MA in Social Projects and NGO Management

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 18 / 18
  • Öğe
    Çocuk alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının karar alma süreçlerinde çocuk katılımı deneyimleri
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2023) Kalender, Şefika Kübra; Yentürk, Nurhan
    ÖZET: Bu tezin temel amacı, çocuk alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının (STK) kendi iç işleyişlerinde ve faaliyetlerinde çocuk katılımını hayata geçirmeye yönelik yaptıkları çalışmaların neler olduğu, nasıl süreçler izledikleri ve bu özelde hangi olasılıklar ve sınırlılıklarla karşılaştıklarını belirlemektir. Bu amaçla çocuk alanında çalışan Mavi Kalem Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Maya Vakfı ve Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği kurumlarının çocuklarla birebir çalışan sorumlularla derinlemesine üç görüşme yapılmış ve bu görüşmeler betimsel ve sistematik analiz yöntemi ile yorumlanmıştır. Analiz ışığında elde edilen temalar doğrultusunda kurumların bülten, rapor, kılavuz ve rehberleri incelenmiş ve görüşmelerdeki verilerle karşılaştırılarak destekleyici ve alternatif açıklamalara olanak tanıyacak alanlar tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular; Lundy modeli, Roger Hart’ın katılım merdiveni modeli ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ilkeleri çerçevesinde yorumlanarak kurumların hangi alanlarda ve aşamalarda çocukların görüşlerini kararlara dahil ettikleri, bunu yaparken hangi yöntem ve araçları kullandıkları, sistemli ve düzenli şekilde işleyen bir mekanizmanın olup olmadığı değerlendirilmiştir. Bu çalışma sonucunda, görüşülen ve çocuk alanında çalışan üç ayrı kuruluşta STK’ların ağırlıklı olarak çocuklardan faaliyetlere dair görüşlerinin alındığı, daha sistemli ve düzenli işleyen geri bildirim mekanizmalarına ihtiyaç olduğu ve çocukların karar alma süreçlerinin başından sonuna dahil oldukları alanların kısıtlı olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Çocuk hakları kapsamında, sivil toplum örgütlerinin sosyal medya paylaşımlarında mülteci çocukları temsili
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2023) Küçükbey Çulcu, Kübra Merve; Ercan Bilgiç, Esra
    ÖZET: Çocukların medyada temsili, içinde bulunulan toplumun bakış açısını yansıtmak ile birlikte aynı zamanda toplumdaki çocukluğun inşası üzerinde etkilidir. Medya, mültecilik ve sivil toplum alanlarındaki temsillerde çocuklar pasif, muhtaç ve kırılgan konumda ve içinde bulundukları zorlu koşullar etrafında yansıtılmaktadır. Bu temsillerde çocuklar birer birey ve hak sahibi özne konumundan ve hak temelli bir bakış açısından uzak, pasif konumlarda sunulmaktadırlar. Bu tezin amacı, mültecilerle ilgili alanda hak odaklı çalışmalar yürüten sivil toplum örgütlerinin sosyal medya paylaşımlarındaki mülteci çocuk temsillerini incelemek ve çocuk hakları bağlamında değerlendirmektir. Bu amaçla ulusal kuruluşlardan Türk Kızılay, Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği ve Hayata Destek Derneği ve uluslararası örgütlerden Save the Children ve UNICEF’in 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü, 20 Haziran Mülteciler Günü, 20 Kasım Dünya Çocuk Günü ve 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü’nde yaptıkları paylaşımlardaki görseller, niteliksel bir araştırma yöntemi olan göstergebilimsel yöntem ile irdelenmiştir. Elde edilen bulgular Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ilkeleri etrafında yorumlanarak açığa çıkarılan temsiller hak temelli perspektiften incelenmiştir. Bu çalışma ile mülteci çocuklara yönelik çalışmalar yürüten sivil toplum örgütlerinin ağırlıklı olarak benimsediği yardım temelli bakış açısının, daha hak temelli taraftan yeniden inşa etmek ve hakim bakış açılarını geliştirmek amaçlanmaktadır.
