MSc in Accounting and Auditing
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Türkiye'de bağımsız denetim raporlarındaki kilit denetim konuları: BİST-100'de işlem gören işletmelerin 2021 raporları üzerine bir araştırma(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2023) Yılmaz, Ceren; Üçoğlu, DeryaÖZET: Bağımsız denetim sürecinin temel amacı, tarafsız, güvenilir, gerçeğe uygun finansal bilgiler üretmek ve bu bilgileri finansal tablo kullanıcılarına denetim raporu ile sunabilmektir. Denetçiler denetim faaliyetleri sonucunda önemli gördükleri hususları ve tespit edebildikleri anlamlı riskleri, denetim raporlarında kilit denetim konusu olarak gerekçeleriyle birlikte açıklamakla yükümlüdürler. Kilit denetim konuları, toplum, devlet, yatırımcılar, kredi veren kuruluşlar gibi finansal tablo kullanıcılarına işletme hakkında daha fazla bilgi vermekte ve finansal tablolara duyulan güvenin artırılmasını sağlamaktadır. Bu çalışmada bağımsız denetim süreci anlatılarak, BDS 700 ve BDS 701’e uygun olarak oluşturulan görüş türlerine göre hazırlanan raporlardaki kilit denetim konuları hakkında bilgiler verilmiştir. Araştırmada BİST-100’de işlem gören işletmelerin 2021 raporlarındaki kilit denetim konuları incelenmiştir. İşletmelerin sektörlerine ve açıklanan bilgilere göre, raporlarda sunulan kilit denetim konuları tablolar halinde özetlenmiş ve yorumlanmıştır.Öğe Gösterge faiz oranı reformlarının finansal araçların UFRS 9 kapsamında raporlanmasına olası etkileri(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2022) Tüzün, Hasan Alper; Üçoğlu, DeryaÖZET: Genel anlamı ile, para alacağının getirisi olarak tanımlanabilecek olan faiz kavramı, tarihsel süreç içerisinde farklı düzenlemelere tabi tutulmuştur. Bu düzenlemeler, alacaklı ile borçlu arasındaki ikili ilişkinin yanı sıra, genel anlamı ile toplumsal ilişkileri de düzenlemektedir. Yakın dönemde, finansal piyasaların ve finansal araçların giderek karmaşıklaşması ile birlikte, özellikle değişken faize dayalı işlemler ve buna bağlı olarak ihraç ve tedavül edilen finansal araçların da düzenlemeye tabi tutulması ihtiyacı doğmuştur. Finansal piyasaların ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkan, LIBOR ve benzeri gösterge faiz oranları gerek kredi ilişkilerinde gerekse türev araçlara dayalı işlemlerde yaygın olarak kullanım alanı bulmuştur. Öte yandan, LIBOR ve benzeri gösterge faiz oranlarına ilişkin yapısal hile riskleri, Küresel Finansal Kriz ve sonrasında bankalar arası piyasada likiditenin daralması ve LIBOR Skandalı kaynaklı olarak ortaya çıkan sorunlar, gösterge faiz oranlarına ilişkin düzenleyici reformlar gerçekleştirilmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu reform çalışması sonucunda SOFR ve benzeri risksiz faiz oranları hazırlanmış olup, ayrıca Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (UMSK) tarafından UFRS/IFRS 9, UMS/TMS 39 ve UMS/TMS 7 kapsamında bir dizi değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişiklikler ile, mevcut gösterge faiz oranlarından, yeni ihdas edilmiş risksiz faiz oranlarına geçiş sürecinde ortaya çıkabilecek belirsizliklerin giderilmesi ve geçiş sürecinin düzenli ve öngörülebilir olması amaçlanmıştır.Öğe Kripto para ve blok zincir teknolojisi ve muhasebeleştirilmesi(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2022) Gerçek, Ömer Enes; Adiloğlu, BurcuÖZET: Kripto paralar teknik açıdan; sıklıkla blok zincir olarak tabir edilen, ağ ve şebekede yer alan her bir işlemin doğruluğunun teyidine olanak sağlayan ve mevzu bahis tüm hareketlerin şifrelenmesine müstenit altyapıya sahiptir. Bu açıdan altyapısı nedeniyle dünyanın en gelişmiş para birimi olarak da nitelendirilmektedir. Her bir yerel para biriminde olduğu gibi dijital paraların da yasal bir zeminin olması beklendiğinde; henüz yasal bir zemine sahip olmayan kripto paraların, günümüzde bilinen tüm diğer itibari para kavramını tam anlamıyla karşılayamadığı söylenebilir. Son yollarda sıklıkla kullanılmaya başlayan ve yaygınlaşan kripto paralar bu sebeple, tanımı ve kaydı amacıyla muhasebe ve bilgi sistemine entegrasyonu ve uyumu gerekmektedir. Tüm bu bilgiler ışığında, bu tez çalışmasında paranın tanımı ve türlerinin tanımları yapılmış ve kripto paralar varlıklarının kullanım ağı olan blok zincir kavramından bahsedilmiştir. Sonrasında ise kripto varlıkların dünyada ve Türkiye’de ne durumda kavramlaştırıldığı ve tanımlandığı, ardından ise muhasebe sistemine entegrasyonunun nasıl yapılacağı ve muhasebeleştirilmesi gerektiği incelenmiş olup son bölümde ise örnek bir işletme ile kripto varlıkların ticari faaliyetlerde nasıl yatırım aracı olarak değerlendirilebileceği, son olarak da tahsilat ve ödemelerde kullanımı örnek işletme uygulaması ile değerlendirilerek çalışmaya yer verilmiştir.