kavramının ve bakım etiğinin toplumsal bir arada olma ve dayanışma ilişkilerimizi düzenleyici rolü üzerinde duruyor. Makale, salgın ile birlikte dünyanın gündemine oturan bakım tartışmalarını kuramsal bir çerçeve sunarak bakım siyasetinin kamusal alandaki yerini bir kez daha tartışmaya açıyor.Öğe Sosyal Yardımlara Erişim Bağlamında ‘Hak Eden’ Yoksul ve Hareket Edebilirlik Kavramları: Evde Bakım Aylığı Üzerine Niteliksel bir Çalışma(Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2022) Akkan, BaşakBu makale ‘hak eden’ yoksul ve hareket edebilirlik kavramlarını, evde bakım aylığına odaklanarak tartışmaktadır. Tüm dünyada ekonomik krizler sonrası yükselen yoksulluğa bağlı olarak, devletlerin sosyal yardımlara ayırdıkları bütçelerini arttırdığı ve nakit desteği programlarının çeşitlendirildiği görülmektedir. 2001 ve 2008 yıllarındaki küresel ekonomik krizlerin ve yaşamakta olduğumuz salgının ekonomik ve sosyal sonuçları düşünüldüğünde sosyal yardımlar birçok ülkede önemli sosyal politika müdahalelerini oluşturmuştur. Türkiye’de sosyal yardım alanında farklı kategorilerde bir dizi yardım verilmektedir. Bu makalenin odağında yer alan evde bakım aylığı, hem bir sosyal yardım politikası hem de bakım politikası olarak düşünülebilir. Avrupa ülkelerinde de 90’lardan bu yana ev temelli bakımı desteklemek için benzer nakit desteği programları uygulanmıştır. Avrupa’daki yaygın uygulamaların aksine, Türkiye’de evde bakım aylığı bakım ihtiyacı olan engelli ve yaşlı kişinin kendisine değil, engelli veya yaşlısına bakan aile bireyine verilen bir sosyal yardım programıdır. Bu bağlamda, makale evde bakım aylığını bir sosyal yardım mekanizması olarak ele alarak hak edebilirlik ve hareket edebilirlik kavramlarını yoksulların sosyal yardımlara erişimleri bağlamında tartışmaktadır. Makalede bulgularını paylaştığımız araştırmamızda farklı sosyal taraflar (sosyal yardım alanında çalışan merkezi ve yerel idareciler, sosyal hizmet uzmanları, engelli hakları alanında çalışan STK temsilcileri ve yardımdan yararlanan engelli birey yakınları) ile derinlemesine görüşmeler yoluyla söz konusu kavramlar ve dolayısıyla sosyal yardımlara dair sosyal adalet görüşleri irdelenmiştir.Öğe Sosyal Yardımlara Erişim Bağlamında ‘Hak Eden’ Yoksul ve Hareket Edebilirlik Kavramları: Evde Bakım Aylığı Üzerine Niteliksel bir Çalışma(2022) Akkan, Başak; Serim, SimlaBu makale ‘hak eden’ yoksul ve hareket edebilirlik kavramlarını, evde bakım aylığına odaklanarak tartışmaktadır. Tüm dünyada ekonomik krizler sonrası yükselen yoksulluğa bağlı olarak, devletlerin sosyal yardımlara ayırdıkları bütçelerini arttırdığı ve nakit desteği programlarının çeşitlendirildiği görülmektedir. 