  • Öğe
    Çerkes kültür ve kimlik oluşum süreçlerinde sivil toplum kuruluşlarının rolü
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2021) Yılal, Oset; Kaya, Ayhan
    ÖZET: Kafkas-Rus Savaşları neticesinde anavatanlarından sürgün edilen Kafkas halkları, başta Osmanlı Devleti toprakları olmak üzere dünyanın birçok yerine göç etmek zorunda kalmışlardır. Çerkes üst kimliği içerisinde birleşen bu topluluklar, geldikleri yeni yerlerde kültürlerini ve kimliklerini yaşatmak için Osmanlı Devleti içerisinde STK’lar kurmaya başlamışlardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla kapatılan Çerkes STK’larının varlığı 1946 yılında çıkan Cemiyetler Kanunu ile birlikte tekrardan görülmeye başlamış ve bugün bu sayı 300’e yaklaşmıştır. 1970’li yıllardan itibaren yükselen yeni toplumsal hareketler neticesinde kimlik, kültür, etnisite, sivil toplum, vatandaşlık, demokrasi gibi kavramlar üzerine yapılan yoğun tartışmalarla birlikte sivil toplum kuruluşları demokrasinin önemli bir sacayağı haline gelmiştir. Diasporik bir toplum olan Çerkeslerin sürgün edildikleri ve diasporalar içerisinde en çok nüfusa sahip olduğu Türkiye’de, kimlik ve kültürlerini devam ettirmek için kullandığı araçlar içerisinde sivil toplum kuruluşları önemli bir yerde bulunmaktadır. Çerkes sivil toplum kuruluşlarının hemşeri derneğinden hak taleplerinde bulunan ve kimlik siyaseti yapan kuruluşlara doğru dönüşümünde sahip olduğu rolü anlamlandırmak için bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. 10 Çerkes sivil toplum kuruluşu yönetim kurulu başkanına yarı yapılandırılmış sorular sorularak derinlemesine görüşme yapılmıştır. Elde edilen veriler, tematik analize tabi tutulmuş ve 2 üst tema ve 7 alt tema bulunmuştur. Bu temalarla Çerkes sivil toplum kuruluşlarının Çerkesler için oynadığı rol hem literatürle hem de katılımcılarla tartıştırılmıştır.
  • Öğe
    Suriye mülteci krizinde faaliyet gösteren STK"ların okul dışı eğitim çalışmalarının Türkiye eğitim politikasına etkileri
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2020) Güler, Ebru; Yentürk, Nurhan
    ÖZET: Suriye’deki iç savaşın 2011 yılında sınırlarda insani hareketliliğini yoğunlaştırmıştır. Suriye mülteci krizinin niteliğinin ve coğrafi yaygınlığının artması, öngörülen kısa süreli insani yardım müdahalelerini ötesine taşınmasına neden olmuştur. Bu durumu kamplarda yaşayan Suriyeli mülteciler yanında kentlerde yaşama hazırlanan Suriye mülteciler izlemiştir. Kentlerde Suriyeli mültecilerin görünür olması, kamplara erişimi resmi izne bağlı olan STK’larının süreçte daha aktif rol almasına neden olmuştur. Bu çalışma, aile dili, okul dilinden farkı Suriyeli çocuklar için Sivil Toplum Kuruluşları tarafından uygulanan okul dışı eğitim faaliyetlerinin Türkiye eğitim politikasına konumuna odaklanır. Sivil Toplum Kuruluşlarının eğitim sektöründeki etkisini belirlemeyi amaç edinir. Bu ilişkinin somut kurgusunu Türkiye’deki Suriye mülteci krizi ile birlikte STK’lar tarafından kullanılan terminoloji ve uygulanan modeller üzerinden derinlemesine inceler. Çalışma sonunda Sivil Toplum Kuruluşları tarafından uygulanan modeller incelenerek, eğitim politikası düzleminde etkililiği, kabulü ve uygulanabilirliği saptanmaya ve tartışılmaya çalışılır. Bu amaçla araştırmanın konusu üç boyutta irdelenir; 1. UN based agencies (BM örgütleri), INGOs (Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları) Türkiye menşeili STK’ların (yerel, ulusal ve uluslararası) ve Türkiye’de kurulan Suriyeli STK’ların eğitim sektöründeki rolleri ve etkileri, 2. Suriyeli mülteci akını ile STK’ların insanı yardım alanında kurumsal kapasite gelişimi ve eğitim sektörü çalışmaları, 3. STK’larda kullanılan eğitim terminolojisi ve uygulanan eğitim modellerinin Türkiye Eğitim Politikası etkisi ile çalışmanın şekillenmesi planlanmaktadır. Nitel yöntemle sürdürülen araştırma, bahsedilen amaçları derinlemesine tartışma amacıyla eğitim sektöründe üst düzey yönetici pozisyonunda olan 7 kişi ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Çok boyutlu çözümleme için yukarıda bahsedilen STK’lara MEB yöneticisinin görüşmesi de dahil edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre, Suriyeli mülteci krizi ile beraber eğitim sektöründe faaliyet gösteren STK’ların eğitim politikasına deneyim ve bilgi aktarımı konusunda etkisi bulunmaktadır.