Öğe TMS 24 ilişkili taraf açıklamaları standardı kapsamında BIST 100 şirketlerinin incelenmesi(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2022) Baş, Derya; Üçoğlu, DeryaÖZET: İş ve ticaret hayatının normal bir parçası olan ilişkili taraf işlemleri işletmelerin finansal tabloları üzerindeki etkisini, finansal durumlarını, finansal performansını gerçeğe uygun sunumunu sağlamak amacıyla TMS 24 İlişkili Taraf Açıklamaları standardı oluşturulmuştur. Bu doğrultuda da standart karar alıcıların yerinde, doğru karar almalarına yardımcı olmaktadır. Bu çalışmada BİST 100 şirketlerinin TMS 24 standardına ne kadar uyumluluk gösterdikleri incelenmiştir. Standartta açıklanması gereken 25 maddeye yer verilmiştir. Çalışma sonucunda şirketlerin büyük bir kısmının ilişkili taraflar ve ilişkili taraf işlemlerine ilişkin açıklanması gereken dipnotlara yer vermedikleri görülmüştür.Öğe Fonksiyonel para biriminin finansal tablolara etkisi(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2022) Özcan, Elif; Üçoğlu, DeryaÖZET: Bu çalışmanın amacı Türkiye Muhasebe Standardı 21 Kur değişimi ve Etkileri uyarınca fonksiyonel para biriminin tercih aşamaları ile finansal tablolara etkilerini incelemektir. Bu standart; 31/12/2005 tarihinden sonra gelecek hesap dönemlerinde uygulanmak üzere 26040 sayılı resmî gazetede yayımlanarak 2007 ve onu takip eden 2012 yıllarına değin günümüz şartlarına entegre olacak şekilde güncellenerek gelmiştir. Tezin ilk kısmında döviz kavramı ve faydalı finansal bilginin niteliksel özellikleri üzerinde durulmuştur. Döviz kuru riski, finansal tabloların sunumunda faydalı finansal bilginin niteliksel özelliklerinin önemine ise finansal raporlamanın amaçları doğrultusunda bahsedilmiştir. Kur değişiminin etkileri standardının küresel boyuttan ülkemize entegrasyonundaki gelişim aşamalarına yer verilmiştir. İçerik analizi düzeyinde KAP’ tan alınan bilgiler ışığında İskenderun Demir ve Çelik A.Ş.’nin 2012- 2013 yılları arasında fonksiyonel para biriminde değişiklik yapma kararının nasıl değerlendirmeye alındığı incelenerek ABD dolarına geçişin karar süreci incelenmiştir. 2021 yılı güncel verileri kapsamında Borsa İstanbul 100 endeksindeki şirketlerin fonksiyonel para birimi tercihleri ile fonksiyonel para birimi TRY’ den farklı para birimi olan işletmeler ayrıca incelenmiştir.Öğe TMS 1 finansal tabloların sunuluşu ve sağlık, bilişim, enerji, turizm sektörleri üzerine inceleme(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2022) Altunel, Neslihan; Fırat, Faruk ZiyaÖZET: Türkiye’de Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören tüm sektörlerdeki şirketler Uluslararası Muhasebe Standartları / Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UMS/UFRS) ve çoğunlukla Türkçe çevirisi olan Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) kapsamında finansal raporlama sunmakla yükümlüdürler. UMS/UFRS’ler kapsamında hazırlanan finansal raporların amacı, tüm dünyada uzun vadede muhasebe dilinin uyumlu hale getirmek, finansal raporlarda şeffaflık ve karşılaştırılabilirliği artırmaktır. Ancak hazırlanan finansal raporlar çok sayıda öznel yargı ve doğrudan rehberlik eksikliği içerebilmektedir. Bu kapsamda literatürde sıklıkla tartışılan alanlardan biri de finansal tablo açıklamalarıdır. Araştırmalar, farklı ülkelerde UMS/UFRS’lere uyumda ciddi farklılıklar olduğunu göstermektedir. Bu çalışmanın amacı, TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu Standardı kapsamında sağlık, enerji, turizm ve bilişim sektörlerinde incelenen şirketlerin, düzenledikleri finansal tabloların TMS 1 standardına uyumunu ölçmektir. Aynı zamanda ölçülen uyum sonucuyla, pozitif muhasebe teorileri yaklaşımındaki, ajans (vekâlet) ve sinyal teorilerinden geliştirilen, hipotez ilişkilerini test etmektir. İşbu çalışma kapsamında, BİST’te işlem gören 41 şirketin 2019 yılı yıllık finansal raporları hem