2001 ve 2008 yıllarındaki küresel ekonomik krizlerin ve yaşamakta olduğumuz salgının ekonomik ve sosyal sonuçları düşünüldüğünde sosyal yardımlar birçok ülkede önemli sosyal politika müdahalelerini oluşturmuştur. Türkiye’de sosyal yardım alanında farklı kategorilerde bir dizi yardım verilmektedir. Bu makalenin odağında yer alan evde bakım aylığı, hem bir sosyal yardım politikası hem de bakım politikası olarak düşünülebilir. Avrupa ülkelerinde de 90’lardan bu yana ev temelli bakımı desteklemek için benzer nakit desteği programları uygulanmıştır. Avrupa’daki yaygın uygulamaların aksine, Türkiye’de evde bakım aylığı bakım ihtiyacı olan engelli ve yaşlı kişinin kendisine değil, engelli veya yaşlısına bakan aile bireyine verilen bir sosyal yardım programıdır. Bu bağlamda, makale evde bakım aylığını bir sosyal yardım mekanizması olarak ele alarak hak edebilirlik ve hareket edebilirlik kavramlarını yoksulların sosyal yardımlara erişimleri bağlamında tartışmaktadır. Makalede bulgularını paylaştığımız araştırmamızda farklı sosyal taraflar (sosyal yardım alanında çalışan merkezi ve yerel idareciler, sosyal hizmet uzmanları, engelli hakları alanında çalışan STK temsilcileri ve yardımdan yararlanan engelli birey yakınları) ile derinlemesine görüşmeler yoluyla söz konusu kavramlar ve dolayısıyla sosyal yardımlara dair sosyal adalet görüşleri irdelenmiştir.Öğe Toplumsal Yeniden Üretim Kuramı ve Kız Çocuklarının Ev İçi Bakım Emeği(2023) Akkan, BaşakKız çocuklarının ev içi bakım emeğinin, toplumsal yeniden üretim kuramı içerisinde fazla yer bulmadığı söylenebilir. Bunun bir sebebi feminist literatürde ‘yaş’ kategorisinin çocukluk dönemini kapsayacak şekilde sorunsallaştırılmamış olmasıdır. Diğer sebebi ise konunun çocukluk çalışmaları ile sınırlı kalmasıdır. Son yıllarda kız çocuklarının bakım emeğinin toplumsal yeniden üretim kuramı içerisindeki yerine odaklanan tartışmalar önem kazanmaya başlamıştır. Çocukların bakım veren konumunda olmalarının yarattığı toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikler ve bu bağlamda kız çocukları ve ev içi emek ilişkisini ortaya koyma yönünde çalışmalar toplumsal yeniden üretimin karmaşık yapısını gösterir niteliktedir. Toplumsal cinsiyet, sınıf, yaş (çocukluk) gibi kategorilerin kesişimselliği, kız çocuklarının bakım emeğinin boyutlarını belirlemekte ve yaşam fırsatlarını şekillendirmektedir. Kesişimsellik yaklaşımı çerçevesinde toplumsal yeniden üretim kuramının kız çocuklarını da kapsayacak şekilde ele alınması, bakım emeğinin, özellikle düşük sosyoekonomik gruplara mensup ailelerden gelen kız çocuklarının topluma eşit katılımları üzerindeki belirleyici etkisini tartışmaya açabilir. Bu bağlamda makale, toplumsal yeniden üretim kuramına ‘yaş’ kategorisini getirmekte ve ev içi bakım emeğinin yarattığı kesişimsel eşitsizlikleri toplumsal cinsiyet ve sınıf kategorileri ile birlikte ‘çocukluk’ kategorisini de dikkate alarak tartışmaktadır. Feminist yazında kesişimsel eşitsizliklerin daha az kavramsallaştırılmış bir kategorisi olarak ‘yaş’ı toplumsal cinsiyetle iç içe geçmiş bir sosyal kategori olarak ele alınmaktadır. Türkiye’de kız çocuklarının ev içi bakım emeğine odaklanan makale, Rai ve vd.’nin (2014) önerdiği “toplumsal yeniden üretim yoluyla tükenme” kavramsal çerçevesi içerisinde, İstanbul’da kardeş bakımlarını üstlenmiş kız çocukları ile yapılan niteliksel bir çalışmaya dayanarak, ev içi bakım emeğinin kız çocukları için yarattığı kırılganlıkları ve eşitsizlikleri tartışmaktadır.