  • Öğe
    International youth volunteering: case of European solidarity corps and European voluntary service in South East Turkey
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2021) Tahmaz, Onur; Yentürk, Nurhan
    ABSTRACT: The aim of this study is to understand the profile of the volunteers participated in European Voluntary Service or European Solidarity Corps programs in South-East Turkey as short- or long-term volunteers, their experiences before, during and after the volunteering process. The European Youth Programs and the policy papers which constitute the basis for these programs are explained. A general framework on the factors impacting international volunteering and European Youth Programs in Turkey and South-East Turkey with the information of the organizations constituting this study is elaborated. During the study, 19 volunteers were interviewed by using semi-structured interview methodology. During the analysis, the process of volunteering was divided into three clusters as before, during and after volunteering in South-East Turkey. While their profile and perception of volunteering align with the general international volunteering reality, their choices concerning education and employment differentiated. The most distinctive finding was that the hosting organizations’ free-space policy enabling the volunteer to take initiatives had a positive impact on the volunteers’ participation in the activities. Furthermore, the interaction between volunteers coming from different cultures created impact on the volunteering experiences more than their interaction with the local community regarding cultural awareness.
  • Öğe
    Siyasal katılım çerçevesinde İstanbul gönüllüleri deneyimi
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2021) Metin, Nilgün Pınar; Boyraz, Cemil
    ÖZET: Bu tez, Mart 2019 İstanbul yerel seçimlerinde İstanbul Gönüllüleri adını alarak ortaya çıkan, seçimin tekrar edilmesiyle Haziran 2019’da kısa sürede 180.000 gönüllüyle dikkat çekici bir katılıma ulaşan sivil oluşumu incelemektedir. İstanbul Gönüllüleri, siyasal partiler yoluyla siyasi katılıma bir alternatif olarak ortaya çıkan ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla gönüllü katılıma örnek teşkil eden bir oluşum olarak, seçim sürecinde ortaya çıkan çeşitli faktörler çerçevesinde analiz edilmektedir. Bu çalışmada İstanbul Gönüllüleri üç ardışık dönemde incelenmekte, ilk olarak 31 Mart 2019’daki seçime kadar sandık ve seçim gözetim gönüllüsü oldukları dönem, ardından seçimin iptali ve yenilenmesine karar verilmesiyle kampanya gönüllüsü oldukları döneme ve nihayet seçimlerin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi kent gönüllülüğü yapılanmasına ve faaliyetlerine değinilmektedir. Tezin teorik bölümünde, temsili demokrasinin etkisini kaybetmeye başlamasından, sivil toplumun gelişiminden ve Türkiye’de varlık kazanmasından bahsedilmektedir. Kentleşme ve yerel siyasetin önemine vurgu yapılarak, Lefebvre’ in şehir hakkı kavramını kent sosyolojisine taşıması ve kentleşmede neoliberalizmin etkisi tartışılmakta, Avrupa Kentsel Şartlarında da yer alan kentsel gelişmenin temelinin yerel yönetimlerde “halkın doğrudan katılımının sağlanması” olduğuna bağlantı yapılmaktadır. Bu çalışmada niteliksel araştırma yöntemine başvurularak, İstanbul Gönüllülerinin kurucu ve koordinatör kadrosundan kişilerle ve yerel yapılanmada yer alan kişilerle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, bu oluşuma yüksek katılımın nedenleri, motivasyon ve başarı sağlamada kullanılan yöntemler irdelenmiştir. Ayrıca Türkiye’de siyasi söylemle ortaya çıkmış olan bir gönüllü grubunun ne ölçüde siyaset dışı algılanabileceği, olası bir yeni seçimde ya da belediye değişiminde ne şekilde aksiyon alacağı, sivil toplum, siyasi katılım, kent gönüllülüğü ve kent hakkı kavramlarıyla birlikte tartışılmıştır.