sektörel hem de toplu olarak incelenmiştir. Finansal raporlar TMS 1’den türetilen endeks kullanılarak puanlandırılmıştır. Endeks verileriyle, açıklama belirleyicileri şirket göstergeleri olarak kârlılık, kaldıraç, likidite oranları ve şirket büyüklük ilişkileri korelasyon analizi ile incelenmiş, toplu değerlendirmeler ise hem korelasyon hem de regresyon analizi ile gerçekleştirilmiştir. TMS 1 uyumunda; sağlık, enerji ve turizm sektörlerinde incelenen şirketlerin, her bir sektör için TMS 1’e ortalama uyum oranının %98, bilişim sektöründe incelenen şirketlerin ise ortalama uyum oranının %97 olduğu tespit edilmiştir. Enerji sektöründe, kaldıraç ve büyüklükle TMS 1 uyum arasında pozitif ilişki tespit edilmiştir. Bilişim sektöründe, kârlılıkla TMS 1 uyum arasında pozitif ilişki tespit edilmiştir. Tüm şirketlerin toplu incelemelerinde likidite ve TMS 1 uyum arasında negatif ilişki, kârlılık ile ise pozitif ilişki tespit edilmiştir. Ayrıca regresyon analizi sonucunda, kârlılıkla TMS 1 uyum arasında pozitif ilişki tespit edilmiştir.Öğe COVID-19'un otomotiv, perakende gıda, ulaştırma ve depolama, tekstil, deri ve giyim eşyası sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların finansal tablolarına etkileri: bist"te bir araştırma(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2021) Ergün, Tuba; Üçoğlu, DeryaÖZET: 2019 yılının sonlarında yayılmaya başlayan COVİD-19 virüsünün, 2020 yılında küresel pandemiye dönüşmesi sonucu, dünya, büyük bir ekonomik krize girmiştir. Hemen hemen bütün sektörleri olumsuz etkileyen bu süreçte, ülkelerin karantina kapsamında kapanmasıyla birlikte işletmeler ve çalışanları oldukça sıkıntılı günler geçirmiştir. Virüs, sadece ekonomik daralmaya sebep olmamış, toplumların da hem tüketim hem sosyal alışkanlıklarını değiştirmiştir. Bu çalışmada, COVİD-19 virüsünün küresel etkileri araştırılmış özellikle Türkiye’de, otomotiv, perakende gıda, ulaştırma ve depolama, tekstil, deri ve giyim eşyası sektörlerinde faaliyet gösteren, BIST’e kote firmaların finansal tablolarında 2019 yılına göre oluşan değişiklikler analiz edilmiştir. Analiz yapılırken, firmaların 2019 ve 2020 yıllarında yayınladıkları finansal raporları rasyolar aracılığıyla incelenmiş ve karşılaştırılmıştır. Yapılan analiz sonucu elde edilmiş olan bulgular değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır.Öğe UFRS 16 kiralama sözleşmeleri standardı, standardın getirdikleri ve bir uygulama(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2021) Demirel, Semra Aydın; Adiloğlu, BurcuÖZET: Günümüz küresel dünyasında, yeni teknolojilere ayak uydurmak, şirket kaynaklarını yatırımlara etkin bir şekilde kanalize etmek ve finansman sağlamak amaçları ile şirketler tarafından kiralama işlemleri sıklıkla kullanılmaktadır. Uygulamada en sık kullanılan kiralama çeşitleri finansal kiralama ve operasyonel kiralama olarak değerlendirilmektedir. Bu iki kiralamaya ilişkin olarak her ülkenin yerel mevzuatından hariç olarak küresel düzeyde geçerli olan uluslararası finansal raporlama standartlarında da düzenlemeler bulunmaktadır. Bu düzenlemeler, 01 Ocak 2019 tarihine kadar UMS 17 standardı ile bu tarihten itibaren ise, ilgili tarihten itibaren uygulamada geçerli olacak şekilde yürürlüğe giren UFRS 16 standardı ile yapılmaktadır. UFRS 16 standardı, özellikle kiralama sözleşmelerinde kiracı (müstecir) sıfatı ile yer alan şirketler açısından önemli yenilikleri ve düzenlemeleri beraberinde getirmiştir. En temel yenilik, UMS 17 standardı kapsamında bilanço dışı olarak tasnif edilen operasyonel kiralama kapsamında edinilen varlıkların bilanço içi olarak tasnif edilmesidir. Bu yenilik ile birlikte, şirketlerin finansal tablolarının varlıklar ve yükümlülükler kalemlerinde önemli farklılıklar oluşması beklenmektedir. Bu beklentiden yola çıkarak yürütülen bu tez çalışması; UFRS 16 standardının uygulanmasının şirket finansal tabloları üzerindeki etkisini değerlendirmeye yöneliktir. UFRS 16 standardının etkisinin belirlenmesine yönelik olarak Mart 2019’da BIST 100 endeksinde yer alan şirketler içerisinde seçilen 52 şirkete yönelik yürütülen analiz kapsamında, ilgili şirketlerin yayımlanan finansal tabloları ve faaliyet raporları çerçevesinde, UFRS 16 uygulamasının şirket varlıkları ve yükümlülükleri ile finansal tabloları üzerinde önemli etkileri olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe COVID-19'un havacılık sektörü finansal raporlarına etkileri: Türk havayolu şirketleriyle Stoxx Avrupa toplam piyasa havayolları endeksinde yer alan s?irketlerin incelenmesi(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2021) Albayrak, Hayrünisa Bulut; Üçoğlu, DeryaABSTRACT: Covid-19 has severely affected many sectors and companies. Airline companies are one of the most affected ones due to the decreased number of flights and passengers resulting from travel restrictions. This study aims to examine the effects of Covid-19 on the financial reports of airlines. In this study, the changes in the balance sheets and profit and loss statements of airline companies due to Covid-19 have been examined by ratio and horizontal analysis. In addition, how the effects of Covid-19 took place in the independent auditors’ reports and notes forming the part of the financial statements have been analyzed. According to the results of this study, it has been observed that Covid-19 had significant effects on the financial statements and reports of the airlines. Severe negative impacts have been observed, particularly on profitability ratios which are critical for sustainability. Under these circumstances, airline companies that want to give confidence to their investors have given considerable space to the effects of Covid-19 and the measures they have taken in their financial reports.Öğe Muhasebe ve denetı?m alanındaki yapay zeka uygulamaları(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2021) Nadas, Eyyüpcan; Üçoğlu, DeryaABSTRACT: In this study, artificial intelligence applications in accounting and auditing processes have been investigated through the current and future stages via predictions and current applications. The fact that accounting and auditing studies are carried out on data provides a convenient environment where artificial intelligence can be easily integrated and processes can be automated. In the first part of the study, artificial intelligence was examined in general, and in the second part, a general definition was made on the concepts of accounting and auditing, and the reflections of artificial intelligence on these areas were evaluated. In the third part, current practices are researched and the current studies of the “Big Four”, the big four audit firm, in this area are examined.Öğe TFRS 15 mu?s?teri so?zles?melerinden hasılat standardına gec?is?in finansal tablolara etkileri: BİST 100 endeksindeki firmaların incelenmesi(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2021) Tezel, Korten; Üçoğlu, DeryaABSTRACT: TAS 18 Revenue and TAS 11 Construction Contracts standards and other currently non-applicable interpretations failed to meet the needs of decision-makers and provide solutions to the difficulties faced by practitioners with changing conditions. As a result, TFRS 15 Revenue from Contracts with Customers standard came into effect to be applied to the reporting periods beginning on or after 1 January 2018. The most important difference of TFRS 15 from previous standards is the five-step model. This study aims to determine the financial impacts of the TFRS 15 standard implemented for the first time in 2018 on the BIST 100 index companies. In this context, using the 2018 financial statements and footnote disclosures, the changes in the financial statement items and the significance of these changes caused by the applications implemented per the provisions of the TFRS 15 standard have been analyzed.Öğe TFRS 16 kiralamalar standardının şirketlerinin finansal göstergelerine ve oranlarına etkisinin incelenmesi(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2021) Baydur, Berker; Fırat, Faruk ZiyaÖZET: “TMS 17 Kiralama İşlemleri” standardı yerine yürürlüğe giren “TFRS 16 Kiralamalar” standardı 31 Aralık 2018 tarihinden sonra başlayan hesap dönemlerinden uygulanmak üzere devreye alınmış ve kiracılar açısından oluşan iki farklı muhasebe modelini ortadan kaldırarak kiracı şirketlerin faaliyet kiralamalarına konu varlıklar ve bu varlıklardan kaynaklanan borçlarını, finansal durum tablolarına dahil etmesini sağlamıştır. Faaliyet kiralamalarının artık finansal durum tablolarına dahil edilmesi ile birlikte şirketlerin varlık ve yükümlülüklerinde artışlar meydana gelecek, bu