International RelationsKaya, AyhanEvren, Burak2015-06-252015-06-252007https://hdl.handle.net//11411/655https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=NtBAevXNhYaNqJFoAcdBdvuneN3vq7SSPZtj713A5rU3k71YXVIS_kWsS-U3P9P7Amerikalılar hep dindar bir halk olmuslardır ve Amerikan Protestanlıgı da daima hayatlarının önemli bir parçası olmustur. Ne var ki Protestanlık, 11 Eylül sonrası dönemde, büyük ölçüde George W. Bush ve çogunlugu onu destekleyen evangelistler ve köktenciler sayesinde uluslararası sahnede sesini duyurmaya basladı. Bu gelisme, tüm dünyadaki sekülerleri, dünyanın en güçlü ülkesinin köktencilerin eline düstügü korkusuyla titretti. Amerika'daki liberaller ve ılımlı muhafazakarlar, evangelistlerin büyüyen gücü karsısında panige kapıldılar. Kısacası, herkes endise içindeydi. Bu çalısma, Amerika'daki dindarlıgın köklerini ve dindar sagın 11 Eylül sonrası dönemde Amerikan politikası içindeki durumunu arastırmaktadır.Americans have always been a religious people, and American Protestant Christianity has always been an important part of their lives. In the post-9/11 period, however, thanks largely to the remarks made by George W. Bush, and most evangelicals and fundamentalists who supported him, it became much more vocal in the international scene. Secularists throughout the world shivered with the fear that the most powerful country in the world is falling into the hands of religious radicals. Liberals and moderate conservatives in America panicked at the site of the growing political power of the evangelicals. In short, everybody was concerned. This piece investigates the roots of religiosity in the United States, and the state of the religious right in American politics in the post-September 11 era.eninfo:eu-repo/semantics/openAccessMaster Thesis721254439