  • Öğe
    Türkiye ulusal ajansı eğitici eğitimi programlarının içerik ve yöntemlerinin deneyimsel öğrenme teorisine göre incelenmesi
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2019) Erdoğan, Mustafa; Yentürk, Nurhan
    ÖZET: Sivil toplum gençlik çalışmaları alanında deneyimsel öğrenme tabanlı yaygın eğitimin faaliyetlerinin niteliğinin artırılması için bu alanda düzenlenen eğitici eğitimlerinin deneyimsel öğrenme teorisine uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi oldukça önemlidir. Bu araştırma ile deneyimsel öğrenme teorisindeki temel ve en güncel çalışmaların derlenmesi ve Türkiye’de gençlik çalışmalarında deneyimsel öğrenmenin yaygınlaşmasında lokomotif rolü gören Türkiye Ulusal Ajansı Eğitici Eğitimi Programlarının içerik ve yöntem bakımından deneyimsel öğrenme teorisine göre incelenmesi için nitel bir ölçme aracının geliştirilmesi amaçlanmıştır. Türkiye Ulusal Ajansı Gençlik Programı Eğitici Eğitimlerinin geliştirilecek olan ölçme aracı çerçevesinde değerlendirilmesi, gelecek dönemlerde düzenlenecek olan eğitim programlarının deneyimsel öğrenme teorisine çok daha uygun bir şekilde tasarlanmasına ve uygulanmasına zemin hazırlayacaktır.
  • Öğe
    Hak temelli sivil toplum kuruluşları için adım adım ve destekle değiştir modellerini kullanarak bağış yapanların davranış ve motivasyonlarının incelenmesi
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2020) Özkan, Hakan; Erhart, Itır
    ÖZET: Hak temelli yaklaşım, insan hakları, hak sahipleri olarak tanımlanan kişiler ve gruplarla, bu haklarla kurulan yaklaşımı ifade eder. Hak temelli çalışan sivil toplum kuruluşları, hak sahipleri ve görev sahiplerini tanımlar ve hak sahiplerinin hak talebinde bulunması için, görev sahiplerini de yükümlülüklerini yerine getirmesi çalışmalarda bulunur. Yapılan araştırmalar, STK’ların başlıca gelir kaynaklarının üyelik aidatları, ulusal ve uluslararası kuruluşların fonları, bireylerin ve kurumların yaptığı bağışlar, kamu fonları ve ürün ya da hizmet satışlarından elde edilen gelirler olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’de bireylerin yardım ve bağışlarını bir STK aracılığıyla yapmamaları önemli bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır. Söz konusu hak temelli STK’lar olduğunda bireysel bağışlar ve hibe dışı kaynaklar oldukça sınırlıdır. Son yıllarda Yardımseverlik Koşusunun Türkiye uygulaması olan Adım Adım modeli ve Giving Circle’un Türkiye uygulaması olan Destekle Değiştir modelleri, görece STK’ların önemli gelir kaynağı olmaktadır ve bu modellere olan ilgi artmaktadır. Bu araştırmada, Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda görece başarılı olan Adım Adım ve Giving Circle'un Türkiye uygulaması olan Destekle Değiştir modellerindeki bağışların neden hak temelli alanlara yöneldiği, bağışçıların bu duruma yönelik davranış ve motivasyonları incelenmiştir. Bağışçıların; hangi motivasyonlar ile bağış yaptıkları, hangi alanlara, neden öncelik verdiği bu çalışmanın temel konusudur ve yapılan görüşmeler ve anket uygulaması ile bağışçı davranışları ve STK’ların bu konudaki tutumu analiz edilmiştir.