artışlar da finansal tablo göstergeleri ve finansal oranları etkileyecektir. Bu çalışmanın amacı, TFRS 16 standardının kiralama işlemlerinin ölçümüne, muhasebeleştirilmesine ve sunumuna ilişkin etkilerini incelemek ve yeni standardın Borsa İstanbul’da (BIST) yer alan işletmelere ve sektörlere etkisini ve bu etkinin istatistiki olarak anlamlı olup olmadığını, belirlenen finansal göstergeler ve oranlar aracılığı ile ortaya koymaktır. Bu doğrultuda, BIST TÜM-100 endeksinde yer alan şirketlerin 2019 hesap dönemine ilişkin yayımladıkları finansal tablo ve dipnotları incelenmiş ve TFRS 16 hariç ve dahil etki gösteren şirketler için standart değişiminin yarattığı etkiler genel ve sektörel bazda hesaplanmıştır. Daha sonra, elde edilen bu değişim sonuçları, oluşturulan araştırma sorularına cevap bulabilmek adına IBM SPSS programı vasıtasıyla bazı istatistiki analiz ve testlere tabi tutulmuştur. Çalışma sonucunda, TFRS 16 standardı sonrası incelenen kiracı şirketler özelinde toplam varlıklarda, toplam yükümlülüklerde, EBIT değerinde, borç/özkaynak oranında, aktif kârlılığında anlamlı bir artış; sermaye kârlılığında ise istatistiki olarak anlamlı olmasa da nominal bir artış; özkaynaklarda, cari oranda ve aktif devir hızında, dönem net kârında, faiz karşılama oranında ve özkaynak karlılığında anlamlı bir azalış gözlemlenmiştir. Sektörel olarak bakıldığında ise, tüm göstergeler dikkate alındığında, standart değişiminden en çok etkilenen sektörlerin, “Gıda Perakendeciliği”, “Sağlık Hizmetleri”, “Ulaşım” ile “Dayanıklı Tüketim Malları ve Giyim” olduğu görülürken, buna karşılık en az etkilenen sektörlerin ise “Gayrimenkul”, “Hizmet”, “Otomotiv ve Yan Sanayi” ile “Sermaye Malları” olduğu gözlemlenmiştir. Sektörel inceleme kapsamında, ayrıca toplam varlıklar ve toplam yükümlülükler göstergeleri ile cari oran ve varlık devir hızı oranları için sektörler arasında anlamlı bir farklılaşma oluştuğu, buna karşılık özkaynaklar, EBIT ve dönem net kârı göstergeleri ile borç/özkaynak oranı, faiz karşılama oranı, aktif kârlılığı, özsermaye kârlılığı ve sermaye kârlılığı oranlarındaki değişimlerde sektörler arasında anlamlı bir farklılaşma oluşmadığı tespit edilmiştir.Öğe Türkiye ve Azerbaycan muhasebe uygulamalarının karşılaştırmalı analizi(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2021) Alibeyli, Arif; Yücel, GökselÖZET: Muhasebenin temel görevi işletme içi ve işletme dışı kişi ve kuruluşlara bilgi üretmektir. Üretilen bilgileri doğru analiz ederek kullanan işletmeler başarılı olmaktadır. Günümüzde, artan teknolojik imkanlar ve ülkeler arasındaki sınırların ortadan kalkmasıyla işletmeler teknoloji, küreselleşme, artan rekabet şartları gibi konularda sürekli değişmektedir. Söz konusu durum farkı ülke ve kuruluşların muhasebe bilgilerini herkes tarafından anlaşılan bir “dil”de, yani benzer standartta hazırlanmak zorunda bırakmıştır. Artık, birçok ülke Uluslararası Muhasebe Standartları bazında kendi standartlarını hazırlamıştır. Muhasebe bir bilgi sistemidir ve bu sistemde önemli olan faaliyet sonuçlarının sağlıklı ve güvenilir bir şekilde muhasebeleştirilmesi, mali tablolardaki bilgilerin gerçek durumu yansıtması ve aynı zamanda bu tabloların karşılaştırabilme niteliği taşımasıdır. Bu tezde Türkiye’de uygulanmakta olan muhasebe sistemini Azerbaycan muhasebe sistemi ile karşılaştırarak analiz edip muhasebe sistemlerinin olumlu ve olumsuz yönlerini belirlemek olarak ifade edilebilir. Yapılan çalışmada, her iki ülkenin muhasebe sisteminin tarihçesi, hesap planı, finansal tabloları ve ülke muhasebe standartları incelenmiş, karşılaştırmalı olarak analiz edilmiş ve sonuçlar değerlendirilmiştir.Öğe Robotik süreç otomasyonunun denetimde kullanımı: avantajlar ve zorluklar(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2021) Arslan, Ertuğrul; Adiloğlu, BurcuÖZET: İş görevlerinin otomasyonu, bu amaca hizmet etmek için farklı teknolojilerin geliştirildiği yüzyılı aşkın süredir büyük ilgi görmüştür. Robotik Süreç Otomasyonu (RPA), daha önce insanlar tarafından gerçekleştirilen monoton ve tekrarlayan iş görevlerinin yürütülmesini otomatikleştiren bu teknolojilerden biridir. Tekrarlayan ve manuel olan kurallara dayalı görevleri otomatikleştirme yeteneği ile RPA'nın, baştan savma görevleri değiştirerek ve nihayetinde gelişmiş denetim kalitesine yol açacak olan üst düzey düşünme becerilerini vurgulayarak denetçi rolünü yeniden düzenlemesi beklenmektedir. RPA kullanımı, kuruluşların uzun vadede rekabetçi kalması için hayati önem taşımaktadır ve önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde artacağı tahmin edilmektedir. Bu tez çalışmasında, RPA kavramını tanıtarak ve denetimde kullanımını açıklayarak denetimin geleceğini anlatmaktadır. Bu çalışma, RPA'nın denetim kalitesini iyileştirme potansiyeline nasıl sahip olduğunu göstermek için bir muhasebe firmasının çalışanlara sağlanan fayda planı denetimlerinin bir vaka çalışmasını kullanmaktadır. