Arslanyürek, Yasemin Kabaklıoğlu2024-07-182024-07-1820191304-7949https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/314903https://hdl.handle.net/11411/5883Borcun vadesi henüz gelmeden borçlunun vade geldiğinde ifayı gereği gibi yerine ge-tirmeyeceği farklı şekillerde anlaşılabilir. Örneğin borçlunun iflas ettiği ya da borcunu ifa etmeyeceğini bizzat ifade ettiği durumlar söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda alacaklının vade tarihine kadar beklemesini, hatta borçlunun ifayı gerçekleştirmeyeceğini bile bile kendi borcunu ifa etmesini beklemek doğru olmayacaktır.Türk Borçlar Kanunu bazı hallerde alacaklıya alacağı için teminat gösterilene kadar ifa-dan kaçınma veya henüz vade gelmeden sözleşmeden dönme imkânı tanımıştır. Örneğin TBK m.98 borçlunun ifa güçsüzlüğüne düştüğü durumlarda alacaklıya böyle bir imkân sağlamakta-dır.(***) Ancak Kanun’da yer alan bu düzenlemeler uygulama alanlarının dar olması nedeniyle genel bir düzenleme niteliği taşımazlar. Bunun sonucunda alacaklı, borcunu ifa etmeyecek olan borçluya karşı bazen korunacak bazense böyle bir korumadan yararlanamayacaktır. Ön-celenmiş borca aykırılığa ilişkin Türk Borçlar Kanunu’nda genel bir düzenlemeye yer veril-memiş olması bu adaletsiz sonucun ortaya çıkmasına yol açmaktadır.Böyle bir durum gündeme geldiğinde nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine ilişkin öğretide farklı görüşler ortaya konmuştur Bununla birlikte birtakım düzenleme ya da hukuki kurumla-rın kıyas yoluyla benzer durumlara uygulanması yeterli değildir. En sağlıklı sonuç, Kanun’da yer alan düzenlemelerden ilke kıyası(****) yöntemiyle genel bir ilkeye varılması yöntemidir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessÖncelenmiş Borca Aykırılık Kavramı ve Alacağı Tehlikeye Düşen Alacaklının Diğer Hukuki İmkânları ile KarşılaştırılmasıArticle916175-17688731490314