  • Öğe
    Kanserli çocuklara yönelik çalışan sivil toplum kuruluşlarının iletişim faaliyetlerindeki çocuk temsilleri
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2020) Kahraman, Melda; Yentürk, Nurhan
    ÖZET: İçinde bulunulan toplumun çocuklara bakışını yansıtan çocuk temsilleri, aynı zamanda toplumdaki çocukluk inşası üzerinde etkilidir. Medya, sağlık ve sivil toplum alanlarındaki çocuk temsillerinde çocuklar, pasif şekillerde, suçlu, nesne, muhtaç veya mağdur konumunda ve ağırlıkla olumsuz konularla ilintili olarak yansıtılmaktadır. Dolaşıma sokulan bu temsiller, çocuğu bir birey ve hak sahibi bir özne olarak gören hak temelli bir bakış açısından uzaktır. Sağlık alanında da çocuklara karşı korumacı ve paternalist yaklaşımlar ağır basarken, kanser söz konusu olduğunda yetişkinlerin çocuklar üzerindeki korumacılığı artmaktadır. Bu tezin temel amacı, kanserli çocuklara yönelik çalışan sivil toplum kuruluşlarının, kanserli çocuklara yönelik bakış açılarını, onlar hakkında yaptıkları iletişim faaliyetlerindeki yaklaşımlarını ve bu kurumlar tarafından üretilen çocuk temsillerini çocuk hakları çerçevesinden değerlendirmektir. Bu amaçla kanserli çocuklara ilişkin çalışan ÇOKSEV, KAÇOD, KAÇUV, KAYD ve LÖSEV kurumlarının kurumsal iletişiminden sorumlu çalışanlarıyla beş derinlemesine görüşme yapılmış ve bu görüşmeler tematik analiz yöntemi ile incelenmiştir. Ek olarak kurumların iletişim faaliyetlerinde kullandıkları 25 görsel, göstergebilimsel analiz yöntemiyle yorumlanmıştır. Elde edilen bulgular Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ilkeleri çerçevesinde yorumlanarak, kurumların kanserli çocuklara yönelik yaklaşımları ve ürettikleri çocuk imgeleri hak temelli bir çerçeveden değerlendirilmiştir. Bu çalışma sonucunda, kanserli çocuklara yönelik çalışan STK’ların ağırlıkla yardım temelli bir yaklaşımı benimsedikleri ve faaliyetlerine ve iletişimlerine yön verecek, çocukları birey olarak gören çocuk hakları temelli bir bakış açısını geliştirmeye ihtiyaçları olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Toplumsal cinsiyet eşitliğinde öğretmen eğitimi: mor sertifika örneği
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2020) Kafalı, Birnur; Uyan Semerci, Pınar
    ÖZET: Toplumsal cinsiyet, erkek egemen toplumlarda kadınların ve LGBTİ bireylerin uğradığı cinsiyet temelli ayrımcılık ve eşitsizliklerin nedenlerinin anlaşılmasına kaynak sunan ve günümüzde pek çok disiplin ve alanda tartışılan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. 