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, çalışanın RPA kullanımından kaynaklanan olumlu ve olumsuz etkileri hakkında daha fazla fikir vermektedir.Öğe Bağımsız denetim sürecinde iç kontrole dair döngü yaklaşımının uygulanması(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2021) Yıldırım, Bartu; Üçoğlu, DeryaÖZET: Firmalarda yapılan hileler firmaları finansal ve finansal olmayan şekilde etkilemektedir. Gerçekleştirilen hileler sonucunda firmalar büyük miktarda para yitirmekte ve itibar kaybı yaşamaktadır. Bu sebeple mali konular ile ilgili yapılan denetim faaliyetleri ve operasyonlara ilişkin kontrol süreçleri oldukça önem arz etmektedir. Kontrol kavramını denetim kavramından ayıran en belirgin özellik kontrol faaliyetlerinin firma yönetimine bağlı bir şekilde devam etmesidir. Firmalar ekonomilerin en önemli ajanları olmaları dolayısıyla doğal olarak bunlarda meydana gelen değişim ve gelişmelerden en çok etkilenen birimler haline gelmişlerdir. Özellikle yaşanan büyük şirket skandalları firmalara karşı bir güvensizlik ortamı oluşturmuştur. Bu güvensizlik karşısında bağımsız denetim faaliyetlerine ilişkin düzenlemeler firma yönetimlerine farklı ve yeni düzenleme ve sorumluluklar getirmiştir. Bu çalışmada da denetim ve iç kontrol süreçleri anlatıldıktan sonra hasılat, satın alma, muhasebe ve insan kaynakları döngüleri incelenmiştir. İlgili döngüler hakkında genel bilgiler verildikten sonra, döngü yaklaşımında belgelerin toplanması ve uygulanması konuları ele alınmıştır.Öğe İşletmelerde nakit yönetimi ve karşılaştırmalı analiz(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2021) Erdemir, Ali; Yücel, A. GökselÖZET: Bu çalışmada nakit, likidite, işletme sermayesi nakit yönetimi ve Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği’ni temsilen üye 4 ülkenin borsalarında kayıtlı halka açık sanayi şirketlerinin nakit yönetim politikaları karşılaştırmalı olarak incelenmektedir. İşletmelerin nakit ihtiyaçlarını karşılamak veya mevcut bulunan atıl vaziyetteki nakit stoklarını nasıl değerlendirdikleri yönetim için oldukça önemlidir. Çalışmanın ilk bölümünde konuya ilişkin kuramsal terimlerin yani nakit, likidite, işletme sermayesi kavramlarının tanımları, nakit ve nakit benzeri varlıkların tanımları, nakit varlıkların finansal tablolarda izlenmesi ve finansal tablolarda mevcut nakit varlıların denetimine ilişkin temel açıklamalar yapılmıştır. Devamında ise likidite analizi teknikleri, işletme sermayesi çeşitleri ve işletme sermayesi yönetimi incelenmektedir. Bahsi geçen kavramlar, işletme için hayati öneme sahiptir. Bir işletme kârlılığı yüksek olsa dahi, etkin bir nakit yönetimi, likidite planı, işletme sermayesi yönetimi olmadığı takdirde iflas etmesi ciddi bir olasılıktır. Bu yüzden nakit yönetimine ilişkin kuramsal terimlerin anlaşılması oldukça önemlidir. İşletmeler dönemsel nakit akış faaliyetlerini takip edebilmek, finansal bilgi kullanıcılarına da nakit yönetimi ile ilgili bilgi sağlayabilmek amacı ile nakit akış tablosu düzenlemektedir. Nakit akış tablosu, işletmenin elinde mevcut nakitlerinin ne şekilde kullandığı ne kadar nakit stokladığı veya boşta kalan nakit stoklarını nasıl değerlendirdikleri konusunda bilgi vermektedir. İşletmeler için nakit bulundurmak hem avantajlı hem de dezavantajlı bir durum meydana getirebilmektedir. Nakit varlıklar, herhangi bir yatırım için kullanılmadığı takdirde kârlı yatırım fırsatlarının kaçırılmasından dolayı fırsat maliyetine neden olmaktadır. Lakin işletme, elinde ihtiyacı olduğu kadar nakit bulundurmazsa finansal sıkışıklar yaşayabilir, yüksek maliyetli finansal kaynaklara mecbur kalabilir veya rutin faaliyetlerin yürütülememesi gibi krizlerle baş başa kalınabilir. Bu sebeple