Erol, Özgür2024-07-182024-07-1820151305-9971https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/175301https://hdl.handle.net/11411/5997Foucaultun iktidar analitiği ve direnme anlayışı o hayattayken de, sonrasında da birçok eleştiriye muhatap olur. Eleştirilerin ana izleği Foucaultun nihilizmi ve mevcut düzene alternatif getirmediği üzerinde yoğunlaşır. Bu eleştirilere yanıt geliştirme çabasına girişmeksizin, ilkin Foucault teorisinde direnme nosyonunu ve muhalif politik-etik pratikler açısından ürettiği yorum alanını incelemek gerekir. Ki bu da kaçınılmaz olarak Nietzsche felsefesine bağlanmaktadır. Foucaultda iktidarı yönetim modeli bağlamındaki tanımıyla düşünürsek, iktidar eylemi, başkalarının eylemleri üzerinde eylemde bulunma kipi ise; direnme eylemi de o başkalarının özeylemlilikteki ısrar ve yaratıcılık gücü, bazı durumlarda yönetme kipliğine karşı durma, yönetilemezlik bölgeleri oluşturma ya da bazı durumlarda o eylemi dönüştürme ya da devralma adına geliştirilmiş her tür dinamizmdir diyebiliriz. Biraz daha ötede, Foucaulta göre direniş, iktidar ilişkisi dinamiğinin anahtar kavramıdır, eğer direniş olmasa iktidar ilişkileri de olmazdı. Bundan, direnmelerin, Foucault teorisindeki kurucu rolü dolayısıyla iktidarın türevi ya da eklentisine dönüştürülemeyeceği anlamı çıkar. Direnmelerin iktidara dışsal olmayışından, yani iktidar-direniş iç içeliğinden bazı kuramsal sonuçlara ulaşılır. Bu sonuçlardan en önemlisi, iktidar ve direnme güçlerinin iç içe geçmişliğinin, iktidar ve direnme arasında simbiyotik bir ilişki inşa ettiğidir ve bu ilişkide karşılıklı etkileşim, birbirini dönüştürme, sürece aktif müdahale her zaman mümkündür. İktidar-direniş içiçeliğine dair kuramsal tespitler kaçınılmaz olarak Nasıl Direnilmektedir? sorusuna bağlanacaktır. İktidar-karşı-iktidar döngüselliğine düşmeyecek, iktidar güçleri ile simetrik bir düzleme yerleştirilemeyecek, asimetrik bir direnme mümkün müdür ya da nasıl mümkündür sorusunun olası yanıtları direnmelerin güncel örnekleri ve ortaklaşan özellikleri üzerinden irdelenmelidir. Adorno ve Horkheimerın Odysseus örneğinde hukuki sözleşme tipi olarak analiz ettiği anlatı, bir kez de direnmenin karşı-iktidara dönüşme eğilimi/kapasitesi açısından incelenecektir. Günümüzde sınıf mücadelesine ya da ulusal kurtuluş mücadelelerinin yekpareliğine indirgenemeyecek çokluk ve yaygınlıkta direnme hareketlerinin varoluşu söz konusu: Feministler, LGBT hareketleri, çocuklar ya da engellilerin maruz kaldıkları türden ayrımcılık tiplerine karşı mücadeleler, ekoloji hareketleri, etnik-dinsel-mezhepsel yapıların kültürel ve kolektif hak mücadeleleri, eğitim, sağlık ve adalet sistemini kökten sorgulayan düşünce hareketleri, sınır-ötesi mücadele kuruluşları ve daha pek çoğu. Bu mücadelelerin eski tip savaşımlardan farklılaşan ortak özellikleri nelerdir? Bu mücadelelerin iktidardan talep etme oyunuyla kurdukları yeni ilişki; merkezsiz ve sınır-aşırı karakterleri; en yakın iktidar odağını hedef almaları; iktidar etkilerini ve bilgiiktidar eklemlenmesini sorgulamaları; yönetme ve yönetilme meselesine yaklaşımları; direnişler içerisinde yaşam ve birey konumlarının sorgulanması Yazı içerisinde analiz edilen temel özellikler bunlardır.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessDikotomiden Simbiyotiğe: Nasıl Direnilmektedir?1Article271224717530139