1960'lı yıllar itibariyle feminist yazın, toplumsal cinsiyet ve eğitim arasında nasıl bir ilişki olduğunu ve toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliklerin eğitim alanına hangi uygulamalar ile yansıdığını incelenmeye başlamıştır. Bu görüşe göre devletler toplumsal cinsiyet rollerini formal eğitim sisteminde ders kitapları ve müfredat aracılığı ile regüle etmekte ve gelecek nesillere aktarmaktadır. Araştırmalar, eğitim materyalleri dışında okul ortamında öğrencilerin toplumsal cinsiyet algısı üzerinde en çok etkisi bulunan faktörlerden birinin de öğretmenlerin bu konuya ilişkin tutum ve davranışları olduğunu ortaya koymaktadır. Toplumsal cinsiyet farkındalığına sahip öğretmenlerin öğrencileri üzerinde yaratacağı olumlu etkinin, toplumsal düzlemde cinsiyet temelli eşitsizliklerin çözülmesine katkı sunacağı düşünülmektedir. Türkiye'de öğretmenler, toplumsal cinsiyet odaklı eğitimlere ancak formal olmayan eğitim yöntemleri ve sivil alan çalışmaları ile erişebilmektedir. Bu bağlamda 2007 yılı itibariyle SU GENDER (Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi) bünyesinde lise öğretmenlerine yönelik bir toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi olarak yürütülen Mor Sertifika Programı, bu araştırmada ele alınan toplumsal cinsiyet eğitimi örneği olacaktır. Tez kapsamında öncelikle feminist yazının ürettiği toplumsal cinsiyet ve eğitimin nasıl ilişkilendiğini ortaya koyan tartışmalara yer verilecektir. Devletlerin formal eğitim aracılığıyla aktardığı toplumsal cinsiyet rollerinin yarattığı eşitsizliklerin giderilmesinde, formal olmayan eğitim yöntemleri ile oluşturulacak toplumsal cinsiyet bilincinin önemine ve sivil toplumda bu alanda yürütülen çalışmalara değinilecektir. Tezin ikinci bölümünde Türkiye'de toplumsal cinsiyet rollerinin eğitimdeki yansımalarını incelemek amacıyla, kadınların eğitimdeki yerinin tarihsel bir incelemesi, ders kitapları ile toplumsal cinsiyet ilişkisi ve öğretmenlerin toplumsal cinsiyet algısının eğitimdeki etkisine dair yapılan araştırma bulgularına analiz edilecektir. Tezin üçüncü bölümünde Mor Sertifika Programı'nın tarihi, yürütme süreçleri ve programda yer alan diğer projeler ele alınacaktır. Bu bölümde aynı zamanda programın Türkiye'de eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinde gelinen güncel durum üzerinden bir değerlendirmesi sunulacaktır. Tezin dördüncü ve son bölümünde ise Mor Sertifika'nın kurucu akademisyenlerinden ve idari çalışanlarından 7si ile yapılan birebir görüşmelerde elde edilen bulgulara yer verilecektir. Derinlemesine mülakat yöntemiyle gerçekleştirilen bu görüşmelerde ekibin kişisel deneyimlerine dair aktarımlarının da katkısıyla Mor Sertifika'nın kapsamlı bir değerlendirmesinin sunulması amaçlanmaktadır. Mor Sertifika'nın, feminist farkındalık ve akademik uzmanlık ile ortaya konan ve formal olmayan bir toplumsal cinsiyet eğitimi olarak değerlendirilmesi, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesine yönelik yapılacak araştırma ve sivil toplum faaliyetlerine de katkı sunacaktır.