yöneticilerin, işletmeler için optimum nakit stoku miktarını doğru tahminler, planlar ve bütçeler oluşturarak belirlemesi gereklidir. Optimum nakit stok miktarları belirlenmesi geçmişten günümüze birçok bilimsel tartışmanın, teorilerin,bilinenleri Baumol Modeli, Miller-Orr Modeli, Stone Modeli, Beranek Modeli vb. matematiksel yöntemlerdir. Ayrıca Denge Teorisi, Hiyerarşi Teorisi ve Serbest Nakit Akımları Teorisi gibi modern ve düşünce, planlama ve yönetim becerilerine dayalı yöntemler de mevcuttur. Yöneticilerin işletme için optimum nakit stoku miktarını belirlemesi tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda olağan ve olağandışı dönemler boyunca nakit akışlarını etkin bir şekilde yönetmeye devam etmeli, nakit döngüsü bileşenlerinin işletme lehine ve etkin bir şekilde yönetilmesini sağlamaya devam etmelidir. Bu bileşenler alacak ve tahsilat yönetimleri, borç ve ödeme yönetimleri, stok yönetimleridir. Çalışma son olarak, nakit yönetimine ilişkin teorik tanımlamaların ve etkin yönetim yollarının açıklanmasından sonra, Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği’ni temsilen 4 üye ülkenin borsalarında kayıtlı, sanayi şirketlerinin nakit yönetim politikalarını değerlendirmektedir. Bu işletmelerin, bünyelerinde ne kadar nakit bulundurdukları, atıl durumdaki nakit stoklarını ne şekilde değerlendirdikleri ve nakit kaynaklarını ne şekilde temin ettikleri konuları araştırılmaktadır. Sonuç olarak, farklı coğrafyalarda yaşayan bu küresel işletmelerin, yaşamakta oldukları coğrafyaların kültürel özelliklerine istinaden, nakit yönetimlerinde farklılıklar gözlemleniyor mu yoksa nakit yönetiminde büyük sanayi işletmeleri için ortak bir dil ve anlayış mevcut mudur sorusuna cevap aranmaktadır.Öğe UFRS 15 müşteri sözleşmelerinden hasılat ve iletişim sektörü üzerine bir uygulama örneği(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2020) Şen, Engin; Yücel, Ahmet GökselÖZET: Bu çalışmanın amacı Uluslararası Finansal Raporlama Standardı 15 Müşteri Sözleşmelerinden Hasılat standardının gelir tablosuna olan etkisi incelenecektir. Uluslararası Finansal Raporlama Standardı 15 Müşteri Sözleşmelerinden Hasılat standardını 2016 yılında yayımlanmış olup 2017 yıl sonunda itibaren başlayan hesap dönemlerinde uygulanacaktır. Uluslararası Finansal Raporlama Standardı 15 Müşteri Sözleşmelerinden Hasılat standardı hasılatın hangi dönemde ve ne hangi tutarda mali tablolara alınacağı belirlemek için, alıcıyla yapılan anlaşmaya bağlı ve kontrolün devrine odaklanan beş aşamalı bir model sunmaktadır. Bu tezin ilk kısmında hasılat, hasılat açıklaması ve hasılatın kaydedilmesine dair bilgiler sunulmuştur. Hasılat, mali tabloların en önemli unsurlarından biridir. Bu tez çalışmasının ikinci bölümünde ise Uluslararası Finansal Raporlama Standardı 15 Müşteri Sözleşmelerinden Hasılat standardı hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Bu tez çalışmasının son bölümünde ise, yazılım ve ulaşım sektöründeki hasılat kalemlerini belirtilerek ve Uluslararası Finansal Raporlama Standartları 15’in beş aşamalı hasılat tanıma modelini iletişim sektöründen örnekler ile uygulaması gerçekleştirilecektir. Hem yerli hem de yabancı yatırımcıların, mali tabloların karşılaştırılabilir olduğunda rasyonel kararlar verebilmeleri daha kolay olmaktadır. Kuşkusuz, küresel olarak tek bir finansal raporlama standardının benimsenmesi bu kıyaslama yapma şansını artıracak ve tüm paydaşların hisse senedi piyasasında yatırım fırsatlarını etkin bir şekilde karşılaştırabilecekleri bir ortam yaratacaktır.Öğe UFRS 16 kiralamalar standardının finansal tablolar üzerindeki etkileri ve örnek uygulama(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2020) Ateş, Yağmur; Üçoğlu, DeryaÖZET: Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (UMSK) tarafından küresel finans piyasalarında şeffaflığı sağlamak için UMS 17 Kiralama İşlemleri'nin yerini alacak olan UFRS 16 Kiralamalar'ı 13 Ocak 2016'da yayınlamıştır. 1 Ocak 2019'da başlayan dönemler ve sonrasında uygulanması zorunlu olan UFRS 16 Kiralamalar, finansal kiralama ve faaliyet kiralaması ayrımını kiracılar açısından ortadan kaldırmıştır. Kiracılar, süresi 12 ay veya daha fazla olan kiralamalarda, dipnotlarda açıklamak (bilanço dışı) yerine tüm varlık ve yükümlülükleri muhasebeleştirmek ve finansal tablolarda sunmak zorundadır. Bu çalışmada UFRS 16 Kiralamalar'ın getirdiği yeni düzenlemeler incelenecek ve standardın finansal tablolara etkilerinin analiz edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın amacına uygun olarak örnek finansal tablolar oluşturulup, UFRS 16 Kiralamalar'a geçiş ile meydana gelen değişiklikler yüzdesel karşılaştırma ve oran analizi ile hesaplamalar yapılarak incelenmiştir. Çalışma sonucuna göre; UFRS 16 Kiralamalar'ın uygulanmasının, sektör bazında farklılık gösterse de, kiralama sözleşmeleri bulunan tüm şirketlere ait finansal tablolar üzerinde önemli etkilere neden olduğu görülmüştür. Söz konusu standardın uygulanması ile özellikle finansal durum tablolarının daha gerçekçi ve daha objektif görüntüye sahip olacağı, dolayısıyla finansal tablo kullanıcılarının daha doğru karar vermesine yardımcı olacağı tespit edilmiştir.Öğe UFRS 16 kiralamalar standardının finansal etkileri: BİST'te perakende ticaret sektörü üzerine bir araştırma(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2020) Döğüş, Yaşam; Üçoğlu, DeryaÖZET: Kiralama işlemlerinin muhasebeleştirilme işlemleri 1 Ocak 2019’a kadar UMS/TMS 17’ye göre yapılmaktaydı. Fakat UFRS/TFRS 16 Kiralamalar Standardının yürürlüğe girmesi ile beraber UMS/TMS 17’nin uygulanmasına son verilerek, UFRS/TFRS 16 Standardı uygulanmaya başlanmıştır. Bu yeni bir standardın getirilmesinin temel nedeni mevcut standardın, finansal tablolara gerekli bilgileri yansıtmıyor olması ve finansal/operasyonel kiralamaların muhasebeleştirilme işlemlerindeki farkların ortadan kaldırılmasıdır. UFRS 16’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte finansal tabloların, kullanıcılarına açık, anlaşılır, açıklanabilir ve şeffaf bilgi vermesi, finansal tablo kullanıcılarını yanıltacak herhangi bir yanlış ya da eksik bilgiye yer verilmemesi sağlanmıştır. Bu çalışmada UFRS 16 Standardının uygulanması ile oluşan etkiler ve finansal tablolar üzerindeki değişiklikler açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın amacı, UFRS 16’nın uygulamaya başlanması ile başlıca varlıklarını faaliyet kiralaması yolu ile kullanmakta olan kiracı konumundaki şirketlerin finansal tablolarında raporlanan varlık ve yükümlülüklerinde artış meydana getirme durumu ve bu artışın kiracıların finansal göstergelerini hangi ölçüde değiştirdiğinin finansal rasyolar aracılığı ile ortaya konulmasıdır. Çalışma sonucunda UFRS 16 Standardının en fazla varlık ve yükümlülük kalemlerini etkilediği bu bağlamda duran varlık ve uzun vadeli yükümlülük kalemlerinde artış olduğu görülmüştür. Ayrıca UFRS 16 standardının örnek işletmelerin hasılat ve stoklar kaleminde herhangi bir değişim oluşturmazken, işletmelerin likiditesini gösteren oranlarda genel olarak bir azalış meydana geldiği görülmüştür.Öğe İşletmelerde hile ve yolsuzlukların engellenmesinde kurumsal yönetimin rolü üzerine bir araştırma(İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2019) Gökaltın, Ramazan; Üçoğlu, DeryaÖZET: Günümüz işletmeleri için hile ve yolsuzluklar, temel problemlerden biridir. Özellikle yirminci yüzyılın sonlarında dünya çapında ses getiren şirket skandalları, hile ve yolsuzlukların önlenmesi için girişimleri hızlandırmıştır. Kurumsal yönetim anlayışının ortaya çıkması da bu gelişmelerle ilgilidir. İşletmelerde hile ve yolsuzlukların engellenmesinde kurumsal yönetimin rolünün araştırılması bu çalışmanın temel amacı olarak belirlenmiştir. Araştırmada mülakat (yüz yüze görüşme) yönteminden faydalanılmıştır. Türkiye'de farklı sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerde görev yapan 13 katılımcıya kurumsal yönetim, hile ve yolsuzluklarla ilgili 12 soru yöneltilmiştir. Ulaşılan sonuçlar, kurumsal yönetim anlayışının hile ve yolsuzlukları önlemede etkili bir yönetim biçimi olduğunu göstermektedir. Kurumsal yönetimin hile ve yolsuzlukları engelleyebilmesi için iç ve dış denetim mekanizmasının etkin biçimde işlemesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca katılımcılardan, hile ve yolsuzlukları önlemek için sorumlulukların paylaşılması, kuralların kişilere göre esnetilmemesi, düzenli bilgi paylaşılması ve çalışanların eylemleri ile ilgili olarak hesap verebilir durumda olması gerektiği yönünde bilgiler elde edilmiştir. Bu çalışmanın sonuçları genelleştirilemez ve mülakat katılımcılarının verdiği yanıtlarla sınırlıdır.