  • Öğe
    Sivil toplum kuruluşlarında toplumsal cinsiyet eşitliği
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2020) Önen, Deniz Deren; Yentürk, Nurhan
    ÖZET: 1980’lerden itibaren artan neo-liberal politikalar sivil toplum kuruluşlarının ivme kazanmasına neden olmuştur ve akabinde toplum kuruluşları kurumsal örgüt yapısı olan bir istihdam alanı olarak üçüncü sektör adı ile anılmaya başlamıştır. Sivil toplum kuruluşları devlet ve özel sektör arasında bir ara mekanizma olarak özgürlükçü, katılımcı demokrasiye inanan, farklılıkları tanıyan örgütlenmeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Çağdaş yönetim biçimi olarak tanımlanan yönetişim kavramı, hem karar alma süreçlerinin hem de sorumluluk alanlarının yöneten ve yönetilen arasında yatay hiyerarşi ile dağıtıldığını ifade etmektedir ve bu yönüyle sivil toplum kuruluşlarının yönetim anlayışını belirleyen ana kavram olmuştur. Tarihin en eski çağlarından beri kadınların sosyal, siyasal ve ekonomik alanda erkeklerle eşit fırsat ve şartlara sahip olmadığı bilinmektedir. Tüm dünyada ivme kazanan özgürlükçü düşünme biçimleri feminizm akımını da aynı doğrultuda olumlu etkilemiştir. Toplumsal cinsiyet rollerinin etkisi azaltılmaya çalışılmakta ve gündelik hayatın her alanında eşitliği sağlamaya yönelik politikalar güçlenmektedir. Bu çalışmada “Sivil Toplum Kuruluşlarında profesyonel olarak çalışan kadınlar toplumsal cinsiyet eşitsizliğine maruz kalıyor mu?” sorusuna yanıt aranmıştır. STK’lar demokrasinin taşıyıcısı misyonu edinmekle beraber bir istihdam alanı olarak kurumsal kapasitelerini geliştirirken kadın-erkek eşitliğini ne ölçüde gözetmektedir, sivil toplum kuruluşlarının özel sektörden farkı nedir, STK’larda çalışan kadınlar profesyonel niteliklerinden dolayı mı bu kurumda çalışmaktadır, duygusal emek kavramı bu durumu doğrudan etkiler mi gibi soruların yanıtları aranmıştır. Çalışmanın sonucunda basit olmayan yöntemle seçilen STK’larda istihdam edilen kadın çalışanlar üzerinde nitel araştırma yapılmıştır. Çalışmada STK’larda çalışan kadınların emeğinin görünürlüğü değerlendirilmiş olup toplumsal cinsiyet eşitliğinin özel sektörden daha iyi durumda olduğu gözlenmiş olup STK’ların duygusal emeğe duyduğu ihtiyaçtan dolayı da kadın çalışanlara daha çok fırsat tanıdığı gözlenmiştir.
  • Öğe
    Corporate social responsibility for gender equality in Turkey
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2019) Mercimek, Eylem; Çayır, Kenan
    This thesis explores gender equality-related corporate social responsibility activities carried out by holding companies in Turkey. It specifically focuses on the collaboration between business organizations, NGOs and experts in carrying out gender equality training programs. In this study, gender-equality oriented corporate social responsibility activities of Koç Group and Borusan Group were analyzed. This work specifically analyzes how these two Groups organize in collaboration with NGOs or free-lance trainers to provide gender equality training for employees. In accordance with this purpose, in-depth interviews were held with two different groups of respondents. One group consists of the representatives of business organizations that carry out social responsibility activities on gender equality. The other group includes the NGOs and freelance trainers working on gender equality collaborating with business organizations in gender equality training programs. Family owned conglomerates in Turkey have started to carry out philanthropic activities through revitalizing the waqf culture after the 1960s. Besides these activities, social responsibility has been institutionalized for the purpose of integrating into the global market economy. Companies take the ideas of the founders on social responsibility as a reference while adapting themselves with global developments in the field of CSR. Business organizations consider carrying out CSR activities essential to achieve sustainable economic, social and environmental development. Companies give importance to perform employeeoriented CSR activities that aim to transform the corporate culture. They focus on performing gender equality-related CSR activities with the motivation of keeping up with the global agenda, with the aim of promoting economic growth and development, and with the intention of creating a corporate culture based on diversity and inclusion. Gender equality training for employees is a new form of a strategic alliance between the private sector and non-governmental organizations based on cooperation, joint thinking and, mutual decision-making process.
  • Öğe
    Kadına yönelik şiddet konusunda feminist hareketin ve devletin karşılaştırmalı yaklaşımı: İstanbul Sözleşmesi örneği
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2019) Özcan, Begüm; Yentürk, Nurhan
    Kadına yönelik şiddet ve hane içi şiddet yıllardır süre gelen mücadeleye rağmen, mevcut uygulamalara bakıldığında, hala insan hakları ihlallerinin en önemli örneklerinden biri olarak görülmektedir. Kadınların maruz kaldığı şiddete karşı ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmalar sürdürülmektedir. Bu çalışmalar hem Birleşmiş Milletler (BM) hem de Avrupa Komisyonu tarafından çeşitli sözleşme ve tavsiye kararları ile kadınlara uygulanan cinsiyete dayalı şiddetin kadınlara yönelik ayrımcılık olarak tanımlanmasına büyük katkı sunmuş, uluslararası eylem platformları oluşturulmuş ve kadına yönelik şiddetin insan hakkı ihlali olduğu vurgulanmıştır. Uluslararası arenada tüm gelişmeler yaşanırken örgütlü feminist mücadelenin de katkısıyla bu gelişmelere Türkiye de kayıtsız kalmamış ve CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi gibi iki önemli anlaşmanın taraf devletlerinden biri olmuştur. Türkiye’deki feministlerin ve diğer kadın örgütlerinin 1980’li yıllardan itibaren sürdürdükleri çalışmalar kadının insan haklarının güçlenmesi ve kadın ve erkek arasındaki eşitliğin toplumda mümkün kılınması için devletin bu alanda kurumsallaşmaya gitmesine katkı sağlamıştır. Bu tez kapsamında, öncelikli olarak Slyvia Walby’nin patriyarka kuramı ile literatürde yer alan kavramlar incelenmeye çalışılacak, sonrasında hem uluslararası hem ulusal kadına yönelik şiddetle mücadele alanındaki kazanımlar özetlenecek, Türkiye’deki feminist hareket tarihi ve devletin kadının insan hakları alanındaki kurumsallaşma süreci aktarılacaktır. Kadına yönelik ve hane içi şiddetin önlenmesine dair Avrupa Komisyonu sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi kapsamı ve sözleşmeye dair raporlar incelendikten sonra Walby’nin patriyarka kuramı ile Türkiye’deki feminist mücadelenin şiddet alanındaki beklentileri ve devletin sözleşmeyi uygulamasındaki eksiklikler tartışılacaktır. 2011 yılında imzalanan İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetin incelenmesi açısından örnek uluslararası politika/strateji belgesi olmasının yanı sıra, devlet kurumları ile feminist kadın örgütleri arasında kadına yönelik şiddet konusunda yaşanan fikir ayrılıklarının incelenmesinde kritik öneme sahiptir. Uluslararası anlamda kadının insan haklarına dair norm ve anlayışları yansıtan İstanbul Sözleşmesi üzerinden yapılacak izleme raporlarına dayanan karşılaştırmalı analiz, kadına yönelik şiddetin Türkiye bağlamında incelenmesi ile toplumsal cinsiyet alanındaki çalışmalara katkıda bulunacak ve ilerici politika yapım süreçlerine ışık tutacaktır.
  • Öğe
    Türkiye'de sivil toplum kurulus?larında gönüllülerin kaynak gelis?tirme süreçlerine katılımı
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2019) Öztürk, Nebahat Seda; Akyüz, Ali Alper
    [Abstract Not Available]
  • Öğe
    Syrian refugees and social cohesion: A qualitative analysis of non-formal educational activities provided by non-govermental organisations
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2019) Atmaca, Betül; Yentürk, Nurhan
    [Abstract Not Available]
  • Öğe
    1990-2002 arası dönemde Türkiye’de hak temelli çalışan örgütlerde yurttaşlık söylemi Helsinki Yurttaşlar Derneği örneği
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2018) Güçlüer, Ayşe Esra; Yentürk, Nurhan
    [Abstract Not Available]
  • Öğe
    Contact bridge across the border: Syrian women refugees discourse analysis on social relationships
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2018) Turan, Dilşad; Erdoğan, Emre
    [Abstract Not Available]
  • Öğe
    Mind the gap: Interorganizational ties and dynamics of collaboration in secular and islamic civil society organizations in Turkey
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2018) Akar, Bige; Erhart, Itır
    [Abstract Not Available]